Samsun'da heyelan faciasının yaşandığı akaryakıt istasyonu, bu kezde kaçak inşa edildiği ve iskan ruhsatı olmadan faaliyete geçtiği iddiası ile gündeme geldi.
Samsun'un Canik ilçesinde Ordu karayolu üzerindeki Kirazlık mevkisinde yer alan benzin istasyonunda geçtiğimiz haftalarda heyelan faciası yaşandı. Bu acı olayda, o esnada benzinlikte oto yıkama bölümünde bulunan ikisi çocuk ve bir baba göçük altında kalarak hayatlarını kaybetti. Bu olay sonrası söz konusu benzinlik ile ilgili ruhsat tartışmaları başladı. 1998 RUHSATI GEÇERSİZ DURUMA DÜŞMÜŞ2008'DE YENİDEN RUHSAT VERİLMİŞ
Heyelan faciasının meydana geldiği benzin istasyonuna ilk 1998 yılında yapı ruhsatı verildiği ancak bu ruhsatın işletme sahibinin iki yıl içinde yatırımı yapmaması nedeniyle geçersiz duruma düştüğü, bu nedenle aynı yere 2008 yılında tekrar yapı ruhsatı verildiği ortaya çıktı.Samsun'da tartışılan benzin istasyonu ile ilgili işte 26 yıldır süren ihmaller zincirinin analizi...Samsun’un Canik ilçesinde 2025 yılında meydana gelen heyelan faciası, sadece bir doğa olayı değil, yıllardır süren imar ihmallerinin, kaçak yapılaşmaya göz yumulmasının ve ruhsat düzenlemelerinde yapılan kasıtlı teknik oynamaların trajik bir sonucuydu. Üç vatandaşın yaşamını yitirdiği olay, ardında belgelerle izlenebilen bir zincir bırakıyor: 1998’de başlayan, 2008’de göz ardı edilen ve 2010, 2011-2012- 2013, 2014, 2015 ve sonraki yıllarda örtbas edilen bir yapılaşma süreci.

Facianın yaşandığı yapı, ilk olarak 1998’de ruhsat aldı. Ancak inşaat zamanında tamamlanmadı. 2008’de yeniden ruhsatlandırıldı ama yine iskan alınmadan kullanıma açıldı. 1998 RUHSATI: AKARYAKIT İSTASYONU VE OFİS
04.02.1998 tarihli yapı ruhsatı, 103 ada 7 parseldeki taşınmaz için Canik Belediyesi tarafından düzenlendi. Yapı, akaryakıt istasyonu, ofis, soyunmalık ve duş alanları olarak tanımlandı. Kapalı alan 132 metrekare görünmekle birlikte, dolgu ve platform alanıyla birlikte toplam yapı hacmi 500 metrekariyi aşıyordu. Ancak yapı süresi içinde tamamlanmadığı için ruhsat geçersiz hale geldi.



18.07.2008 tarihli, 2008/66 sayılı yeni yapı ruhsatı, aynı yapı için yeniden düzenlendi. Bu kez toplam alan 354 metrekare olarak ruhsata işlendi. Fonksiyon yine akaryakıt istasyonu ve ofis olarak belirlendi. Ancak bu dönemde de iskan alınmadan yapı faaliyete geçti. Mühürleme ya da yıkım gibi herhangi bir idari işlem yapılmadı.Benzinliğin fiili durumu:
•Uydu görüntüleri ve sahadaki incelemeler, yapının her katının yaklaşık 150 metrekare olduğunu, toplamda 300 metrekareyi aştığını gösteriyor.•Yapı 2 katlı olmasına rağmen, ruhsatta alanın 198 metrekare gösterilmesi dikkat çekiyor.Uzmanlara göre bu fark tesadüf değil. Çünkü 200 metrekare ve üzeri yapılar, yapı denetim kuruluşlarına tabi. Bu sınıra takılmamak ve yapı denetim sisteminden kaçmak için, yapının toplam alanı ruhsatta bilinçli şekilde düşük gösterildi.

Yapıya ait uydu görüntüleri, parselde bir de oto yıkama alanı bulunduğunu ortaya koyuyor. 2015 yılı itibariyle yapılan bu bölüm, imar planındaki çekme mesafesi sınırlarının içinde yer alıyor. Bu alanın projeye dahil olmadığı ve kaçak olarak inşa edildiği tespit edildi.Yıkama alanı, çekme mesafesine uygun şekilde 5 metre geri çekilmiş olsaydı, heyelanın yapı üzerindeki baskısı bu kadar ölümcül olmayabilirdi.
Ancak bu riskli alan ruhsata dahil edilmedi, yıkılmadı, proje dışına alınarak görmezden gelindi.YAPI DENETİM KURULUŞU NEDEN DEVREYE GİRMEDİ?
Yapı denetim sistemi, yeni yapılarda 200 metrekare üzeri tüm yapılar için zorunlu. Ancak bu yapı:
•Kaçak olarak tamamlanmıştı,
•Proje ile uyumu belirsizdi,
•Temel ve taşıyıcı sistem bilinmiyordu,
•Çekme sınırlarına uyulmamıştı.İmar Kanunu’nun 32. ve 42. maddelerine göre, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapıların tespiti halinde mühürleme, para cezası ve gerekirse yıkım işlemleri zorunludur. Bu işlemler tamamlanmadan yeni bir yapı ruhsatı düzenlenemez.
Ancak ne mühürleme yapıldı ne ceza kesildi. Kaçak yapının üstüne ofis ruhsatı verilerek sürece resmiyet kazandırıldı.Oysa olması gereken şuydu:
Mevzuata aykırı kısımlar önce yıkılmalı veya projeye uygun hale getirilmeliydi. Ardından, yapının gerçek büyüklüğü (200 metrekare üzeri olduğu kabul edilerek) yapı denetim kapsamına alınmalıydı. Denetim firması bu yapı için zorunlu olan bir Yapı Güvenlik Raporu hazırlamalı, çevresel riskler ve zemin yapısı da bu raporla analiz edilmeliydi. Böylece teknik, hukuki ve çevresel denetim sağlanabilirdi.UAVT SİSTEMİ: YAPI HALA İNŞAAT HALİNDE
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’ne bağlı UAVT sistemine göre, yapı hala inşaat halinde görünmekte. Yani yapı kullanım izni alınmamış, yapı fiilen tamamlanmış olsa da, sistemde hala yasal olarak bitmemiş kabul ediliyor.SONUÇ: KAÇAK, KAYITDIŞI VE KASITLI SORUMSUZLUK
1998’den 2024’e kadar geçen sürede; heyelan faciasının yaşandığı benzinlik ile ilgili önce inşaat süreci tamamlanmadı, sonra iskan alınmadan faaliyet başladı, ardından kaçak yapıların üstü örtüldü, en sonunda ise denetimden kaçmak için yapı ofis adı altında yeniden ruhsatlandırıldı.Sonuç mu? İkisi çocuk üç kişi yaşamını yitirdi. Ama ortada hala ne sorumlular ne de hesap var. Bu bir doğa olayı değil; belgelerle büyütülmüş, üstü kapatılmış bir ihmaller zinciridir.
CHP li olsa 5 kişi icerdeydi vayy vayy
Vay anam vay.... Vatandaş, imarlı, ruhsatlı, iskan belgeli konut için yirtinir, vergi, ödeme, harç vs vs... Bu adamlara işlemiyor mu, bu kurallar, kanunlar..... Olmaz vallahi tüyü bitmemiş yetimin hakkı var, o kaçırılan, ödenmeyen vergilerde..... Duyun bunları sayın büyükşehir belediye başkanım, sayın valim..... Biliyorum, sizler adam gibi adamsınız..... Bu gibi olumsuzluklara karşı gerekeni yapın ki, ibret olsun....
Belediyeler niye var sanıyorsun, devletin pis işlerini yapmak için...