Sizlere turizmin yerel kalkınmanın anahtarı olabileceğine dair çok güzel bir örnek anlatacağım...
Zakopane, Polonya'da 30 bin nüfuslu bir kasaba... Ahşap evleri, kaplıcaları ve karlı dağları ile biliniyor. 2018'den itibaren turizmde hızla yükselen kasabayı her yıl 3 milyon turist ziyaret ediyor. Bu yükselişin sebebi ise çoğunluğu Körfez ülkelerinden gelen Müslüman turistler.
FlyDubai, 2018'de Krakow'a uçmaya başlayınca, 2 saat mesafedeki Zakopaneliler, bunu bir fırsata çevirmek istemişler. Müslüman turistleri çekmek için biraz reklam ile, bazı küçük düzenlemeler yapmışlar. Şimdi kasaba da, Arapça tabelalar, helal sertifikalı lokantalar ve tesettürlü kadınlara ayrımcılık yapan kaplıcalar var.
Sonuçta bugün Zakopane'ye Avrupa dışından gelen turistlerin yüzde 30'unu Arap ülkelerinden, Malezya'dan ve Endonezya'dan gelen Müslümanlar oluşturuyor.
Ayrıca Müslüman turistler, kasabaya en çok gelir bırakan grup olarak görülüyor. Kasabadaki beş yıldızlı otellerin misafirleri yüzde 60-70'i Araplardan oluşuyor. Otel yöneticileri, Müslüman turistlerin daha fazla ek hizmet aldığını ve bıraktıkları oda başı gelirin, Avrupalılara göre çok daha yüksek olduğunu söylüyor.
Zakopane Ticaret Odası Başkanı Bayan Agata Wojtowicz, gelişmelerden memnun. "Hem para kazanıyoruz, hem de daha açık daha hoşgörülü bir toplum haline geldik" diyor.
Müslüman turistler, kasabayı seviyorlar. Bir gelen bir daha geliyor. Sorunlu buldukları noktalar ise, otellerde taharet musluğu eksikliği (beş yıldızlılarda bile varmış), kamusal alanlarda mescit bulunmaması ve Polonya'nın vize prosedüründeki zorluklar.
Zakopane örneğinde benim en çok dikkatimi çeken nokta ise "sürdürülebilir" bir model kurulmuş olması. Ticaret Odası ve belediyenin öncülük ettiği bir program uygulanmış. Turisti rahat ettirecek düzenlemeler, yerel yaşamı bozmayacak şekilde planlanmış. Sadece turizm tesislerinin değil, tur şirketlerinin, lokantaların ve dükkanların da, yeni turist profiline uyumlu olması sağlanmış, bunun için işletmeler desteklenmiş. Bu sayede turistin bıraktığı gelirin tüm topluma yayılması hedeflenmiş.
Bu küçük Polonya kasabası, sürdürülebilir yerel kalkınma için, çok güzel bir örnek. Biz de Türkiye Yüzyılı, Turizm Yüzyılı olsun istiyorsak, yerele odaklanmalı, turisti kasabalarımıza kadar çekmenin yollarını düşünmeliyiz.
Sürdürülebilir turizm için, hep birlikte çalışmalıyız ve ağırlamış olduğumuz turistlerin rahatlığı için programlar geliştirmeliyiz.
2023 ve 2024 turizm sezonlarında Arap baharı ters esmeye başlamıştı.
2025 sezonu pek beklentilere cevap vereceğe benzemiyor, kaybediyoruz derken bir an önce birlikte, hesaplı etkili tanıtım projelerine imza almalıyız.
Saygılarımla
Samsun havza ve ladik ilceleri bu turizm icin bicilmis kaftan. Buyuk sehir destegiyle Havza ve Ladik yeterli duzenleme ve tesislesmeyi saglarlarsa Arap ve diger musluman ulkelerdeki turistleri bu thermal turizm sayesinde Samsuna ceker bolge ekonomi sine buyuk katki vêrir. Valilik ve belediye ve Samsun buyuk sehir onderliginde bu proje baslatilmali ve gerekli yatirimlerin yapilmali saglanmalidir.