Saadet Partisi Samsun İl Başkan Yardımcısı Necati Yusufoğlu ülke ekonomisinin genel durumu ile ilgili yaptığı açıklamada, elektriğe, doğalgaza, gıdaya gelen zamlara dikkati çekti.
Son bir yıl içinde elektriğe yüzde 35, doğalgaza yüzde 37, gıdaya yüzde 50, kırmızı ete yüzde 45, süt ürünlerine ise yüzde 150 oranında zam geldiğini belirten Saadet Partisi Ekonomiden Sorumlu Samsun İl Başkan Yardımcısı Yusufoğlu açıklamasında, "Çarşı, pazar alev alev yanarken enflasyonu yüzde 12 olarak açıklamak bu milletin aklı ile alay etmek demektir" dedi.
İşsizlik oranlarında ki yükselişin korkutucu boyutlara ulaşarak rekor kırdığını kaydeden Saadet Partisi Samsun İl Başkan Yardımcısı Necati Yusufoğlu açıklamasında şunları dile getirdi.
"Esnafın, çiftçinin, sanayicinin, emeklinin, çalışanın, asgari ücretlinin ve onun altında emekli aylığı alan vatandaşların (EYT) emeklilikte yaşa takılıp hakları gasp edilenlerin de haklı olarak bekledikleri müjdeler ne zaman gelecek? 19 yıldır yüzde 3-4 gibi sadaka zamlarıyla oyalanan, avutulan ve mağdur edilen nüfus sayısı 20-23 milyon civarındadır. Bugüne kadar ne büyümeden, ne kalkınmadan ve ne de müjdelerden hak ettiğimiz payı alamayışımızın sıkıntılarını çekmekteyiz. Her defasında çilesi ve cefası 84 milyona, müjdeli kaymağı ise yüksek gelir ve kâr elde eden bir milyon rantiyeye gelmiştir. Daha rezervi yeni tespit edilen doğalgazdan veya petrolden henüz faydalanmak imkanı olmayan bu ürünler için asıl müjde sermayeye, yani rantiyeyi ilgilendirmektedir. Zira yabancı veya yerli semirtilmiş sermaye işleyecek, en büyük payını alacak, bundan ülkemize düşebilecek payla da, ülkenin birikmiş, yığınla borçlarının ödenmesinde kullanılacağı muhtemeldir. Bu süreçte doğalgaza ve diğer ürünlere gelebilecek zamlarla gene milletin ezilmeye mahkûm edilmesi tahmin edilmektedir. Hani (EYT) emeklilikte yaşa takılanların sorunları çözülecekti, hani çalışan ve emeklilere verilen 3600 ek gösterge vaadi, hani kalkınmadan fakir fukaranın emeklinin ve çalışanın hakkı nerede kaldı, hepsi hayal oldu, çünkü hepsi boş aldatmaya yönelik söylemlerdi. Ama rantiyeye gelince hükümetimiz oldukça cömert. Topla fakirden fukaradan esnaftan çiftçiden haklı ve haksız vergileri, akıt yandaşa, rantiyeye. Adalet bunun neresinde. Perişan olan çiftçiden, siftahsız kepenk kapatan esnaftan, aldığı krediyi ödeyemeyen sanayiciden nasıl ve neyin vergisini toplamayı düşünüyor hükümet acaba? Ha bire borçlanarak israf eden ekonominin çok zorda olduğunun işaretidir. Düşük faizli konut, araba ve tatil kredisi vererek borçsuz insan kalmayıncaya kadar bankalara mahkûm olmayan, tek kişi kalmamak için dağıtılan bu kredilerin şimdi geri ödemelerinde zorlanan ve ödeyemeyen vatandaşlar için, ayrıca nefes kredisi diye esnafa verilen kredilerin geri dönüşü yapılamadığı için bu esnaf ve vatandaşlara bir kolaylık düşünülüyor mu? Bir yıl içinde elektriğe yüzde 35, Doğalgaza yüzde 37, Gıdaya yüzde 50, Kırmızı ete yüzde 45, Süt ürünlerine yüzde 150 zam gelmiş ve hala milletiyle alay eder gibi enflasyon yüzde 12 diyebilmektedir. Borçlanmanın sınırı yok alabildiğine borçlanma devam etmekte ve basından öğrendiğimize göre de hükümet 340 milyar (KATRİLYON) lira daha borçlanmak için meclisten yetki istemeye hazırlanıyormuş. Eh nasıl olsa onlar ödemeyecekler gariban millet ve torunları ile daha sonraki nesile miras olarak kalacaktır."