İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı, Samsun'da yaptığı açıklamada Anayasa eleştirisinde bulundu.
Samsun'a gelen İYİ Parti Genel Başkan Yardımcıları Cihan Paçacı, Genel Başkan Yardımcısı Erhan Usta, Arzu Önşen, Genel İdare Kurulu üyeleri Burcu Akçaru, Mehmet Arslan, Ömer Süslü ve Samsun Milletvekili Bedri Yaşar'ın katıldığı toplantıda açıklamalarda bulunan Cihan Paçacı, ülkede bir devlet krizi olduğunu savundu.
Paçacı Samsun'da yaptığı açıklamalarda, "Son dönemde bir anayasa tartışması başladı. Tabi bu tartışmanın temeline baktığımızda Türkiye'de bugün bir çok problemin bir arada olduğunu görmekteyiz. Bir çok konuda kriz var, problem var. Ama en büyük problem bugün için Türkiye Cumhuriyeti bir devlet krizi ile karşı karşıyadır. Devlet dediğiniz şey bir toprak parçası üzerinde yaşayan insanları bir arada huzurlu ve güvenli yaşamasını oluşturan hukuki bir organizasyondur. Peki devleti kurdunuz devletin işleyişi nasıl olacak. İşte bunu ortaya koyan metinde anayasadır. Devlet nasıl yönetilir, nasıl sistemde yönetilir, kurumlar arası ilişkiler ne olmalıdır. Bunlar anayasa belirtilir. Devlet yönetimi bu anayasa esasları dahilinde olur. Hükümetler ise devleti yönetme yetkisi alan siyasi partilerdir. Ancak bugün karşılaştığımız devlet krizi kısa sürede oldu bitti ile halledilebilecek bir şey değil. Bugün Türkiye'de iki anayasa var. Bir tanesi yazılı anayasa. Ancak maalesef bu anayasa bugün adeta çöpe atıldı uygulanmıyor. Uygulanan ikinci anayasa ise Recep Tayyip Erdoğan anayasasıdır. İsim önemli değil bugün Recep Tayyip Erdoğan'dır yarın bir başkasıdır. Ama problemin temeli uygulanan sistemdir değiştirilen sistemdir. Tek adama dayalı sistemdir" dedi.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı, Samsun'da şunları dile getirdi.
"Bugün Türkiye'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi diye bir mahkeme var. Oradan gelen kararlara uymak zorundasınız. Devleti yönetenler oranın aldığı kararlar bizi bağlamaz diyor. Oranın aldığı karar değil, sizi anayasa bağlar. Bu anayasa da bağlamıyor. Peki anayasaya kimlerin uyması lazım. Herkesin uyması lazım. Ama bakıyorsunuz anayasaya hukukun kendisi yargı uymuyor. Anayasanın, uygulamasını temin etmek üzere, anayasaya uyulup uyulmadığını tespit edip, uyulmaması durumunda bir Anayasa Mahkemesi ihdas edilmiş. Ve o kurumun kararları kesindir herkesin uyması lazım. Ama yerel mahkeme diyor ki ben anayasa mahkemesi kararlarına uymuyorum. Ne olacak o uymuyor beriki uymuyor. Herkesin gözü sayın Cumhurbaşkanında. Acaba bu karara uyarsam kızar mı sevinir mi. Böyle devlet yönetimi olmaz. Şimdi bir hukukçu Yargıtay'a seçiliyor, hükümet tarafından. 20 gün sonrada Anayasa Mahkemesi üyesi yapılıyor. Liyakata hiç bakılmadan. Oraya atanma sebebi kişisel sebeplerle yapılıyor. Bu tür atananlar yarın önlerine bir dosya geldiğinde bunun Anayasaya uygun olduğuna mı yoksa kulağına fısıldayana mı bakacaklar. Anayasa Mahkemesi karar veriyor, yasama da uymuyor. Yargı uymuyor, yasama uymuyor, yürütme zaten uymuyor. O zaman bu ülkede bir devlet krizi vardır. Devlet krizinin kaynağı da tek adam rejimidir. Bugün Türkiye'nin geleceği tek bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştırılmıştır."