Her şeye takoz olanların artık bu şehrin takımını, bu şehrin ekonomisini, bu şehrin işadamını, bu şehrin eğitimini, bu şehrin insanlarını, bu şehrin imajını yerinde saydırmasını istemiyorsak, Samsun'un yükselmesi için yola baş koyanlara omuz verme zamanıdır!
Dik bir yola park edilen aracın genelde arka lastiklerine konulur!
O takoz, araç yokuş aşağı olurda kaçmasın diye, alınan iyi niyetli bir önlemdir!
Yokuşu çıkmak zordur! Yokuş çıkarken yola, gizli eller tarafından takozlar konulursa, o yol çileye dönüşür. Takozlara takılan sürücü, yokuşu çıkmak istedikçe çıkamaz, gaza bastıkça da motoru boğar! Sonra o takozları koyanlarda, karşıya geçip "Kardeş motoru boğdun" diye avazı çıktığı kadar bağırır, sürücünün haline güler!
Kimse o takozları yola, kim ne niyetle koydu sorgulamaz! Zira takozlara değil, sürücüye bakar herkes! Birinden kurtulur, diğerine takılır, diğerinden kurtulur, başka birine takılır! Yokuşu çıkmanın ve aracı güvenle varacağı yere park edip bırakmanın tek yolu engelleri aşmaktır! O yokuş aşılacak, araç sağ salim varacağı noktaya ulaştırılacak ve yerinden kaymasın diye, arka lastiğine de takoz konulacak! Tüm gaye ve inanç budur!
Peki biz o aracı güvenle yerine ulaştırmak isteyen sürücünün iyi niyetine mi, yoksa o araç yerine ulaşmasın diye, yola takozlar koyanlara mı bel bağlamalıyız? İşte bütün mesele bu budur!
Hayatın olağan akışı içinde oluşan takozlar, normaldir! Onlara katlanılır ve sürüşe engelde olsa, bir şekilde aşılır! Aşılamayan ve yolu çileye dönüştüren ise anormal takozlardır! Bunlar suni yollarla üretilen ve yükselmesi istenmeyenlerin, önüne konulan takozlardır! Ve ne yazık ki çoklardır!
O takozları koyanlar, perdenin arkasında konuşmayı pek severler! Yüze gülüp arkadan saydırırlar! Arkasından atıp tuttuklarının karşısına dikilince pişmiş kelle gibi sırıtır, yılışırlar. Bir yandan da yokuşu çıkmak için, ha babam de babam gaza basan sürücünün yoluna, yeni takozlar koyarlar. Bilinen bir hikayedir belki! Ama asla makus bir talih değildir!
O yüzden bu şehir artık yükselmek isteyenlerin önüne takozlar koyanları mı, yoksa yokuşu çıkıp aracı güvenli bir noktaya taşıyarak, yolcularını sağ salim evlerine kavuşturmak isteyenleri mi tercih etmeli! Bunun kararını vermeli!
Takozcuların artık bu şehrin takımını, bu şehrin ekonomisini, bu şehrin işadamını, bu şehrin eğitimini, bu şehrin insanlarını, bu şehrin imajını yerinde saydırmasını istemiyorsak, yükselmek için yola baş koyanlara omuz verme zamanıdır!
19 Mayıs'ın 103. yılında bu şehir için, milat olacak bu karar 'Yüksel Ey Türk Senin için Yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur' ruhunun da haykırışı olmalıdır!
Ve bu şehir için yokuş çıkıp, ateşten gömlek giyenlere söyleyeceğimiz tek söz; Yüksel ey güzel güneş, öldür şu kıskanç ayı...