Samsun Tabip Odası üyesi hekimler, sağlıkta yaşanan şiddete karşı protesto gösterisinde bulundu. Samsun Tabip Odası üyesi hekimler, doktor ve sağlık çalışanlarına yönelik yapılan saldırılara tepki gösterdi.
Samsun Tasip Odası üyesi hekimler 19 Mayıs Üniversitesi ile doktor Kamil Furtun, doktor Aynur Dağdemir ve bir doktorun saldırıya uğradığı Medical Park Samsun Hastanesini de ziyaret etti.
ERSİN ARSLAN, KAMİL FURTUN, AYNUR DAĞDEMİR ÖLDÜRÜLDÜ
Samsun Tabip Odası Başkanı Murat Erkan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "17 Temmuz günü Şanlıurfa’da Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Acil Servisi’nde görevli olan Dr. Bahattin Ahmet Yalçın, bir hasta yakını tarafından başına sert bir cisim vurularak darp edildi. Meslektaşımız halen yoğun bakımda tedavi görmekte olup hayati tehlikesi devam etmektedir. Türk Tabipler Birliği, uzun yıllardır sağlıkta yaşanan şiddetin nedenleri, şiddete karşı alınacak önlemler konusunda kamuoyunu bilgilendirmekte, yöneticileri şiddeti durdurmak için sorumluluk almaya davet etmektedir. Bütün bu çabalarımıza rağmen, Dr. Ersin Arslan, Dr. Kamil Furtun ve Dr. Aynur Dağdemir’in öldürülmeleri ve nice şiddet olayı ile siyasal iktidarın sağlıkta hiçbir adım atmadığını üzülerek görüyoruz. Gelinen aşamada sağlıkta şiddet sağlık hizmet sunumunun hemen tüm aşamalarında yaygın ve ciddi bir sorun haline dönüşmüştür. Sağlık kuruluşlarında her gün ortalama 30 şiddet vakası yaşanmaktadır. Özellikle acil servisler şiddetin kol gezdiği, sağlık çalışanlarının kendilerini emniyette hissedemedikleri, sağlık hizmetini güvenli ortamlarda veremedikleri yerler haline gelmiştir. Bu sorun, bir yandan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının can güvenliğini tehdit ederken aynı zamanda sağlık hizmeti sunumunu da engeller hale dönüşmüştür. Bu durum; sürdürülebilir, kabul edilebilir, katlanılabilir değildir" dedi.
SALDIRANLARI MİLLETİMİZE HAVALE EDİYORUZ
Samsun Tabip Odası Başkanı Erkan, sağlıkta şiddet ve hekimlere yönelik yapılan saldırılarla ilgili açıklamasında, şunları dile getirdi.
"Elbette sağlıkta şiddetin toplumsal etkenleri vardır ve bunlar giderilmedikçe sağlık kuruluşlarını tam olarak güvenli ve huzurlu yerler haline getirmek olanaklı değildir. Sağlık kuruluşlarında meslektaşlarımızın güvenliğinin sağlanması için caydırıcı ve önleyici gerçekçi önlemlerin ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Kuşkusuz, her yıl nüfusumuzdan fazla sayıda acil servis başvurusu olmasının ve bu kışkırtılmış acil sağlık talebinin eldeki hizmet olanaklarıyla tam olarak karşılanamamasının, yurttaşların sağlık hizmet beklentisinin yapay biçimde yükseltilmesinin gelinen tabloda katkısı büyüktür. Ancak, açık olarak görülen bir başka gerçek, kamu idaresinin sağlık kuruluşlarının ve sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlamak için alınası gereken özel önlemleri de almadığı veya bunların yetersiz kaldığıdır. Bu nedenle, Türk Tabipleri Birliği’nin defalarca dile getirdiği sağlıkta şiddeti önleme yasasının bir an önce çıkarılarak şiddet uygulayanlara hapis cezasının yasalaşmasını bir kez daha talep ediyoruz. Vatandaşlarımıza, herkese bir kez daha hatırlatıyoruz: Bizler ettiğimiz yeminin ve mesleğimizin gereği olarak, her türlü güçlüğe rağmen vatandaşlarımıza sağlık hizmeti veriyoruz, sağlıklı bir ülke için emek sarf ediyoruz ve bunu riskli bir çalışma ortamında gerçekleştiriyoruz. Bunu yaparken yoruluyoruz, hastalanıyoruz, ölüyoruz. Alelacele yaşayamaya çalışan bir mesleğin üyeleri olarak; ailelerimizden, yaşamın insana sunduğu pek çok olanaktan uzak kalıyoruz. Buna rağmen son on beş yılda en çok şiddete uğrayanlar da biziz. Ama biz köle değiliz. Hiç kimse bu ülkenin tek sahibi olduğunu ve bu bağlamda istediğini yapabileceği yanılgına, yanlışına da düşmesin. Bu ülkenin asıl sahibi; tüm hizmet alanlarında emek verenler ve emek verenlere sahip çıkan, onları değer bilenlerdir. Bu değeri bilmeyenleri, emek verenlere saldıranları milletimize havale ediyoruz."