AK Parti Samsun eski İl Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Eyüpoğlu, 'Çekin Gidin' başlıklı köşe yazısında şoke eden ifadeler kullandı.
Samsun AK Parti'de bir dönem gençlik kolları Başkanlığı yapan Mustafa Eyüpoğlu, bir internet sitesinde yazdığı 'Çekin Gidin' başlıklı köşe yazısında ilginç ve bir o kadarda şaşırtıcı ifadeler kullandı.
Köşe yazısında, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teşkilatlarda yapacağı revizyon ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Mustafa Eyüpoğlu, "Görünen o ki, kısa süre içerisinde fındık fareleri büyük geme halini almış dükkanı istila etmişler" dedi.
İSKEMLEYE OTURAMAYANLARA DERİ KOLTUKLARI EMANET ETTİK
AK Parti'de siyaset yapanların Recep Tayyip Erdoğan gibi bir hazineye sahip olduklarına dikkati çeken Eyüpoğlu, internetmedya.com isimli internet sitesinde yazdığı yazıda, "Bu hazineyi değenlendirmek varken, ona halel getirmeye çalışanlara yol vermeye başladık. Geçmişimizi unuttuk. Bu hazine sayesinde elde ettiğimiz imkanları kendimize mal ettik. Çay ocaklarında iskemleye oturamayan kimselere deri koltuklar emanet ettik. Kendini yönetmekten aciz olanlara da milleti yönetme yetkisi verdik" diyerek özeleştiride bulundu.
MAKAM, MEVKİ, KADIN, EĞLENCE
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kimseye vefasızlık etmediğini yazısında ifade eden Mustafa Eyüpoğlu, sürdürdüğü özeleştiride "Daha düne kadar bir lokma bir hırka diyerek yola çıkan insanların eline imkânlar geçmeye başladı. İmkânlar büyüdükçe bizim mahalle şaşırdı. Makam, mevki, kadın, eğlence.. " diye yazdı.
AK Parti Samsun eski İl Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Eyüpoğlu, internetmedya.com sitesinde yazdığı 'Çekin Gidin' başlıklı yazısında şunları dile getirdi.
ÇEKİN GİDİN
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın ona verilen bir bardak su karşılığında, elinden gelse okyanus verecek kadar vefalı olduğunu hepimiz biliriz.
Bu vefası kimi zaman nankörlükle karşılık bulsa da, o milletiyle birlik ve beraberlik içerisinde emin adımlarla menziline doğru koşuyor…
O milletine, milleti de ona samimiyetle bağlıdır.Gelin görün ki kerameti kendinde gören zevatlar onu anlama yoksunluğu içerisinde her türlü entrikayı çevirmektedirler.
Fakat Erdoğan korkusu ellerini ayaklarını birbirine dolandırmaktadır. Bu kimseler başarısızlık durumunda perişan olacaklarını da bildikleri için hep kaçak güreşmektedirler.
Çevremizdeki sıkıntılı süreçler her geçen gün büyümeye devam etmekte ve hükümet de buna karşı zorunlu olarak bir siyaset üretmektedir. Millet olarak liderimize inanmalı, ona sonuna kadar destek olmalıyız.
Destek derken konuşmayla, yazmayla değil bizzat sahada olarak. Küsmek, darılmak sadece dalkavuk ve yalaka güruha yer açar.
Her neyse gelelim asıl konumuza..Yukarıda vefadan ve nankörlükten bahsettik ya kısaca biraz bunlara değinelim. Ak Parti’de siyaset yapan bizler, Tayyip Erdoğan gibi bir hazineye sahibiz. Bu hazineyi değerlendirmek varken, ona halel getirmeye çalışanlara yol vermeye başladık. Geçmişimizi unuttuk. Bu hazine sayesinde elde ettiğimiz imkânları kendimize mâl ettik. Çay ocaklarında iskemleye oturamayan kimselere deri koltuklar emanet ettik. Kendini yönetmekten aciz olanlara da milleti yönetme yetkisi verdik.
Dedik ya bu iş vefa işi. Reisin vefası zaman zaman kendisine zarar verse de o asla kimseye vefasızlık etmedi. Hatta kendisine vefasızlık edene bile o fazlasıyla vefa gösterdi…
Hazine bulundu, kullanılmalıydı.. Daha düne kadar bir lokma bir hırka diyerek yola çıkan insanların eline imkânlar geçmeye başladı. İmkânlar büyüdükçe bizim mahalle şaşırdı.
Makam, mevki, kadın, eğlence..Önce kendilerini psikolojik anlamda rahatlatacak, onlara gerekli dini fetvayı verecek adamlar bulmalıydılar.
Buldular da.. Debdebe, şaşa tüm hızıyla yol almaya başladı.. Yapılan yanlışlar reis sayesinde kapatılıyor, milletin sermayesi ufak ufak yıpranmaya başlıyordu..
Vatandaşlarımızın reise gösterdiği sevgi çığ gibi büyürken, yağmacıların yaptıkları hatalar reisin hatırına kapatılıyordu..
Ta ki 7 Haziran seçimlerine kadar.Artık bu kendini bilmez fırsatçıların yaptıkları çuvala sığmaz oldu. Buna rağmen reis bu vicdansızlara sahip çıktı. Ve ardından "Bu hazinenin sahibi biziz. " diyecek cürreti de gösterdiler.
Yani dükkân sahibini dükkanından kovmaya kalkıştılar. Müşterilerin tabiri caizse “Sen varsan bu dükkâna geliriz, sen yoksan bir daha adım atmayız.” demeleri üzerine dükkan sahibi tekrar çizmeleri giydi.
Önce fare deliklerini kapattı sonra da farelerin peşine düştü. Görünen o ki, kısa süre içerisinde fındık fareleri büyük geme halini almış dükkanı istila etmişler…
Evet Ak Parti şu an tam da bu noktada..
Ya dükkanı ilaçlayacak ve iyi bir temizlik yapacak. Fareleri, tahta kurularını, böcekleri temizleyecek.
Ya da Allah göstermesin bu gidişin sonunda yavaş yavaş müşteriler çekilecek. İş yapmayan dükkan da kapatılmak zorunda kalacak…
Temel ve büyük sıkıntıları gizleyip, kendi küçük hesaplarını tutturmak isteyen insanlar, ne kadar uğraşsalar da bunu başaramayacaklar. Reis her şeyin farkında…
Reis işte tam da bu kavşakta.. Söylediklerinin zarf atmaktan ibaret olduğunu iddia edenler var.
Söylüyor ama yapamaz diyenler de.. Bende diyorum ki ne dedi de yapmadı? Bulunulan noktada bile insanlık edip "Kendiniz gidin!" diyor..
Ne kadar vicdansız ve vefasız olsanız da iyi günlerin hatırına.. Siz defolun gidin diyor. Çok yakında parti içerisinde operasyonlar olacağını tahmin edebiliyorum..
Ne demişler? Ne oldum değil, ne olacağım diyeceksin…Adam olacaksın adam..Nimete nankörlük yapmayacaksın..Yaparsan alırım diyor Yüce Allah…