Göz kapağı düşüklüğü neden olur? Göz kapağı düşüklüğünün tedavisi var mı? Dünyagöz Samsun Hastanesi'nden Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Selim Demir, göz kapağı düşüklüğü sorunu ile ilgili tedavi yöntemleri hakkında bilgiler verdi.
Dünyagöz Samsun Hastanesi'nden Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Selim Demir, göz kapağı düşüklüğü sorununun nasıl ve hangi yöntemlerle ortadan kaldırılacağına yönelik açıklamalarda bulundu.Göz kapağı düşüklüğünün kişilerde yıpranmış bir görüntüye neden olmakla birlikte, yüz ifadesinin de değişmesine sebep olduğunu kaydeden Dünyagöz Samsun Hastanesi'nden Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Selim Demir, blefaroplasti cerrahi yöntemi ile göz kapağı düşüklüğü sorununun ortadan kaldırılabileceğine dikkati çekti.
Dünyagöz Samsun Hastanesi'nden Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Selim Demir, göz kapağı düşüklüğü rahatsızlığına ilişkin açıklamasında, "Hastaların, görme alanlarını daraltan kapaklarını, refleks olarak kaşlarını kaldırarak dengelemeye çalışmaları sıklıkla yorgunluk hissine ve alın bölgesinde hissedilen başağrısına kadar değişen rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Erken dönemlerde uygulanan botox, dolgu, radyofrekans gibi çeşitli estetik dokunuşlarla desteklenebilen bu değişimler bir noktadan sonra sadece cerrahi ile düzeltilebilir. Blefaroplasti, bu amaçla yapılan kapaktaki gevşek-fazla cilt, kısmen de kas ve yağ dokusunun yapılandırıldığı bir cerrahidir. Genellikle üst kapak cerrahisi lokal anestezi altında gerçekleştirilen ve sonrasında oldukça konforlu olan bir ameliyattır. Alt kapakların da dahil edildiği cerrahilerde hastanın konforu açısından genel anestezi tercih edilmektedir. Ameliyat sonrası kişisel farklılıklarla beraber hastalar birkaç gün veya birkaç hafta gibi kısa sürede rutin hayatlarına dönmektedirler" dedi.

Ameliyat öncesinde dikkatli bir muayeneyle, eşlik eden durumların saptanmasının son derece önemli olduğunun altını çizen Doç. Dr. Demir konuşmasına şu cümlelerle devam etti; "Örneğin, bu kişilerde kaş düşüklüğü yada kapağı kaldıran kaslardaki yetersizliğe bağlı Pitoz dediğimiz gerçek kapak düşüklüğü de eşlik edebilmektedir. Biz Oküloplastik cerrahlar olarak, göz sağlığının korunması adına ameliyat öncesinde kapak ve gözü birlikte ele alıp birçok değişkeni birlikte değerlendirmekteyiz. Örneğin, fazla cilt dokusu kirpiklerin üstüne düşüp ağırlık yaparak kirpiklerin yönünü göze doğru değiştirebilmektedir. Bu durumun fazla ilerlemeden düzeltilmesi daha sonraki komplikasyonların önlenmesi açısından önem taşır. Cilt yüzeyinin kimyasal ve bakteriyel yapısı ile göz yüzeyininki farklıdır. Sarkan cildin kirpiklerle yakın teması, bu farklılık ve serbest yağ asitlerinin göz yaşına geçmesi nedeniyle de olumsuz etkiler oluşturabilmektedir. Bu nedenle Blefaroplasti ameliyatı öncesi mutlaka kuru göz testlerini yapmakta ve gözü muayene etmekteyiz. Göz kapağı vücuttaki diğer dokulardan çok daha hassas ve vücudun en ince cilt bölgesidir. Bu nedenle bu bölgede uygulanacak her işlem oküloplastik cerrahi uzmanları tarafından titizlikle yapılmalıdır. Oküloplastik cerrahi uzmanı, hem göz yüzeyini hem de göz kapaklarının işlevini koruyarak kişiye uygun olan cerrahi planlamayı özenle gerçekleştirir.Sonuçları yüz güldürüyor
Blefaroplasti, bu konuda eğitimli kişiler tarafından yapıldığında hem hastalar hem de yapan cerrah açısından çok yüz güldürücü sonuçlar alınan bir cerrahidir. Aslında, önemli oranda kozmetik ameliyat gibi düşünülen Blefaroplasti sonrasında göz sağlığı yönünden ikincil önemli kazanımlar elde edilebilmekteyiz. Yapılan bu işlemler aslında insanların kendini iyi hissetmesi için geliştirilmiş ufak dokunuşlardır. İnsan kendini ne kadar genç görürse o kadar dinamik, enerjik hissedecektir” diyerek sözlerini tamamladı.