İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tutuklama kararı verdi. Ekrem İmamoğlu tutuklandı! Son Dakika
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik düzenlenen yolsuzluk ve terör operasyonunda 4 gün önce gözaltına alınan Ekrem İmamoğlu bugün sabah saatlerinde Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı. Ekrem İmamoğlu'na yolsuzluk soruşturmasında tutuklama kararı verildiği, terör suçlamasından ise serbest bırakılmasına karar verildiği öğrenildi.
Oysa aynı iktidar, kendi bakanlarının yolsuzluk dosyalarını gizlemekte, muhaliflere ise delilsiz suçlamalarla cezaevi yolunu açmaktadır.Bu operasyon, Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde bir kırılma noktasıdır. İmamoğlu’nun tutuklanması, yalnızca bir belediye başkanının değil, 86 milyonun seçme hakkının hedef alındığını göstermektedir. Ancak unutulmasın ki, halkın iradesi sandıkta tecelli etmiş ve bu irade asla susturulamayacaktır. "Bu darbeyi söküp atacağız. Çünkü bu ülkenin gerçek sahibi, iktidar değil millettir." Demokrasi mücadelesi sürüyor. Susmayacağız, teslim olmayacağız.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in de vurguladığı gibi, bu operasyon "bir sonraki cumhurbaşkanına yönelik darbe girişimi" niteliğindedir. İktidar, 31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul'u kaybetmenin hazımsızlığını yaşamakta ve İmamoğlu'nu siyaset sahnesinden silmek için yargıyı bir sopa gibi kullanmaktadır.DEM Parti'nin ifadesiyle, "Bu, halk iradesine yönelik açık bir saldırıdır".İmamoğlu, tutuklanma kararının ardından "Dimdik ayaktayım, asla eğilmeyeceğim" diyerek direniş çağrısı yapmıştır. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın "Hukuk sistemimiz adına utanıyoruz" sözleri, bu sürecin ne denli hukuksuz olduğunu gözler önüne sermiştir. Saraçhane’de toplanan kalabalık, halkın bu adaletsizliği kabullenmeyeceğinin en net göstergesidir.AKP-MHP ittifakı, kendi yandaşlarına dokunulmazlık sağlarken, muhalif belediyelere kayyım atama, soruşturma açma ve tutuklama gibi yöntemlerle saldırmaktadır. Ömer Çelik gibi isimlerin "yargı bağımsızdır" demesi, ikiyüzlülüğün en bariz örneğidir.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "yolsuzluk" ve "terör" iddialarıyla tutuklanması, Türkiye siyasi tarihinde karanlık bir sayfa olarak kayda geçmiştir. Bu operasyon, hukukun araçsallaştırıldığı, siyasi rakibi saf dışı bırakmaya yönelik bir sivil darbe girişimidir. İmamoğlu'nun tutuklanması, iktidarın sandıkta yenemediği bir ismi mahkeme yoluyla etkisiz hale getirme çabasından başka bir şey değildir.İmamoğlu hakkındaki iddialar, delilsiz, dayanaksız ve siyasi motivasyonlu bir soruşturmanın ürünüdür. "Suç örgütü liderliği" gibi ağır suçlamalar, CHP'nin cumhurbaşkanı adayını cezaevine tıkmak için kurgulanmış bir senaryodur. Savcılık, İmamoğlu'nun terör bağlantısı iddiasını bile tutuklama gerekçesi olarak gösterememiş, ancak "yolsuzluk" suçlamasıyla zoraki bir tutuklama kararı çıkartmıştır.
İmamoğlu'nun tutuklanması, sadece kendisini değil, aynı zamanda milyonlarca İstanbullunun iradesini de hedef almaktadır. Bu, halkın seçme hakkına ve demokratik süreçlere yapılan bir saldırıdır. Bu hukuksuzluğa karşı sessiz kalmak, demokrasimize ve geleceğimize ihanet etmek anlamına gelir. Bu süreçte, uluslararası toplumun ve sivil toplum kuruluşlarının tepkisi de büyük önem taşımaktadır. Türkiye'nin demokratik değerlere sahip çıkması ve hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etmesi için, bu tür hukuksuzluklara karşı ortak bir duruş sergilenmelidir. İmamoğlu'nun derhal serbest bırakılması ve görevinin başına dönmesi, Türkiye demokrasisi için hayati bir önem taşımaktadır.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik gerçekleştirilen bu hukuksuz tutuklama, Türkiye demokrasisi için kara bir lekedir. Dört gün süren gözaltı sürecinin ardından, siyasi bir kumpasla karşı karşıya olduğumuz aşikardır. Yolsuzluk soruşturması bahanesiyle yapılan bu tutuklama, aslında İmamoğlu'nun halk nezdindeki güçlü desteğini ve siyasi iktidarın bu desteği kırma çabasını gözler önüne sermektedir. Terör suçlamasından serbest bırakılması ise, bu suçlamaların ne kadar temelsiz ve siyasi amaçlı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu tutuklama, seçilmiş bir belediye başkanına karşı yapılan açık bir sivil darbe girişimidir. Halkın iradesiyle göreve gelen İmamoğlu'nun, siyasi rakipleri tarafından bu şekilde hedef alınması, demokrasinin temel ilkelerine aykırıdır. Bu durum, Türkiye'de hukukun üstünlüğünün ve yargı bağımsızlığının ne kadar büyük bir tehdit altında olduğunu göstermektedir.
Güle güle akp. Akp bitişini kendi hazırladı. Halkımuz mağduru sever
Ekrem ile bitmemeli. İşbirlikçileri de hesap vermeli.
Tayyip erdogana benzetilmeteye calisilan bir cumhurbaskanligi tiyatrosu