Samsun'da görev yaptığı hastanede öldürülen doktor Kamil Furtun cinayeti ile ilgili haklarında ihmal davası açılan hastane yönetiminin delil yetersizliğinden beraat etmesine Samsun Tabip Odası Başkanı Funda Furtun'dan tepki geldi.
Samsun Tabip Odası Başkanı Funda Furtun, eşi Kamil Furtun'un öldürülmesi ile ilgili bilirkişi raporlarının ağır ihmalleri delilleri ile ortaya koyduğuna dikkati çekerken, buna rağmen hastane yöneticilerinin delil yetersizliğinden beraat etmesini eleştirdi.
Eşi olan doktor Kamil Furtun'un öldürülmesi olayı ve mahkemenin hastane yöneticilerine verdiği beraat kararı ile ilgili açıklama yapan Samsun Tabip Odası Başkanı Funda Furtun, "Bildiğiniz üzere şu an Samsun Tabip Odası Başkanıyım. Aynı zamanda da vahşi bir cinayet ile katledilen Dr. Kamil Furtun’un eşiyim. Bu kahredici cinayetin üzerinden altı yıl geçti. Onu neden öldürdüğünü halen bilmediğimiz katil, en ağır ceza ile cezalandırıldı. Bu ağırlaştırılmış müebbet cezası Yargıtay tarafından onandı. Bu ceza, sevgili eşime tekrar kavuşmamı sağlamasa da katilin en ağır ceza ile cezalandırılmasından memnunum. Bu cinayet önlenebilir miydi? Bu sorunun muhatabı hastane idaresi özelinde kamu idaresidir. Bu katilin hastanede birini öldüreceğini söylemesine ve bilinmesine rağmen orada bile bile tutulması, bu konuda hiçbir şey yapılmaması tetiği çeken kadar olmasa da tetiğin çekilmesine engel olamayan ya da ağır ihmali bulunanları da bu cinayetten sorumlu kılmaz mı? Ağır ihmalin sonucunda kaybedilen bir yaşam, sorumluluklarını yerine getirmede ihmalleri olanları suçlu yapmaz mı? Olayın akabinde yargı sürecinde yaşananlar bu konuda büyük bir ihmal olduğunu gözler önüne serdi. Ancak dönemin hastane yöneticilerinin yargılanabilmesi için mücadelemiz üç yılımızı aldı. İlginç bir şekilde kamu idaresi hastane yöneticilerinin yargılanabilmesi yönünden çok büyük bir direnç gösterdi. Yoğun çabalar ve tüm engellemelere rağmen idari yargı kararıyla üç yıl sonra ağır ihmalden görevi kötüye kullanmaktan dolayı ceza davası başladı. Olaydan ancak üç yıl sonra İdari yargı kararlarının zorlamasıyla açılan kamu davası, bilirkişi raporu tüm sanıkların ağır ihmali olduğunu belirtmesine yani suçlu oldukları sabit olmasına karşın, bu rapor ve tanık ifadeleri adeta yok sayılarak üç yıl süren yargılama sonunda delil yetersizliğinden tüm sanıkların beraatıyla sonuçlanmıştır." dedi.
Açıklamasında "Bilirkişi raporları yönetimin ağır ihmalini çok açık biçimde dayanak ve delilleriyle ortaya koyuyordu. Katil için, bir şeyler yapmalıyız diyen güvenlik görevlilerinin ifadeleri vardı" diyen Funda Furtun, mahkemenin hastane yöneticileri ile ilgili verdiği beraat kararı sonrası şunları dile getirdi.
"Dönemin başhekimi ve hastane müdürünün kendi ifadelerinde katilin uyuşturucu kullandığına yönelik bilgiden haberdar oldukları vardı. Hatta hastane İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu katilin sorunlu kişiliği sebebiyle bir şeyler yapılması ve önlem alınması gerektiğini toplantı tutanağına yazmışlardı. Diğer taraftan katilin hastanede görevi olmamasına rağmen yıllarca sanki mesaiye gelir gibi hastaneye gelmiş, gerek hastaları gerekse hastane çalışanlarını huzursuz etmiş, tehdit etmiş, hastane bahçesinde elinde orakla gezmiş, santral memurunu burnunu kıracak biçimde darp etmiş. Hatta katil, hastane imamına ben bu hastaneden büyük birini götüreceğim demiştir. Tüm bunlara rağmen hastane müdürü ve başhemşirenin odasında çay-kahve eşliğinde sohbetler edilmiş, bu cani ruhlu insanın hastane idari alanlarından uzaklaştırmak bir yana adeta katile ayrıcalıklı payeler verilmiş. Tüm bu rahatsızlıklar olurken hastane başhekiminin ve idaresinin hiç haberi olmamış mı? O zamanki adıyla Göğüs Hastalıkları Hastanesi arka sokak canilerinin elini kolunu sallayarak hastane idari birimlerine dahi kolayca girebilen bir sağlık kuruluşu olmuş. Ve buna hastane idaresi göz yummuş, tüm bu yaşananlar karşısında ağır ihmallerde bulunmuş. Bunların hepsi idare soruşturmalardaki ifadeler, mahkemelerdeki tanıklıklar ve bilirkişi raporuyla ispatlıdır. Tetiği çeken katil bir doktorun canına kast etmiş, hastane idaresi de ağır ihmaliyle cinayete seyirci kalmıştır."