Bismillah,
Bu aralar zor bir süreçten geçiyoruz dostlar, hepimizce yaşadığımız olaylar malum. Korku ve kaygıyı sonuna kadar yaşadığımız bir yıl oluyor gerçekten. 2020 etkileyici bir o kadar yaşadığımız olaylarla gerçekten hızlı bir şekilde yol almaya devam ediyor. Belki güzel başlayamadık, belki şu anda da güzel devam etmiyor olabilir, fakat ben şuna yürekten inanıyorum ki her belirsizlik ya da kaos ortamından sonra gelir güzellikler, 2020 de insanlık adına bize güzellikleri sunarak vedalaşacaktır. Biliyoruz ki her zorlu kıştan sonra ödül olarak mutlaka bir bahar bir yaz vardır bize hediye edilen bu dünyada…
Öyle ki “Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır” diyen Yüce Rabbin kullarıyız bizler. Tüm sırrı bilen O’dur. Bize düşen bu zor süreçlere sabredip üzerimize düşeni yapmaktır dostlar, işin özü bu.
Korona Virüsü malum dünya da olduğu gibi bizim ülkemiz de görüldü. Biz Türkiye olarak bu süreci 90 gün boyunca yerinde ve zamanında alınan akıllıca tedbirler sayesinde harika bir şekilde idare ettik ve dünya tedbir almak da geciktiği için bu virüs yüzünden ölümler yaşanıyorken biz sıradaki tedbirlere hazırlanmayı tercih ettik. Çünkü bizim için her can önemliydi. Bir insan hayatının kurtulması tüm insanlığın kurtulması gibiydi. Biz insanı yaşatma kültürünün evlatlarıyız biliyorsunuz.
Ama ne kadar uğraşırsanız uğraşın görünmeyen bir virüsün ülkenize girişine engel olamayabilirsiniz ki olamadık da maalesef artık bu virüs ülkemizde mevcut. Ne yazık ki de can kayıpları da yaşadık. Üzgünüz hepimiz, kaygılıyız korkuyoruz da belki. Bu çok çok normal insanız. Başta Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca olmak üzere canıyla kanıyla gecesi gündüzüyle bu virüsü kontrol altına almaya çalışan tüm sağlık çalışanlarına ve emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler ediyorum. Minnet borçluyuz. Süreci en güzel şekilde idare ediyorlar ve edecekler de. İnşallah bu sürecin sonunda zafer bizim olacaktır yürekten inanıyorum.
Gel gelelim biz ne yapabiliriz?
Önemli olan da fert fert bizim üzerimize düşenleri yapmamızdır aslında. İşin uzmanları değerli doktorlarımız bu virüsün bireysel olarak alacağımız tedbirlerden asla ve asla büyük olmadığını defaatle belirtiyorlar. İşin sırrı bizde. Hep birlikte taşın altına elimizi koyacağız.
En önemli tedbirlerin başında ellerimizi sabunla güzelce mümkünse dirseklerimize kadar yıkamak olmalıdır. Bu bizim kişisel temizliğimiz de asli görevimizdi zaten, sadece bu süreçte biraz daha dikkatli ve bilinçli olarak yapacağız, bana bir şey olmaz demeyeceğiz. Kişisel temizlik çok çok önemli, elimizden elbiselerimize kullandığımız eşyalara kadar temizliği elden bırakmayacağız.
İkinci önemli olan ise kalabalık ortamlardan uzak duracağız. Mümkünse işimiz olmadığında evimizde vakit geçireceğiz. Bu kesinlikle bir hapis değil, şöyle düşünün dışarda bir fırtına var, üzerimize dolu yağıyor, kendimizi fırtına dinene kadar evimizde bir süreliğine misafir edeceğiz. Bu ev sürecinde, evimizin her köşesini yeniden keşfedeceğiz, uygun aktiviteler muhakkak ki vardır yapacağınız, en basiti kitap okumak, ev egzersizleri yapmak, kaliteli filmler seyretmek, kendimizi manevi olarak yenilemek için eksik ibadetlerimizi gözden geçirmek, kendimizi dinlemek gibi. Son zamanlarda çok ihmal ettiğimiz evlerimizde aile bağlarımızı daha da kuvvetli hale getireceğiz. Sohbet ve muhabbeti yeniden evlerimize dahil edeceğiz. Buna çok ihtiyacımız var ve en güzel fırsat. Bol bol Yüce Rabbimize dua edelim, ellerimizi her fırsatta Rabbimize kaldıralım, şükrümüzü hiç ihmal etmeyelim. Huzur şükretmek de gizlidir.
Eğer hastaysak maske ve eldivenlerimizi takarak başkalarına bizden hastalık bulaşmasına engel olacağız. Hele hele yurtdışından geldiysek 14 gün kuralına mutlaka uyup, dışarıyla temasımızı engelleyeceğiz. Özellikle umreden gelen teyzeler amcalar kardeşler bu kurala uymak için azami gayret göstermelidir. Bu kurala uymamak büyük bir vebal büyük bir kul hakkıdır, bilinmeli.
Unutmamız gereken en önemli şey, bizler bu tedbirleri ölmemek için değil öldürmemek için alıyoruz. Her birey bu sorumluluğu başkalarını korumak için almalıdır. Bizler yaşatma kültürünün evlatlarıyız bu bilinçle hareket etmek zorundayız.
Alınacak tedbirleri hepimiz az çok biliyoruz zaten, sadece bir hatırlatma olarak yazdığımı bilmenizi isterim. Tekrar da fayda vardır, ne kadar çok tekrar o kadar iyi öğrenmek demektir.
Durumun bir de psikolojik boyutu var tabi ki. Malum panik havası oluştu veya oluşturuldu. Bu olgudan yani virüsten daha tehlikeli bir hale de gelebilir Allah muhafaza. Her an bir şey olacak paniğiyle yaşamak hayatlarımızı zindana çevirebilir. İtidalli olmak, dengeli davranabilmek sürecin kolayca atlatılmasını sağlayacaktır. Ama diyeceksiniz elimizde değil, ister istemez yapıyoruz.
İnsanız sevgili dostlar insanız, tabi ki korkuyoruz tabi ki kaygılanıyoruz bu o kadar normal ki bundan korkmanın anlamı yok, korkudan korkmanın kaygıdan kaygılanmanın gereği yok. İnsan olarak belirsizliği sevmiyoruz, kaostan da hoşlanmıyoruz. Bu içgüdüsel olarak bizim savuma mekanizmamız, bizi koruyan bir sistem var. Onun gereği olarak korku ve kaygı duymak en doğal hakkımız, bundan asla çekinmeyelim.
Olaya şöyle bakarsak hem süreci idare etmemiz hem de atlatmamız daha kolay olacaktır. Doğru bilgi hayat kurtarır, bilgi aslında şifadır, bilgilerimiz ne kadar doğruysa doğru kaynaklardan oluşursa algımızda doğru şekillenir. Doğru algı ise iyi bir psikoloji yaşatır bizlere. O yüzden sosyal medya üzerinden edindiğiniz her bilgiyi sorgulayın. Doğruluğunu test edin. Sağlık Bakanlığı ve işin uzman doktorları dışında edindiğiniz her bilgiyi eleyin. Göreceksiniz ki rahatlayacaksınız.
Virüs var evet, bu bir olgu evet karşımızda bir gerçek bir olgu var. Ama bizim de aslanlar gibi algımız var. Olgu bizim elimizde değil, o yüzden virüsün adıyla şekliyle cinsiyle uğraşmamızın anlamı var mı yok.
Biz ne yapabiliriz kısmından bakacağız hayatımıza, yani algımızı doğru bilgilerle yeniden düzenleyip ona göre bakış açımızı değiştireceğiz. Bunu da yazımın başında belirttiğim bize düşen önlemleri alarak yapacağız.
Virüs bu herkese bulaşabilir, ama bu virüs bulaşan herkesi öldürmüyor. Bunu kesinlikle ve kesinlikle biliyoruz. Kurtulanlar çok çok çok çok fazla… Burada yanlış bilgiden kaynaklanan hatalı bir algımız var. Sanki her virüs bulaşan ölüyormuş gibi hatalı bir algımız var. Ölümle bunu bağdaştırdığımız için de olumsuz etkilenme yaşıyoruz. Bu yanlış bilgiyi doğru bilgimizle değiştirdiğimiz de göreceksiniz psikolojimiz de kendiliğinden düzelecek, gereksiz şekilde panik yapmanın anlamsız olduğunu bizzat deneyerek yaşayacağız, rahatlayacağız.
Şimdi bize düşen en büyük ve en önemli vazife sorumlulukla hareket edip, uymamız gereken kuralları aksatmadan yerine getirmemizdir.
Bir iletişimci ve aynı zamanda spor insanı olarak birbirimizle iletişimi de kökten kesmeyi değil bir süreliğine bunu telefon ve sosyal ağlarla yerine getirmeyi, güçlü bir bağışıklık için ise gün aşırı egzersiz yapmayı önce kendime sonra da sizlere tavsiye ediyorum.
Her şey gelir geçer, umut hep bizledir. Dünya Koronadan büyüktür.
Tedbir bizden takdir Yüce Yaratanımızdır.