Tüm dünyada, çevreciler yenilenebilir enerji kaynaklarını desteklerken, yenilenebilir enerji kategorisinde yer alan Biyokütle Enerjisine, Samsun'da yine çevreciler tarafından karşı çıkılması tezat oluşturmuyor mu?
Samsun'un Çarşamba ilçesi Eğercili mahallesinde yıllarca kömür deposu olarak kullanılan alan üzerine yapılacak olan Biyokütle Enerji Santrali, yenilenebilir enerji kaynakları listesinde yer almasına rağmen, Samsun'da bazı çevreler tarafından istenmeyen yatırım olarak ilan edildi.
KÖMÜR DEPOSUNA YILLARCA SES ÇIKARTILMADI
Neden, niçin peki? Biyokütle Enerji santrali gündemde yokken, Eğercili mahallesinde ki kömür deposu Çarşamba Ovasının içinde değil miydi? Neden ve niçin ovanın içinde yer alan bu kömür deposuna hiç kimse ses çıkartmadı, ya da çevreciler bu kömür deposunu neden hiç dillerine dolamadı.. Kömür depolarının çevreye, tarım arazilerine, çevrede ki evlere ve insanlara verdiği zararlarda üstelik ortadayken..
BİBER, DOMATES YETİŞTİRMEYENLER..
Çarşamba Ovasında bir biber, bir domates yada fındık dahi yetiştirmemiş olanların, ovayı ve çevreyi korumaları ve düşünmeleri elbette güzel bir davranıştır. Ancak tüm dünyanın yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneldiği bir dönemde, yenilenebilir ve çevre etkileşimi en aza indirilmiş yeni teknoloji ile yapılan bir yatırımın, önünün kesilmek istenmesinin sebebi nedir?
YENİLENEBİLİR ENERJİYİ DÜNYA TERCİH EDERKEN..
ABD başta olmak üzere tüm dünya ülkelerinde güneş, rüzgar, biyokütle, jeotermal, hidroelektrik, hidrojen ve dalga enerjisi, yenilenebilir enerji kaynağı olarak kullanılmakta ve enerji ihtiyacı ile ilgili bu yatırımlar desteklenmekte ve de tercih edilmektedir. Peki bizim ülkemizde ya da Samsun'da biyokütle dışında yenilenebilir enerji yatırımları yok mudur? Elbette vardır! Samsun'da güneş ve rüzgar enerjisi ile enerji üretimi yapan tesisler de vardır. Biyokütle Enerji ve yenilenebilir enerji kaynakları arasında yer alan diğer kaynaklarda çevreye zararının olmaması nedeniyle tüm dünyada tercih edilmektedir.
KÖMÜRLÜ ÇALIŞAN ESKİ TEKNOLOJİ TERMİK SANTRAL Mİ YAPILSIN
Yenilenebilir enerji yatırımları arasında yer alan Biyokütle Enerji Santralleri yerine, acaba çevreye, insana, tarım alanlarına daha çok zarar veren kömürle çalışan termik santraller mi yapmalıyız? Gelişen ve değişen dünya yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelirken, Samsun'da çevrecilerin karşı çıktığı Biyokütle Enerji Santrali yerine acaba eski teknoloji ve daha çok kirleten bir yatırım mı yapılmalıdır.
HAYIR DİYORSANIZ, KARŞI ÇIKMAK NEYİN NESİ
Gelişen teknoloji ve yeni nesil sistemler yerine ilkel ve çağ dışı, arıtma ve filtre olmayan enerji santralleri mi yapılmalıdır mesala? İstenen bu mudur! Eğer tüm bu tekliflere elbette hayır diyorsak, yenilenebilir, son teknoloji ve çevre zararı minimum düzeyde olan bir yatırıma karşı çıkmak neyin nesidir..
YATIRIMA KARŞI DEĞİLSENİZ NEDEN ÖLÜMLER OLACAK DİYORSUNUZ
Yatırıma değil, Biyokütle Santralinin Çarşamba Ovasında yapılmasına karşı çıktıklarını söyleyenlerin, bölge halkını galeyana getirmek için zehir saçacak, tarım arazileri yok olacak, kanser artacak, ölümler olacak gibi tezviratları kullanmasının sebebi nedir peki!
YENİLENEBİLİR KAYNAKLARI NEDEN ÖCÜ GİBİ GÖSTERİYORSUNUZ
Ülkenin enerji ihtiyacı ve açığı sizce daha çok kirleten santrallerle mi karşılanmalı, yoksa çevre zararı asgari ve sınır değerlerin kat kat altında, yani yeni teknoloji yenilenebilir enerji kaynakları ile mi sağlanmalıdır? Eğer yeni nesil ve yenilenebilir, çevreye duyarlı kaynaklar ise tercihiniz o zaman yenilenebilir enerji tesislerinden biri olan Biyokütle Enerjisini, topluma ve insanlara öcü gibi göstermekten vazgeçmek lazım..
O ZAMAN BUYURUN SİZ YATIRIM YAPIN
Bu şehrin ve ülkemizin gelişmeye, kalkınmaya, yeni teknolojik sistemlerle yapılacak yatırımlara ihtiyacı var. Yeni teknoloji ile çevre zararı minimuma indirilmiş her yatırıma eğer biz 'yeri yanlış, şu olacak, bu olacak' diyerek karşı çıkacak isek, o zaman buyurun efendiler istihdam alanları oluşturacak, ülkenin enerji ihtiyacını karşılayacak, gayri safi milli hasılayı yükseltecek yatırımları siz yapın o zaman!
OTURDUĞUNUZ YERDEN AHKAM KESMEKLE OLMUYOR
Tüm bu ihtiyaçların karşılanmasında cebinden beş kuruş harcamadan, risk almadan oturduğunuz yerden ahkam kesmekle olmuyor bu işler. Hadi buyurun Samsun'un işsizlik sorununa çare olacak, çevresini koruyacak, tarım alanlarını koruyacak yenilenebilir enerji santrallerini ya da fabrikaları, siz yapın da bir görelim hele. Ki yapacak olursanız da eğer sizde yine, aynı teknolojiyi kullanacak, farklı bir yatırım yapmayacaksınız..
YATIRIMCININ KARŞISINA İNSANLARI DİKMEKTEN VAZGEÇİN
O yüzden gelen yada gelecek olan yatırımcının karşısına, panik yaratacak söylem ve iddialarınızla, sürekli Samsun halkını dikmeye çalışmaktan vazgeçin.
GREENPEACE'İN KULLANDIĞI GEMİNİN MOTORU
Bir dönem Samsun'da aynı tepkilerle karşılaşan mobil santrallerle ilgili de şöyle bir bilgi verelim.. Tekkeköy ilçesinde bulunan Mobil Santrallerin çalışmasını sağlayan motor sistemi bu alanda dünyada parmakla gösterilen Finlandiya merkezli Vartsila firmasının üretimidir. Vartsila firması üretimi motor sistemlerinin bir özelliği ise, çevre dostu olmasıdır. Mobil Santrallere o dönemlerde çevreyi kirleteceği gerekçesi ile karşı çıkanların bilmediği bir detay ise, çevre örgütü Greenpeace'in kullandığı geminin motorunun da yine Vartsila firmasına yani mobil santrallerde ki ile aynı olmasıdır.
MİLLET AYA GİDERKEN, KUŞA BAK DİYENLER
O yüzden millet aya giderken, kuşa bak diyerek gündem yaratmaya, insanları yatırım ve yatırımcıya düşman etmeye, bir şehre 'Yatırımcıyı sevmiyor' imajı vermeye kimsenin hakkı yoktur, olamazda..
HUKUK, BİLİM VE İLİM NE DİYOR
Yer yanlış ise hukuk ve yargı orada. Hukuk ne diyorsa o kabul edilmelidir. Eğer yatırım ile ilgili bir sorununuz yok, sadece yapılacağı yer ile ilgili endişeleriniz var ise, ölümler olacak, kanser saçacak, zehir kusacak gibi saçma sapan bilgilerle değil, insanlara bilim ve ilmin gerçekten bu konuda ne dediğini anlatmalısınız.
YATIRIMCI YATIRIMINA GÜVENİYORSA BUNU ANLATSIN
Biyokütle Enerji Santralinin yatırımcı firması, eğer yapacağı yatırıma güveniyor, çevreye ve tarım alanlarına zarar vermeyeceğinin garantisini veriyor ise, sessiz kalmamalı, bu konuda tüm bilimsel raporları ya da yapacakları santralin ne olduğu, ne olmadığı konusunda toplantılar düzenleyerek bu şehrin basınına, halkına, sivil toplum örgütlerine samimi bir şekilde anlatmalıdır. Bilime, ilime güvenmek, hukuka ise inanmak gerek..