Burada uzun uzun ekonomi dersi anlatmayacağım. Ancak önce kısa bir tanım yapalım. Enflasyon, fiyatlar genel seviyesindeki artış hızıdır. Ekonomistler, Enflasyon - Kur - Faiz üçlemesini bir arada çok konuşurlar! Nedeni ise aralarındaki bağlantılı ilişkilerdir!
Ancak biz sadece enflasyondan bahsedeceğiz! Piyasaların genel bir kuralı vardır, kıt malların fiyatları yüksek olur ve hızlı artar. Fiyatları aşağıda tutabilmek için üretmek gerekir. Burada ast olan ucuza üretmektir. Bunun için de yatırım ve üretim maliyetlerinin düşük olması gerekir.
Ülkemizde tam da bu noktada sorun yaşamaktadır! Kur, faiz ve enflasyon sarmalı. Bu sarmaldan çıkmanın yolları vardır. Enflasyon faiz ve kur, maliyetleri yükselten en önemli unsurlardandır.
Türkiye'deki enflasyonun türü ise maliyet enflasyonudur! Maliyetler arttıkça fiyatlar yükselir, yatırımcı enflasyonist bir ekonomide yatırımdan kaçınır. Bunun çözümü salt para politikaları asla değildir! En başta döviz gereksinimini minimum seviyeye indirmek gerekir! Bunun için ise lüks ithalatı minimuma indirmek gerekir! Tam bu noktada maliye politikaları uygulanması gerekir!
Yani lüks ithalata yüksek vergiler koyarak ithal ikamesi ile içeride üretim katı bir şekilde desteklenmeli! Bu önce maliyetleri yükseltir ama sonra aşağı çeker. Bu da orta vadeli bir programla gerçekleşir. Bu aşamada maliyetlerin önce artışı sonra düşüşü yaşanır. Maliyetler düştükten sonra yabancı yatırımlar hız kazanır. Kısaca yerli üretim çözüm yoludur. Başta yavaş işlese de sonuç mükemmeldir. Ülkemizde özellikle savunma sanayi başta olmak üzere bunun başarıldığı görülmüştür.
Ülkemizde bu yönde umutvar çalışmalar yürütülmektedir. İç üretimin artmasıyla birlikte başta yükselme eğilimindeki döviz ihtiyacı da azalacaktır. Artan üretim enflasyonda kalıcı çözümlerin yolu açılmış olacaktır.
Düşen enflasyonla birlikte artan üretim ihracatı da arttıracaktır. Bir ülke ekonomisini, aile ekonomisine indirgersek, baba 50.000 TL kazanırken, evlatlar özel zevklerine bunu, har vurup harman savurursa, ortada aile kalmaz, darmadağın olur!
Bu örnekten hareketle bu işin de bir ahlakı ve sorumluluğu vardır. Yani ülke fertleri kendini ülkesinde tam bir aile ferdi gibi hissetmedikçe, bunun ahlak ayağı eksik kalır! Babamıza hakaret edenin dükkanından ciklet almayız, ama vatanımızı yok etmek isteyenlerin ekmeğini yemek için kuyruğa gireriz!
İşte bu da işin bir başka boyutudur! Ekonomi ürettikçe güçlenir. Güçlü ekonomilerde milli para değerli olur. (Kur düşük) Faiz düşük olur. Enflasyon da düşük olur. İşin temeli üretmektir. Bunun problemi üretim maliyetidir. Bu nedenle verimlilik artışı çok önemlidir.
BEKLENTİLER: İşin en başında çok iyi bir tanıtımla beklentileri uzmanca ve doğru yönetmektir.
Beklentileri yönetmek geleceği yönetmektir. Bizim en önemli sorunlarımız,
- Ticari ahlak
- Liyakat
- Yönetsel beceriler
- Beklentileri yönetmek
- Verimlilik
- Girişimci ruh
Zamanında kapatılan uçak ve otomobil fabrikalarının neden kapatıldığından ders alırsak bu yazının idrakine varırız.
Ülkemizde bu yolda bir farkındalık oluşmuş ve devam etmektedir. Önce kendimize inanacağız. Ben Türkiye'yi mükemmel bir geleceğin beklediğine çok ama çok inanıyorum! Siz de inanın!
Anamıza babamıza güzel bir evlat olmak kadar, vatanımıza da güzel bir evlat olmak hepimizin hedefi olmalı! Bu arada güncel olması nedeniyle geçemediğim bir husus var. Ceza kanunları. Ülkemizde vatana ihanet ve terör en ağır ve indirim uygulanmadan ceza almalı. Kamuya ve şahıslara verilen zararlar bu kanun tanımazlara ödetilmeli. Kısas uygulaması getirilmelidir.