Değerli okurlarım, bu haftaki yazımda başka bir konuyu ele alacakken, Türkiye’de 57 milyon kullanıcısı olan sosyal medya platformu Instagram ‘a erişim engeli geldiğini öğrendim. Birkaç yazım öncesinde hatırlarsınız sosyal medyanın bizleri mutsuzluğa doğru nasıl sürüklediğinden bahsetmiştim. Bu erişim engeli haberini de alınca hem konunun önemine istinaden hem de o yazımla bağlantılı olduğundan o yazının bir devamı gibi de düşünebilirsiniz, bu haftaki gündemimi değiştirdim.
Her türlü yasağa karşı olduğumu belirtmekle birlikte bu kararı özellikle desteklediğimi bilmenizi isterim. Sosyal medya platformu olmanın ötesinde, Instagram bir gündem belirleyicisi aynı zamanda. Tüm sosyal medya hesapları gibi istedikleri gündemi oluşturmak ellerinde ancak fark şu ki çok güçlü, çok etkin, çok baskıcı, çok adaletsiz bir platform. Bir anda bir insan suçluyken suçsuz, suçsuzken suçlu haline getirilebiliyor. İnsanlara neyi göstermek istiyorlarsa onu gösteriyorlar, neyi ön plana çıkarmak istiyorlarsa onu gündem yapıyorlar.
Kendi koydukları mesnetsiz kurallar doğrultusunda karşı görüşlere asla tahammül edemiyorlar. Eleştiriye kesinlikle açık değiller, demokrasi ve özgürlükten uzaklar, farklı ses çıkışını hiç istemiyorlar. Bir alan çizmişler kendilerince, o alanın müsaadede ettiği ölçülerde dolaşıp oyalansın insanlık! İnsanlar, bu mecrada bol bol zaman geçirsinler, sınırlı olan vaktini öldürsünler, para kazandırsınlar ne zaman ki dünya gündemine ait ciddi konularda düşünmeye başlayıp fikir beyan edecek olurlarsa ya erişimini düşürürüz ya geçici engelleriz ya tamamen kapatırız ya da çeşitli yaptırımlarla gözlerini korkuturuz. Nasılsa patron biziz! Nasılsa ipin ucu bizde!
Kıymetli okurlarım,
Hep birlikte düşünelim şimdi! Böyle bir yapıyla karşı karşıyayız. Belki içinizden büyük çoğunluk da diyecektir ki hesap açmayalım, bu mecralarda olmayalım. Elbette haklısınız, olmak zorunda değiliz. Hatta mutsuzluk sebebi olduğundan bahsetmiştim önceki yazılarımda. Fakat şöyle bir gerçeklik var artık. Burası bir kartvizit alanı aynı zamanda. İnsanlar kendilerini buradan dünyaya duyuruyorlar. Ürettiklerini, yaptıklarını, hizmetlerini buralardan insanlara tanıtıyorlar. Buralardan satış yapıyor, gelir sağlıyorlar. Satış ya da tanıtım dertleri olmayan, keyfi olarak buralarda var olanlar da birbirleriyle iletişim kuruyor, eğleniyor, bir nebze olsun kafalarını dağıtıyor ya da bilgileniyorlar. Bir şekilde herkesin yolu bu mecralara düşüyor. Tabi ki zorla değil, olmak istemeyenler de olmuyor. Olmayanlar için dünyanın sonu da değil asla hatta ve hatta daha çok hayatın içinde kalmak demek. Olmazsanız burada ölmezsiniz hiç merak etmeyin.
Sevgili okurlarım,
Her zaman özgürlükleri savunan, dayatmalara karşı dimdik duran biri olarak dünya çapında böyle önemli bir mecranın bütün dünyaya tamamen özgür olması gerektiğini düşünüyorum. Tabi ki bu özgürlüğün adaletsizliğe ahlaksızlığa hırsızlığa kötülüğe de müsaade etmesini kastetmiyorum. Her görüşe saygı duyan, her görüşe aynı mesafede yaklaşan, düşüncelerinden fikirlerinden hak arayışlarından ötürü insanların engellenmediği bir platform olmasını kastediyorum. İşlerine geleni ön plana çıkaran, işlerine gelmeyeni yok sayan bir anlayışta sosyal medya platformu olamaz. Olmasın da böyle olacaksa kapatılsın, sadece Instagram değil hangi mecra bu şekildeyse topyekûn kapatılsın. Buraları manipülasyon yeri olarak kullanmak, zalime destek olup mazlumu ezmek, maddi manevi güçlünün yanında yer almak, hakka ve adalete değil de tamamen güce rağbet etmek bir sosyal medya mecrasına asla yakışmaz.
Değerli okurlarım,
Şu gerçeği de asla unutmayalım. Bizler başkasının mecralarında dolaşıyoruz. Başkasının mecralarında eğleniyor, geziniyor, şikâyet ediyor, hak ve adalet arıyoruz. Bize ne kadar önem verebilirler bizi ne kadar değerli görebilirler. Elbette kendi bildiklerini okumak isteyecekler, bunu kendilerinde hak bizlere de reva görecekler. Bu konuda acilen yerli ve milli sosyal medya platformlarının oluşturulması ve bir an önce yaygınlaştırılması gerekir. Madem ki çağımızda gerekli böyle platformlar, hepimizin ihtiyacı haline geldi; öyleyse kendimizden, inançlarımıza, örf ve adetlerimize, gelenek ve göreneklerimize bağlı sosyal medya mecralarına ivedilikle geçmek durumundayız.
Sevgili Okurlarım,
Devletimiz aldığı bu kararla iyi bir gol attı aslında. Bizim gerektiğinde herkesten bir anda vazgeçebileceğimizi gösterdi. Kimse ülkemizde kendini kral zannetmesin. Akıllı olsun herkes. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devletiyiz. Devletimiz tarafından alınan Instagram erişim engeli kararını sonuna kadar destekliyorum, darısı Tiktok gibi tamamen çığırından çıkmış mecralar için de uygulansın, diye ekliyorum. Umarım, alınan kararın uygulanması uzun süreli olur. Böylece, sosyal medya platformu sahiplerinin akılları biraz olsun başına gelir. Kendilerine uygulanan bu sansürü başkalarına haksız ve kolaylıkla uygularken çokça düşünürler, bu durumdan ders alırlar.
Yazım size ulaştığında yasak kalkmış olursa da sosyal medya mecraları ve özellikle Instagram hakkındaki fikirlerimin anlık bir rüzgâr esintisi değil de uzun süren bir kasırga gibi kuvvetli olduğunu ayrıca vurgulamak isterim.
Sevgi ve Muhabbetle,