İYİ Parti'den Samsun Milletvekili aday adayı olan jeofizik mühendisi Saydam Bayram, verdiği röportajda hem kendisini anlattı hemde seçilmesi halinde neleri hedeflediğini açıkladı.
Samsun'da İYİ Parti'den milletvekili aday adayı olan Saydam Bayram, dikkat çeken isimler arasında yer alıyor. İYİ Parti Samsun Milletvekili aday adayı Saydam Bayram ile 24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak olan genel seçimler ve İyi Parti’nin seçim stratejisi üzerinde kısa bir röportaj yapabilme fırsatımız da oldu. Keyifli bir atmosferde geçen bu röportajı sizlerle paylaşmak istedik.
Samsun Kent Haber: Sayın Bayram, öncelikle bizi kırmayarak teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.
Saydam Bayram: Asıl ben teşekkür ederim. Sizin gibi basınımızın değerli kalemlerinin bizlerle birlikte olması onur veriyor.
Soru: Sayın Bayram, Millet İttifakının kurulmasına neden ihtiyaç duyuldu?
Cevap: Neden ihtiyaç duyuldu? Ne oldu da süper bir baskın seçim ortamı kuruldu? Ne oldu da bu ittifak kuruldu? Aslında tüm bu soruların başlıca nedeni Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener hanımefendinin önlenemez yükselişidir. Diğeri ise, ülkenin artık bu iktidar tarafından yönetilmez hale getirilmesidir. İyi bir gözlem yapacak olursanız, Sayın Akşener olmasa ve İyi Parti’yi kurmasa, gündemimizde bir erken seçim olmayacaktı. Birbirlerine en ağır itham ve hakaretler etmekten çekinmeyen, selam dahi vermeyen Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli, Cumhur İttifakı’nı kurmayacaklardı. Ülkede yaşanan siyasi otorite boşluğuna, Cumhur İttifakı’na karşı, 4 partiden oluşan (CHP, İP, SP, DP) Millet İttifakı kurulmuştur. Bu ittifakın oluşmasında büyük pay sahibi olan Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Karamollaoğlu, Sayın Uysal ve MHP (Milliyetçi Hareket Partisi) içinde, Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına imza vermeyen 4 değerli milletvekiline de huzurunuzda ayrıca teşekkürü bir borç bilirim.
Soru: Yani, size göre aslında Millet İttikanı’nın kurulmasının ve erken seçimin başlıca nedeni, mevcut yönetimde Meral Akşener’e karşı oluşan ilgi miydi?
Cevap: Elbette tek neden bu değildi. Bakın… Millet İttifakı’nın kurulmasına ihtiyaç duyulmasının en önemli nedeni, mevcut yönetimin, yıllarca birbirimizi düşman gibi görmemizi sağlamasından kaynaklanmıştır. Bu durumun böyle gitmeyeceğini herkes gördü. Bizi, bize düşürerek beslendiler. Biz, yanıbaşımızda yıllarca yangın yerine dönen ülkeleri de gördükten sonra, artık bir olmak, birlik olmak ihtiyacımız doğmuştu. Bu ittifakın kurulma sebebi de aslında tam olarak budur. Dolayı ile, iktidar kanadı, Millet İttifakı’ndan rahatsız olmuştur.
Soru: Peki, bu kanıya nasıl vardınız?
Cevap: Objektif olacak olursanız, medyanın yok saydığı bir siyasi parti var ortada. İyi Parti gibi bir siyasi oluşumun ve Sayın Akşener’in bu kadar kısa zamanda engellenemez yükselişi bir gerçektir. Halkın yüzde 70’inin onayı almış bir parti örneğine daha önce rastlanmamıştır. İktidar partisi de bunu görmüş ve kendilerince erken seçim adını verdikleri baskın seçimle İyi Parti’nin önünü kesmek istemektedirler.
Soru: Neden İyi Parti saflarından siyasete atıldınız?
Cevap: Yıllarca, Sinop – Gerze ve Terme – Kozluk’ta yapılmak istenilen ‘’ithal’’ termik santralleri yakından takip ettim. Kimi zaman eylemlere de katıldım. Halk arasında daha çok kadınların bu mücadelede kazandıklarına şahit oldum. Her türlü tehdit ve şiddete rağmen, bu savaşı kazanmaları beni daha çok tetikledi. Bununla birlikte, Canik Belediyesi tarafından, Canik Meşe Ormanı Projesi adı altında yapılan doğa katliamı da, bu katliamları gerçekleştirenlere karşı verilen mücadele benim de aktif rol almam gerektirdiğini hissettirdi. Bimer’den Samsun Valiliği’ne kadar, Samsun Büyükşehir Belediyesi’nden 8 ayrı yere kadar dilekçe gönderdik ve maalesef hiçbir sonuca varamadık. Yinede vatandaşlık hakkımı kullanarak Samsun Valiliği’ne itirazda bulundum. Ülkemizde ve yeşil ile mavinin kucaklaştığı bu cennet şehirde, doğanın katledilip, betonlaştırılmasını seyirci kalamazdım.
Soru: Bu mücadeleyi diğer siyasi partilerden aday olarak da veremez miydiniz?
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti 95 yaşında. Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra gelen hükümetlere ve özellikle son iktidar partisinin dönemine baktığınızda doğaya gereken önemin verilmediğini, sit alanlarının ve ormanların dahi kundaklama ve ihale usulü talan ile yok edildiğini göreceksiniz. Mevcut siyasi partilerin durumu böyleyken, onlara gerçek anlamda kafa tutabilen, bu devri sona erdirebilecek tek bir lider gördüm. O da Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’den başkası değildi. Tam da bu yüzden İyi Parti’den başka bir siyasi oluşumda yer almak istemedim.
Soru: Milletvekili seçilmeniz durumunda başka hangi konuların üzerinde duracaksınız?
Cevap: Kadın ve çocuğa şiddetin ülke gündemini en çok meşgul ettiği dönemi yaşıyoruz. Bu ülkenin kanayan en büyük yaralarından biri de çocuk istismarı ve kadın cinayetleridir. Millet olarak önceliğimiz, bu suçları işleyenlerin cezalandırılmasından çok, neden bu suçların işlendiğinin ve çözümlerinin ortaya çıkarılmasıdır. İnsanlığa karşı işlenen tüm suçların temelinde, çocukluk döneminde meydana gelen yaraların bıraktığı izler yatmaktadır. Tarihteki tüm psikopatlar inceleyecek olursanız, işledikleri suçların tamamında benzer aile yapılarının olduğunu görürsünüz. Bu tip insanların yetişmesine engel olmak için, birey yetiştirme şekilleri incelenmeli, il ve ilçelerde yetkili birimler kurularak, aile yapılarına göre desteki eğitimler verilmelidir. Bu konu, parti programımızda da ‘’HER EV OKUL OLACAK’’ adı altında projelendirilmiş olup, ebeveynler çocuk bakımı ve yetiştirilmesi konusunda tüm eğitimlere tabi tutulacaktır. Hayatın içindeki kadın, hayatın dışına atılmış, şahsiyeti önemsenmemiş, kişiliği görmezden gelinmiştir. Dini sapma ve uydurmaların en çok yapıldığı konulardan birisidir kadınlık. Ancak öyle olmadığını ve bundan sonra da olmayacağını Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener önderliğinde ve bütün kadınlarımızın desteği ile göstereceğiz. Dünya’da örneklerini gördüğümüz gibi gerici hareketler, kadınların desteğini almadığı sürece, varlıklarını devam ettirememişlerdir. Mussolini’nin faşizmi de, Hitler’in Nazizmi de kadın gücü ile yıkılmıştır. Bu kadın hareketinin içerisinde, İyi Parti’nin bir neferi olarak, cesaret ve çalışkanlığımla başarılı olacağıma inancım tamdır. Ayrıca, ele almamız gereken, maddeler halinde sayabileceğim birçok konu var. Onlara da şu aşamada kısaca değinmek isterim. Holdingleşmiş tarikatlar, insanları biat mantığı üzerinden yönlendirdiklerinden, sorgulamanın önü tamamen tıkanmıştır. Bu konuların önünü kesmek adına, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın her türlü siyasi ve ideolojik akımlardan arındırılarak, siyaset üstü, saygın bir kurum olarak konumlandırılması sağlanacaktır. Kuvvetler ayrılığı prensibinin yeniden uygulanması ile, kişi hak ve hürriyetlerinin yeniden, daha da geliştirilerek, işlevsel hale getirilmesi gerekmektedir. Tarıma dayalı sanayi geliştirilmelidir. Dünya’da kendi kendine yeten yedinci ülkeyken, bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda samanı bile ithal eden bir ülke olmuşuz. Buna ek olarak, tarımda en pahallı mazotu kullanan ülke de yine Türkiye’dir. Köylerimize baktığımızda, artık elli beş yaş altında kimse kalmamıştır. Köyden şehirlere göç akımının önüne geçilmeli ve köylülerin geriye dönmeleri için teşvik edilmeleri gerekmektedir. Bölgelere göre, verimli olan hayvancılık ve tarım türleri belirlenerek üretim arttırılmalı, kooperatifçilik özendirilmelidir. Şeker fabrikaları gibi, yerli ve milli kuruluşlar zarar ediyor denerek satılmamalıdır. Bu tür fabrikaların alt yapıları yenilenip modernize edilirse, Dünya’da ve Türkiye’de artan şeker talebini fazlasıyla karşılayabilmek mümkün olacaktır."