Samsun mevzu bahis koltuk ise garip bir şehirdir! Koltuğa talip olan, yada o koltuğa göz koyan, koltukta oturanı madara etmek için, elinden geleni yapar. Genelde bu eylem biçimi, hep seçim zamanları ortaya çıkar. Ve şimdi önümüzde Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde Rektörlük seçimi var! Ve yine bilipte susan dilsiz şeytanlar piyasada!
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nin rektörü, ilahiyatçıymış, öyleymiş böyleymiş.. Zerre umrumuzda değil! Hani bize yaradılanı sevmek gerektiği buyurulmuştu ya yaradandan ötürü.. İşte o yüzden..
Dünya görüşümüz birmiş, değil miş! Zerre umrumuzda değil! Bunlar siyasalcıların kutuplaştırma ve ayrıştırma işi! İşte o yüzden biz yaradılmışların en yücesinde kabuğa değil, ruha bakıyoruz..Rektör beyle, görev yaptığı süre içinde, bir kez makamında bir araya geldik. O da ilk göreve başladığı yıl içindeydi. Ne samimiyetimiz ne de ahbaplığımız yoktur kendisiyle...Dedik ya; Mevzu bahis koltuk ise, 5 yıl boyunca yanlışları, varsa usulsüzlükleri görüp ve bilip susan dilsiz şeytanlar, çıkar piyasaya seçim öncesi...
Rektör ile ilgili gazete ve gazetelerin e-mail adreslerine çakma maillerden edebi metinler gönderiliyor! Vay efendim şöyle yolsuzluk yapmış, vay efendim şirketin başına yakınını getirmiş, vay efendim bunu yapmış, şunu yapmış.. Vay efendim rektöre sormak istiyorlarmış...İnternet yokken, eskiden bu ihbarlar, mektup yolu ile gazetelere yapılırdı. İhaleyi alamayan, ihaleyi alanın, nasıl aldığını, ihalede nasıl usulsüzlük yapıldığını anlatan mektup yazar; 'Bana yar olmadıysa ona da olmasın' derdi..Şimdi ise işin şekli ve yöntemi değişti.. İnternet ortamından çakma mail adresi ile yaz çiz.. Belge var mı? Yok!Gazetecileri bu gibi kirli emellerine alet edebileceklerini sanıyorlar! Sanıyorlar amma aldanıyorlar!Peki öyle ise 'Rektöre sormak istiyoruz' başlığı ile o mailleri atanlara, biz de sormak istiyoruz...Rektör bahsettiğiniz yanlışları ve yolsuzlukları yaparken, neden göz yumdunuz ve de sustunuz? Neden yargıya şikayet etmediniz? Bu mevzular olurken, yaşanırken ifşa etmek aklınıza gelmedi mi? İddialarınız doğru ise,
atı alan Üsküdar'ı geçmiş.. Ne yapalım şimdi.. İddianız doğru ise kamu malı talan edilirken, susup izlediğiniz, günün gelmesini beklediğiniz için, sizde suçlu sayılmaz mısınız!Kısacası, lafın tamamı deliye söylenir! Madem rektör yolsuzluk ve usulsüzlük yaptı! Neden bugüne kadar susup dilsiz şeytan oldunuz?Ve bu bahsettiğiniz yanlışları, neden rektörlük seçimi öncesi dile getirme ihtiyacı duydunuz! Ne güzel 5 yıl susmuşsunuz! Devam etseydiniz, izlemeye...Yani adamın görev yaptığı süre boyunca, yatmışlar pusuya, günün gelmesini beklemişler.. Sonra da çıkmışlar ortaya masal anlatıyorlar. Geçti kardeşim bu tezgah şekli, demode oldu artık.
Yiğitseniz kendi kişilik ve kimliğinizle ortaya çıkın ve herşeyi belgeleriyle açıklayın! Ne demişler düşmanın bile merdi yeğdir.. Sanırız söz konusu maillerden rektör beyinde bilgisi vardır! Gerekli gördüğünde bu iddia ve ithamlarla ilgili açıklama yapacaktır. Ancak Samsun basının bir parçası olarak, bizim bu konuda tavrımız nettir! 5 yıl boyunca olup bitenleri, yolsuzluk yada usulsüzlük yapıldığında ortaya çıkıp basına belgeleriyle açıklamayan dilsiz şeytanların, değirmenine su taşımayacağız. Bu ve buna benzer konularda kimseye arka çıkacakta değiliz.
Gerçekten bir usulsuzlük varsa, belgeleniyorsa, muhatabında görüşünü alarak yayınlarız. O yüzden sahte mail adreslerinden gönderilen edebi metinlerle oyalamayın bizi.. Pirincin taşını ayıklıyoruz.. Çok işimiz var, çok..