Aynı gemide bulunanlar, gemi su alırken delikleri kapatmak yerine güvertede birbiri ile didişiyor. Aynı gemidekiler, gemiyi batırmak için harekete geçti. Tüm tayfaların gözü kaptan köşkünde.. İkbal, hırslar, egolar gözleri kör etmiş durumda..
Geminin önünde buz dağları, geminin önünde büyük devasa fırtınalar var.. Yolculuk zorlu geçecek gibi..
Gemide bulunan yolcuların ise başlayan yolculuğun kötü geçtiği, akıbetin ise iyi bir son ile bitmeyeceği yönünde ki eleştirileri, endişeleri, şikayetleri, homurdanmaları da pek ciddiye alınmıyor gibi.. Şikayet kutusu var ama şikayetleri ciddiye alan yok..
Ve hatta o gemiyi sağ salim kıyıya ulaştırmakla görevli tüm gemi mürettebatının bir kısmı da, yolcular gibi bu sefer çok endişeli..
Gemiye gelen yeni kaptanı eleştirenler, kabullenmeyenler var.. Geminin önceki kaptanı olsaydı böyle olmazdı diyenlerin sesi ise uğultu olmaktan çıkmış, bir tepkiye bir tona dönüşmüş durumda..
Ve tayfalar gemide yaşanan bu kaos ortamını fırsata çevirmenin peşinde.. Herkesin gözü kaptan köşkünde..
Gemi personeli içinde, kaptana dümeni yanlış yöne, yani buz dağının olduğu tarafa kırsın diye, yanlış koordinatlar verecek kadar gözleri dönmüşler var!
Henüz yolculuğun başında, kaptanı indirmenin planlarını yapanlar, geçmişte defalarca çıkılan yolculuklarda 'Biz aynı gemideyiz' 'Beraber ıslandık yağan yağmurlarda' diyenlerdi. Şimdi onlar, birer birer gerçek yüzlerini göstermeye başlıyor ve geminin önünü göremediği bu puslu havayı fırsata dönüştürmenin en korkunç planını yapıyor..
Olur da gemi buz dağına çarparsa, olur da bu gemi karaya oturursa, ihtimaller dahilinde ki tüm bu felaketler olmadan önce, gemiden nasıl kurtulurum düşüncesi ile filikalarını, can yeleklerini hazırlamış, her an gemiden kaçacak şekilde tetikte bekleyen o tayfalar, büyük bir ihanetin son perdesini oynuyor gibi..
Yeni kaptan ise tüm bu olup bitenlerin farkında olmakla birlikte, tayfalarının hain planlarını, yolcuların homurdanmalarını pek ciddiye almıyor..
Suyun kaldırma kuvvetine olan inanç, aynı suyun o gemiyi biran da alabora edeceği gerçeğini değiştirmiyor.. Oysa yola çıkmadan önce kaptanların kaptanı, bu konuda onu uyarmıştı.. Aynı gemide olabiliriz ama su bizi taşımak zorunda değil.. An gelir o su, bizi biran da ters yüz edebilir..
Gemide büyük bir huzursuzluk var.. Herkes eski kaptanı arıyor.. Yeni kaptan ise tüm bunları bilmekle birlikte, tayfalarının kendisi için hazırladığı kötü son için, hiç bir önlem almıyor.. Su var altımızda diyor.. Kıyıya 31 Mart'ta varırız nasılsa diyor..
Bir kaptan için bu umursamaz tavır aslında, kaçınılmaz sonun erkenden ve beklenmedik bir anda gelmesi için büyük bir ihmaldir..
Gemiyi terk etmeye hazırlanan farelerin varlığını bilip, hiç bir şey yapmayan kaptan, kendi kaderini yaşamak yerine, kendi sonunun hazırlanmasına seyirci kalan bir görüntü vermektedir. Fareler güverteyi kemiriyor.. Geminin gövdesini su basması için küçük bir diş darbesi yeterli..
Rotası belli olan gemiyi, rotasından çıkartmak için tüm planlar hazır ve uygulanmayı bekliyor gibi..
Geminin en alt kısmında, makine bölgesinden çıkan yüksek sesi, seslerine perde olarak kullananlar, başka gemilere geçmek için, içlerine sızan ara bulucular ile görüşmelerini yapıyor, güvertesini kemirdikleri gemiden atlarlarsa yanlarına yanaşacak başka gemilerde, canlarının ve mallarının korunması vede varlıklarının sürdürülmesi için son pazarlıklarını yapıyor, son garantilerini alıyor..
Bu gemide her an her şey olabilir artık.. Yolcular tedirgin ve endişeli.. Gemide yaşanan kaosun yanı sıra, yetkileri elinden alınan ve alınacak mürettebatlar var.. O mürettebatlar ise bedenen değilse bile ruhen bulundukları gemiyi çoktan terk etmiş durumda.. Bu gemi kıyıya nasıl varacak.. Ufukta büyük vede devasa bir fırtına var..