Samsun'da Yakakent Belediyesi Başkanı Hüseyin Kıyma, gri pasaport ile göçmen kaçakçılığı olayında kendisini 'mağdurum' diyerek savunduğu açıklamasında çelişkilerle dolu bir açıklama yaptı. Bizde o açıklamayı analiz ettik ve kendisine yine bazı sorular sorduk..
-Yakakent Belediye Başkanı Hüseyin Kıyma'nın gri pasaport savunmasına analiz yazısı
Niye kutsanmış kişilikmiş gibi davranıyorsunuz! Siz eleştirilemez misiniz! Eleştirileri neden hep siyasi kutuplaşma manevraları ile savuşturmayı tercih ediyorsunuz? Neden size inanıp oy veren seçmenlerinizi de, ayıbınıza alet edip, haklıymış gibi onları da kışkırtıyorsunuz?
Göçmen Kaçakçılığı olayını eleştiren siyasilere "Yakakent ilçemizin AK Partili Belediye döneminde kavuştuğu hizmet ve kazanımlarını gölgeleme çabaları beyhudedir" yanıtını verdiniz..
Demagoji yapıyorsunuz başkan! Eleştiri konusu hizmetler değil, göçmen kaçakçılığı! Yapılan hizmetlere kimsenin bir şey dediği yok! Konuyu çarpıtmamak lazım.. Hem, kaç yıldır belediye başkanısınız, kaç kez basın toplantısı düzenleyerek hizmetlerinizi açıkladınız.. Samsun basını yüzünüzü ve sizi unutmuştu.. O derece ortalarda yoksunuz yani.. Göçmen Kaçakçılığı meselesi ile gündeme gelmemiş olsanız Yakakent'in adını dahi unutmuştuk.. Kaç kez turizm Cenneti, yatırımlara doymuş Yakakent ilçesini Samsun basınına gezdirdiniz.. Hiç.. Hiç.. Hiç..
Hizmetler eleştiriliyormuş gibi algı oluşturma gayretinize yağ gibi üste çıkmak denir.. Bu meselede, sizin bize göre AK Partili bir belediye başkanı olarak, 'AK Parti'nin misyonuna, davasına helal getirdim mi?' diye düşünmeniz gerekir!
Size göre bu cevap 'hayır' olacaktır! Ama bizce bu sorunun yanıtı, 'Evet getirdiniz' olur..
Neden mi! Şu sıralar ekonomik meseleler ve sorunlar ile boğuşan hükümete, biliyorsunuz ki, muhalefet partileri de dört koldan yükleniyor. Bir kan kaybı durumunun oluştuğu bu ortamda, partine ve otoritesini sıkıntıya sokacak, muhalefet partilerine yıllarca belediye başkanlığını yaptığınız AK Parti'ye yüklenebilecekleri önemli bir koz verdiğiniz için..
İlk yapılan yanlışa kaza, ikincisine hata, üçüncüsüne ise tercih denir... Daha anlaşılabilir dille, aynı hatayı iki kez yapamazsınız. İkinci ve üçüncü kez yaptığınız hata değil, tercihtir.
Siz, göçmen kaçakçılığı olayında ilk kafileyi gri pasaportları düzenleyip göndermişsiniz.. Gidenlerin geri gelmediğini görünce, mevzuata uygun dediğiniz projede, usulsüzlük olduğunu fark edip, pasaportları iptal ettirmişsiniz.. Giden gittikten sonra pasaportları iptal etseniz ne fayda!
Sonra aynı proje ile yurt dışına gidecek olan ikinci ve üçüncü kafileye de farklı tarihlerde 'etkinliğe gidiliyor adı altında' gri pasaport çıkartıp, onları da göndermişsiniz.. Birinci de durumu fark etmenize rağmen, gri pasaport yolu ile, ikinci ve üçüncü turu düzenlemekten ve gidecek olanlara aynı yol ve yöntemle onay almaktan, geri adım atmamışsınız.. Yani siz tercihinizi yapmışsınız..
Şayet siz, ilk gönderdiğiniz ekip sonrası, bu başvuruyu yapanlara 'Hayır' diyebilseydiniz.. İşte o zaman siz bugün belki de eleştiriliyor olmayacaktınız.. Belki de hakkınızda soruşturma izni dahi verilmemiş olacaktı..
Konuyla ilgili kendinizi savunduğunuz açıklamanızda "Sürecin mağdurlarından biri olduğum hususunun soruşturma ve ilerleyen süreçlerde ortaya çıkacağı kanaatindeyim" diyorsunuz..
Hayırdır.. Bir yerden garanti mi aldınız.. Bu kanaat neden ve niçin oluştu sizde.. İnsan biraz tedirgin olur yahu.. Ama o yok gibi sizde.. Çoktan kanaat etmişsiniz.. Bu işten sıyrılacaksınız, hem de mağdur olarak..
Suçluluğu ispatlanana kadar herkes masumdur elbette! Size tavsiyemiz; Konuyla alakalı masumiyet ve mağduriyetinizi çıkıp belgeleri ile bir basın toplantısı yaparak ispatlayın.. Bu olayda neden ve niçin mağdur edildiniz? Şayet sizin bu konuda gerçekten mağdur olduğunuza kanaat getirirsek, bu işi tezgahlayan sorumlu kişi ve kişileri de deşifre etmenizi bekleriz sizden..
Ortada ciddi bir konu var.. Göçmen Kaçakçılığı.. Tabi ki böylesi bir konuda eleştirileceksiniz.. Bu meseleyi AK Parti ya da muhalefet parti olayına lütfen indirgemeyin.. Ya da kendinizi bu şekilde savunmayın.. Zira sizin kabahatiniz partiye mal edilemez! Partiyi de bu işe sakın ha karıştırmayın.. İçişleri Bakanı sayın Süleyman Soylu, bu konuda soruşturma izni vererek zaten net tavrını ortaya koymuştur!
Samsun'da bu zamana kadar hiç yaşanmamış bir olayın muhatabısınız.. Samsun'da AK Parti'li, CHP'li, İYİ Parti'li onca belediye dururken, AK Partili Yakakent Belediyesi olarak neden siz girdiniz bu işe.. Bu işi cazip kılan neydi?
Gri pasaport ile yurt dışına gönderdiğiniz Güneydoğulu 63 kişinin, normal şartlarda yurt dışına gidebilecek ekonomik güçlerinin olmadığını biliyoruz!
Belediyenize bu iş ile ilgili başvuruyu kim ya da kimler yaptı? Bu olayda sizinle birlikte hakkında soruşturma izni verilen başkan yardımcınız mı suçlu! Şayet başkan yardımcısı suçlu ise, hem sizi hem Yakakent'i hem de Samsun'u zor durumda bırakan o başkan yardımcısına hala neden görevden el çektirmediniz?
Gerçi size bir nevi akıl hocalığı yaptığımız ikazları, gösterdiğimiz yol ve yöntemleri niye yapasınız ki; Siz bu meselede masum ve mağdur olduğunuz yönünde karar verileceğine, zaten çoktan kanaat getirmiş siniz!
Biz ise size göre düşmanız! Ve mağdur kalabilmek için sürekli bir düşmana ihtiyaç var! Öyle mi başkan!