Milli Fuarlı yıllarda Samsun’un, ülke ekonomisine yön veren ilk on il içinde, 7'inci sırada olduğunu hatırlatmakta yarar var.
Peki ya, devlet yatırımlarımızdan olan başta Liman, Azot, Bakır ve Tütün fabrikalarıyla iç ve de dış pazarlara sunulan Samsun menşeili ürünlerin getirisini tahmin edebiliyor musunuz..?
Bu dev yatırımları 90'lı yıllarda gözle görülür, elle tutulur bir şekilde siyasilerin popülist davranmaları sonucunda, adeta şahsi bakkal dükkanlarıymış gibi himaye eder duruma getirmişlerdi...
Hükumeti kuranlara 5 yıllığına güvenoyu veren TBMM'miz, kısa bir süre sonra iktidar partisine ‘kaşın niye gözünün üzerinde senin?’ gerekçe ve mazeretleriyle, karılmış temele atmaya hazır çimentoyu dondururlar, özellikle de sütü kaynatıp yogurt mayalanacağı zaman da yine, aynı meclis, erken seçim kararı alır, hazineyi ve halkımızı içinden çıkılmaz durumlara koyarlardı.
Böyle karmaşık bir zamanda bile Samsun, ülke ekonomisine yön veren iller arasında uzunca bir süre, en kötü ya 5, ya da 7'inci sıradaki ünvanını korumuştu. Taki milenyum (2000'li yılların başlangıcı olan gelecek binyıl) çağına girmeye hazırlanan dünya kapitalizminin ezber bozan sosyo ekonomik yaptırımları hayata geçirilmeye başlayana kadar...
Türkiye’nin ekonomisi en güçlü 10 il'i sıralamasına bakıldığında 7'inci büyük ekonomisine sahip Samsun'da o dönemde ulaşım bu kadar gelişmiş değildi.
Mesela, şehirlerarası karayollarımız gidişli gelişli tek şeritti, Liman şehriydik, limanlar şehri olduk, Samsun Sivas demiryolu hattımızın ray yenileme ve yolunun genişletilme çalışması bitti...
Yazıma DHMİ Genel Müdürlüğü’nün de katkılarını ilave etmeden olmaz; DYP Samsun milletvekili Cemal Alişan'ın yeni Çarşamba havaalanımızı şehrimize kazandırmasıyla birlikte, inen ve kalkış yapan uçak sayısıyla, yurtdışına direk uçuş seferlerinin başlamasıyla, tabii olarak ilave yatırımlar kaçınılmaz oldu.
Bu konu önemli!
Samsunlu iş insanı, Metro Holding yönetim kurulu başkanı Galip Öztürk'ü de anmadan olmaz. Şöyle ki; uluslararası bir havaalanının kargo terminali olmazsa olmazıdır.
Yıllarca bu şehir, hava kargo terminalini kurmakta zorlandı, çok istemelerine rağmen, iş insanlarımız tarafından ‘benden şu kadar, sen ne veriyorsun?’ denmiştir o toplantılarda ama hiçbir zaman sonuç alınamadığını iyi bilenlerden biri de benim...
O yıllarda dünya gazetesi Samsun Bölge müdürlüğünde çalışıyordum.
Şehrimizin eminleri, iş insanı Galip Öztürk'den hava kargo terminalinin yapımını ve hatta işletmesini de üstlenmesini istediler. "Şehrin ihtiyacı varsa teklifinizi kabul ediyorum" dedi Galip bey…
Öztürk, cesaret abidesi bir iş insanıdır; konu Samsun’sa ikinci bir toplantı ya da ara karar istemez, büyük bir cesaretle Hava kargo işletmeciliğini yaptı. ‘Cesaretle’ diyorum çünkü yurtdışından Orta Karadeniz bölgesine aktarmalı gelen ya cenaze ya da yükte hafif pahada ağır ürünler ki; aylık toplamda 3 ya da 5 kargo evrakı ancak kaydedilebiliyordu...
Bu şirketin kısa bir süreliğine de olsa genel müdürlüğü ve yönetim kurulu üyeliği görevinde bulunduğum için biliyorum.
‘O kadar da değil’ dediğinizi duyar gibiyim!.. Hakikaten öyledir. Bugün olsa aynını düşünmeden yapardım; Çünkü gerçek Samsunlular, Samsuncudur aynı zamanda…
Bu şehrin bacalı- bacasız sanayilerinin ilk adımı ve yüzüdür, Otogarı, Lokantası, Oteli ve Hava Meydanı Terminallerimiz...
Öyle değil midir?..
OKA'yı Osmanlıdaki kütle ölçüsüyle karıştırmayalım; Milenyum çağının başlamasıyla birlikte ülkemizin dört bir yanında toplam 26 noktada Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda ‘Kalkınma Ajansları’ kurulmuştu..!
Fena mı oldu?
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere
Kalın sağlıcakla