Bugün, FETÖ terör örgütü elebaşı Fethullah Gülen’in ölüm haberi Samsun’da duyuldu. Ancak bu kritik gelişme karşısında, şehrin siyasi ve bürokratik figürleri neredeyse tamamen sessiz kaldı. STK’lardan çıt çıkmıyor!
Samsun Garnizon Komutanı Gazi Davut Ala’nın kısa ve net açıklaması dışında, eski/yeni siyasiden, vekillerden, belediye başkanlarından, meclis üyelerinden, STK başkanlarından bir açıklama gelmedi.
Ne dedi Davut Ala Paşa?
“FETÖ elebaşı terörist ölmüş. Bu dünyada bize yaşattığı acıları ahirette misliyle yaşasın. Yandaşları/sevenleri vb. kişilere de Allah (c.c) aynı akıbeti yaşatsın, inşaAllah daha beter olunsunlar. Hakkım haram olsun, mekanı cehennem olsun.”
Sessizlik Samsun’da adeta bir duvar gibi örüldü.
Oysa her 15 Temmuz’da medyada en ön saflarda yer almak için yarışanlar, meydanlarda gövde gösterisi yapanlar bugün ortalarda yoktu. Gazeteler boş, sosyal medya suskun, basın bültenleri sessizdi.
Bu sessizlik neden?
Ne oldu da FETÖ’nün ölümüne dair iki kelam etmeyenler bugün köşelerine çekildiler? Cevabı çok da uzaklarda aramaya gerek yok.
Bu durumun birkaç temel nedeni olabilir. İlki ve en bariz olanı korku. FETÖ’nün devletten ve toplumdan temizlendiği iddia edilse de, ne yazık ki örgütün hala güçlü olduğu, çeşitli yapılar ve kişiler tarafından pasif olarak desteklendiği gerçeğiyle karşı karşıyayız. FETÖ’nün siyasi ayağına dair dillendirilen iddialar, bu sessizlikle bir kez daha güç kazanıyor.
Bir diğer neden ise “Post FETÖ” denilebilecek bir döneme duyulan beklenti. Örgüt zayıflasa bile, onun yarattığı boşluğun yeni yapılar tarafından doldurulma ihtimali bazıları için bir hesap meselesi. Bu beklenti içinde olanlar, FETÖ sonrası şekillenecek yeni bir yapılanma ile kötü olmak istemeyenler, ileride kendilerini güvenceye almak için sessizliğe gömülmüş olabilirler. Bu, gelecekte doğabilecek fırsatları kaçırmamak için şimdilik beklemek anlamına geliyor. Kripto yapılar bu noktada hâlâ aktif olabilir ve bu kişiler, hem kendilerini hem de geçmiş ilişkilerini koruma amacıyla ortalıkta görünmemeyi tercih ediyor olabilirler.
Bu sessiz kalınan gün, FETÖ’nün yandaşları için bir umut olabilir.
Ölüm haberine karşı çıkan hiçbir tepki, ne örgütle mücadele edenler için moral olur, ne de örgütün gerçek gücünün bittiğini gösterir. Aksine, bu sessizlik, örgütün direncini, gizliden gizliye varlığını sürdüren yapıların moral kazanmasını sağlayabilir.
Oysa bu dönemde sessiz kalmak, FETÖ ile mücadeleyi zayıflatır. FETÖ ile mücadelenin sadece 15 Temmuz anmalarında değil, bu örgütün kurucusu ve lideri öldüğünde de açıkça dile getirilmesi gerekirdi. Ancak bizler ne yazık ki bu dirayeti görmedik.
FETÖ’nün Gerçek Yüzü
Unutulmamalı ki FETÖ, din kisvesi altında siyasetin gücünü yanına alıp:
Sınav sorularını çalarak milyonlarca gencin ve dolayısıyla 2-3 neslin hakkını yemiş,
Devletin para, bilgi ve güç içeren tüm kurum ve kadrolarına sızmış,
Askeriye içinde fütursuzca yapılanıp kurmaylık sınavlarında kendilerinden başkasına fırsat vermemiş,
Tüm devlet sırlarını, bağlı oldukları küresel ağababalarına sızdırmış ve onlardan talimat almış,
Birlikte yürüdüğü siyasi yapının desteğiyle Türk Ordusu’na; Ergenekon, Balyoz, İzmir Askeri Casusluk, Şike, Selam Tevhid, Yasadışı Dinleme gibi kumpaslar kurarak komutanları tasfiye ettirmiş ve hapse attırmıştır,
Genelkurmay Başkanını terör örgütü üyeliğinden tutuklatıp, PKK’lı yöneticiyi gizli tanık yaptırmış,
Ticarette ve siyasette güçlenip kendinden olmayanlara eziyet etmiş,
Yüzbinlerce saf Anadolu çocuğunun “Allah rızası için” diyerek kanına girmiştir.
Bu ihanet çetesi ve terör örgütü FETÖ’nün başı, Gülen Cemaati kurucusu, ağlak imam Fethullah Gülen ölmüştür. Ateşi bol olsun. Ancak bu yapı hâlâ zihinlerde ve kimi odaklarda varlığını sürdürüyor.
Bu sessizliğin arkasında birkaç olasılık var:
FETÖ’nün köklerinin hâlâ kurumadığını bilenler, örgütün tekrar güç kazanabileceğinden korkuyor olabilir. Sessizlik, kendilerini koruma çabası olabilir.
Post FETÖ dönemi beklentisiyle FETÖ’nün bıraktığı boşluğun yeni yapılar tarafından doldurulacağına inananlar, bu dönemde sessiz kalarak gelecekteki olası ilişkilerde kötü bir pozisyon almamak istiyor olabilirler.
Belki de bu kişilerin çoğu için FETÖ meselesi kapanmış bir defterdir. Artık bu konuda konuşmanın, mücadele etmenin gereksiz olduğunu düşünüyor olabilirler.
Sonuç: Sessizlik Tehlikelidir!
FETÖ gibi terör örgütlerine karşı sessiz kalmak, en büyük tehlikedir. Bu sessizlik, örgütün kalıntılarına moral ve cesaret verir. Unutulmamalı ki terörle mücadele yalnızca silahlı çatışmalarla değil, ideolojik ve toplumsal duruşla da yapılır.
Samsun’da ve muhtemelen birçok Anadolu şehrinde gözlenen bu sessizlik, FETÖ’nün hâlâ derinlerde bir yerlerde varlığını sürdürdüğünü gösteriyor olabilir. Bu tehlikeyi göz ardı etmemek, FETÖ’nün tamamen ortadan kalkması için toplumsal bir uyanışa ihtiyaç var.
Bu saatten sonra sessiz kalmak, FETÖ’ye dolaylı destek vermek anlamına gelir.
Sessiz kalanlar, bu yazıyı okuduğunda belki de kendilerini sorgularlar. Ama artık hiçbir şey saklanamaz; millet her şeyi görür. Ve bu sessizlik, tarihe geçecek bir suskunluk olacaktır.
samsunda 5 . 7 seneleri aralığında ziraat bankasına direkt torpille girenler fetöcüdür araştırın akp li diye girdirildiler ama hepsi akp düşmanıdir isterce chp li olsun ama tespitler doğrudur
Bu sıralar yurtdisina çıkış yapan herkes incelenmelidir. Cenazesine gidecek olanlar olacaktır.
Önce susan taraf olarak iktidarda olanlara,birzamanlar övenlere, hasret kalanlara, hatta kandırıldık diyenlere sormalı niye susuyorsunuz diye hala üzülüp gizli gizli ağlıyormusunuz yoksa. Cehennemde ateşi bol olsun, yaptıkları ve bize bu günleri yaşatanlara fırsat verdiği için.
dunun ovenlerı bugunun sovenlerı ıse ,omru feto ıle savasmakla gecenler susar kardes
Ceza alanlar, memuriyetten atılanlar, hapis yatanlar şu an ne iş yapıyorlar, nerelerde çalışıyorlar ve hatta nerelerde yöneticilik yapıyorlar ona bakmak lazım.