Ülkede devlet bir karar alıyor. İnsan sağlığı açısından 'Tam kapanma' kararı alınıyor. Ve izin belgesine sahip olmayanların sokağa çıkması yasaklanıyor. Esnaf günü birlik iş yaparak, ailelerinin geçimini sağlamaya çalışırken, eve ekmek götürememenin acısını yaşıyor..
Lig maçları oynanmaya devam etmekteyken, kentimizin markası olan Samsunsporumuzun Süper lige çıkabilmesi için kalan 2 adımını, teşvik amacı ile işadamlarımız, derneklerimiz primler vaat ediyor.
Şehir kenetlenmiş rakiplerinin puan kaybetmesinin hesabını yapıyor. Süper lige çıkılır, çıkılmaz ayrı konudur. Futbol maçlarının itici gücü seyircilerdir. Sektörde milyar dolarlar dönmektedir. Şampiyonluk için 3 takım kora kor mücadele içindedir ve şanslar eşittir.
Ancak maçlar seyircisiz oynanmak zorunda olduğu için, tribünlerde sessizlik hakimdir. Ancak diğer iki rakibimizin tribünleri, sessiz değil. Çünkü çeşitli bahaneler ile sağlıkçılar, şehit aileleri gibi kulplar ile tribünlerdeki sessizlik tezahüratlar ile çalkalanıyor. Dolaysıyla devlet eli ile haksız rekabet oluşturuluyor. Kulüp başkanı Yüksel Yıldırım ve Samsunlular doğal olarak tepkilerini ortaya koyuyor. İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu, başkan için suç duyurusunda bulunuyor. Çünkü sayın bakan rakip takımın başkanının evladı gibi olduğunu ifade etmektedir. İster istemez insanın aklına bu çifte standardın nedeni nedir diye bir soru işareti beliriyor ve iktidarın milli bayramlara ve Atatürk'e karşı yürüttüğü uygulamaların analizini yapıyor.
Samsun 19 Mayıs kentidir. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda ilk adımının atıldığı kenttir. Dünyaya yoktan var edilen bir ülkenin istiklal mücadelesinin mihenk taşıdır. Bu nedenle Atatürk'ün manevi değerlerine en çok sahip çıkılan kenttir. Bu nedenle futbol takımının formasında Türkiye'de sadece tek bir takımda Atatürk amblemi bulunur ve bu armayı şerefle taşır.
Osmanlı padişahları da tarihimizin değerleridir. Hepsine tek tek saygı duyulmalıdır. Bu konuda hiçbir Türk vatandaşının siyasi görüşü ne olursa olsun tereddüttü yoktur. Ancak bu ülkeyi işgal eden İngilizlere sığınarak onların gemileri ile yurduna arkasına bakmadan bırakıp kaçan bir sultan ile ülkeyi kurtaran Atatürk aynı kefeye konulamaz konulmamalıdır. Ona değerinden fazla önem ve adını gündemde tutmaya çaba sarf edilirken Atatürk'e de ondan daha fazla saygı ve itibar edilmelidir. Biri ülkesini satmış, düşmanlara sığınarak onların gemileri ile kaçmış ve diğeri tüm emperyalist devleri dize getirerek ülkesini kurtarmıştır.
Bu iktidar yönetenleri ne yazık ki Atatürk değerlerine sahip çıkmadığı gibi, öncelikle çeşitli bahaneler üreterek milli bayramların kutlanmaması için adımlar atmış. Türkiye Cumhuriyeti tabelalarını, kurumların önünden kaldırmış, Atatürk adı ile başlayan organizasyonların başında bulunan Atatürk ibaresini kaldırmış, Atatürk heykellerine büstlerine saldırmaları meşru hale getirmiş. Dini bir motife büründürerek sözde putlara saygı modunda değerlendirerek, vatandaşın dini duygularını istismar etmiştir.
Tarihimizde bunu benzer dönemler yaşanmış ve molla ve tarikatların eylemleri ile Atatürk'ün büstlerine heykel ve abidelerine yapılan saldırılar nedeniyle 1951 yılında 5816 sayılı Atatürk'ü Koruma Kanunu çıkarılmıştır. Ona da aynı bugünkü zihniyet taraftarlarınca bu kanunun bir Yahudi tarafından hazırlandığı kamuoyuna empoze edilmeye gayret sarf edilmiştir.
Sayın İçişleri bakanımıza sormak gerekir. İktidarınızın Atatürk'e karşı olan zafiyeti, takımının formasındaki Atatürk armasını şerefle onurla taşıyan Samsunspor'un Süper Lige çıkması mı sizi rahatsız etmektedir.
Formalarımıza ülkesini satarak kaçan sultan mı koyulmalı idi. BU KENT 19 MAYIS KENTİDİR VE FORMAMIZDA Kİ ATATÜRK ARMASI SAMSUNLULARIN EN KUTSAL DEĞERİDİR. SİYASİ BEKLENTİLERİNİZİ HESAPLARANIZI KAFANIZIN ARKASINDAKİLERİNİ NE YAPARSANIZ YAPIN ATATÜRK GERÇEĞİNİ ASLA UNUTTURAMAYACAKSINIZ. FORMALARIMIZDA Kİ ATATÜRK ARMASI YÜZÜNDEN LİGE ÇIKAMAYACAK İSEK ENGELLEYECEKSENİZ BAL LİGİNDE YİNE AYNI FORMAYI GURURLA, HİÇ DEĞİLSE ONURUMUZLA TAŞIRIZ. BU NEDENLE YÜKSEL YILDIRIM'I BU KONUDA CANI GÖNÜLDEN DESTEKLİYORUM.