Terörsüz Türkiye'yi istiyoruz ama oldu bittiye evet dememiz mümkün değil

Türkiye’nin her karış toprağında PKK terör örgütünün şehit ettiği binlerce şehidimizin kanı var. Çeyrek asırdan fazladır, Türkiye’nin her yerinde Türk Milletinin en çok seslendirdiği sloganlardan birisi: 'Şehitler ölmez , vatan bölünmez' sloganıdır.    
           
Türkiye’de vatan, millet, bayrak ve bağımsızlık uğurunda evlatlarını vatan toprağına kendi elleriyle emanet etmiş, 'vatan sağ olsun' diyerek, şehit acısıyla hayata tutunmaya çalışan şehit annelerimizin sayısının ne kadar çok olduğunu bilmeyen yoktur. 

Yaşadığımız coğrafya gerçekten sıkıntılı ve haini bol bir coğrafyadır. Bu coğrafyada bağımsız devlet, özgür millet olmanın bedelini uzun yıllardır helalinden öz evlatlarının tertemiz kanıyla ödeyen tek ülke Türkiye’dir. Hiç şüphesiz Türkiye PKK terörü ile mücadelede, son derece başarılı olmuş, büyük bedeller ödemiş bölgesinde ve dünyada önemli bir ülkedir. Bunları bilmeyen yoktur. Ben sadece bunları hatırlatıyorum. Bunları hatırlamaz, unutursak işte o zaman şehitlerimize ihanet etmiş oluruz. Çünkü geldiğimiz ya da getirildiğimiz nokta sadece bir akıl tutulması değil, aynı zamanda aklımızı yok sayan bir noktadır. 

Bir şehit abisi olarak ifade etmek isterim ki, bizi ve şehitlerimizi görmezden gelen bir oldu bittiye evet dememiz mümkün değildir. Şehit yakınlarını dikkate alan olur mu, olmaz mı onu da bilmiyoruz. Terörsüz Türkiye’yi elbette istiyoruz. Sadece terörsüz Türkiye’yi değil, içinde hiçbir terör örgütünün varlığını sürdürdüğü bir Türkiye’yi de istemiyoruz. PKK terör örgütü ile birlikte tüm terör örgütlerine hayır diyoruz. Bunu söylerken de hiçbir terör örgütünün buna PKK’da dahil meşrulaştırılmasını legal hale getirilmesini istemiyoruz. İçimizde terörsüz Türkiye’yi istemeyen birisinin de olduğunu hiç düşünmüyorum. Terörsüz Türkiye dileğimizi her şehidimizin cenazesinde bir kez daha tekrarlayan Türk Milletinin kendisi ve şehit aileleridir. 

Ama  bu süreçle ilgili derin kaygılarımız nedeniyle yüreğimizin de kan ağladığını bir kez daha hatırlatmak isterim. Birinci açılım sürecinde 750’den fazla şehit verdiğimizi hepimiz biliyoruz. PKK’lı teröristler tarafından evladı şehit edilen hiçbir şehit yakını var mıdır, bu ikinci açılım sürecini kabul eden; şehit annesi, babası, kardeşi, eşi, çocuğu olduğunu bilmiyoruz...

PKK teröründen en büyük acıyı çekenler, suyunun suyuyla bir değildir. Bir şehit yakını olarak açık ve net söylüyorum, ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar. 
Hangi pazarlıkların olduğunu bilmediğimiz bu süreçte kimse kafa karıştırarak algı yaratmasın. Şehidin annesi, babası, kardeşi, eşi, çocuğu ne diyor, ben ona bakarım. Hiç bir şehit yakını, her tarafından şehit kanı damlayan teröristbaşından medet umulmasını, teröristbaşı Öcalan’ın  muhatap alınmasını içine sindirebilir mi, bu nasıl mümkün olabilir? Şehit yakınlarının midesi bunları nasıl kabul edebilir? 50 bin kişinin ölümünden birinci dereceden sorumlu olan teröristbaşının ağzından çıkacak her söze bakılıyor olması şehitlerimizi bir kez daha öldürmekte, kemiklerini derinden sızlatmaktadır. 

Madem ki teröristbaşı ile masaya oturulacak, onun taleplerine de itibar edilecekti, Türkiye’nin son 23 yılında söz sahibi olanlar bugüne kadar niye, neden beklediler? Bunu sormak ve bilmek zorundayız biz evlatlarımızı şehit verdik. Bu az şey değil. Bu gün değişen ne oldu? Dün şehit aileleri razı değildi de bugün mü, bu oldu bittiye razı oldular? Bir şehit yakını olarak teröristbaşı Öcalan’ın geçtiği yoldan geçmeyi bile, kendime yakıştıramam. Ne acıdır ki teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın kanlı elini sıkan DEM Partili eller Beştepe’de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la el sıkışmış, süreçle ilgili görüşme yapmıştır. Ne görüşülmüş ya da ne söz verilmiştir? 

Teröristbaşı Öcalan’dan neleri yapması istenmiştir? Kimse bir şey bilmiyor! DEM Parti heyeti Beştepe görüşmelerinden son derece memnun ayrılmıştır. Bunu hem yüz ifadelerinden, hem de açıklamalarından anlıyoruz. Bu memnuniyetlerinin  nedeni nedir? Binlerce şehidimize rağmen, öyle ya da böyle teröristbaşı Öcalan af mı edilecek ? İmralı ile bu işleri yolunda götüren acaba bizim bilmediğimiz ne var? Takip ettiğimiz kadarıyla şeffaf olan hiçbir şey yok...

Unutulmasın ki hiçbir şey sonsuza kadar gizli kalmaz. Bahçeli "PKK kısa sürede silah bırakmalı" diyor. PKK terör örgütü Sayın Bahçeli’nin sözünü dinler mi? Bunu bilen var mı? Elbette PKK terör örgütü tümden silahlarını teslim etmeli. 

Elbette teröristbaşı cezası neyse cezasını sonuna kadar çekmeli? Umut hakkını teröristbaşına vermeyi seslendirenler kendi evlatlarını şehit verdiler mi ki böyle bir haktan söz ediyorlar? Özet olarak devlet herşeyi açıklamak zorunda değil, diyenler bu süreci nasıl yürütecekler, bunu sormayalım mı? Teröristbaşı şehitlerimizin katili Abdullah Öcalan’ın cezasını hafifletecek hiçbir düzenlemeye şehit aileleri neden razı olsun? 

Her kim teröristbaşının, cezasını hafifletecek, onu serbest bırakacak bir adım atmayı düşünüyorsa unutmasın ki, şehit yakını kimliğimizle haklarımızı helal etmiyoruz!