KKTC'de çakal pususu!

1988-1990 yıllarında K.K.T.C'de yüzbaşı rütbesi ile 28'inci Tümen'in Bölük Komutanlığı ve Şube Müdürlüğü görevlerinde bulundum. 

Bu süre içinde olanak buldukça, Rum bölgesinde bulunan, Kuzey Kıbrıs Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı bir bölük tarafından korunan Erenköy’e giderdim. Erenköy’e, Kuzey Kıbrıs'ın batı sahilindeki Gemikonağı İlçesin’den balıkçı motoru ile gidilebilirdi. Erenköy’de Bölük Karargah binasındaki ocağın mermer taşlarının altında, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın(TMT) kurucu ve yöneticilerinin simgeleri(kod adları) yazılıdır. 

Bölük Komutanı olan Harbiye'den dönem arkadaşım Hamza Görkem ile TMT’nin kuruluşu ve EOKA adlı Rum Terör Örgütü ile savaşımlarını uzun uzun konuşurduk. TMT kurucularından olan ve kutlu tini uçmakta olan K.K.T.C.’nin kurucu Cumhurbaşkanı, büyük Türkçü Rauf Denktaş’ın; "K.K.T.C. yüce Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki ilkelerinden, devrimlerinden ve anlayışından sapmaksızın varlığını sonsuza dek sürdürecektir." sözlerine de tanık olmuşumdur.

Kıbrıs Türkleri, kadın- çocuk- yaşlı ayırt etmeden Türkleri vahşice öldüren EOKA ve EOKA-B terör örgütlerinden, onları destekleyen Makarios ve İngiliz yayılmacılığından TMT’nin alplikleri ve Türkiye’nin 1974 yılında gerçekleştirdiği 'Barış Harekatı' ile özgür yaşama kavuşmuşlardı.

K.K.T.C'deki kaynaklarım, Türkiye’de 87 yıl önce başlatılan ve son 21 yıldır Milli Eğitim(!) Bakanlığı başta olmak üzere, uygulamaya konulan laiklik karşıtı işlemlerin bir örneği olduğu belli olan 'psikolojik istihbarat' çalışmasının bilgisini ulaştırdılar.

Lefkoşa’daki İrsen Küçük Ortaokulu’nda, eğitim gören bir kız öğrenci kullanılarak, başörtüsü taktığı gerekçesiyle okula alınmamış. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilgili yönetmeliğinde kesin hüküm varmış. Okul yönetimi, öğrencinin başını açmasını, ya da İlahiyat Koleji’ne geçiş yapmasını önermiş.  Bakanlar Kurulu’nun Mart 2025’de ortaokul öğrencilerinin 'bone' veya 'bandana' takarak eğitimlerini sürdürebileceğine ilişkin bir kararı Resmi Gazete’de yayınlanmış. 

Bazı muhalefet partileri ve Kuzey Kıbrıs Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası alınan karara karşı çıkarak, eğitim sisteminin korunmasını savunmuşlar. Tepkilerin ardından Bakanlar Kurulu ilgili kararı geri çekmiş ve İrsen Küçük Ortaokulu’ndaki uygulama sürdürülmüş. K.K.T.C.'de başörtüsü sorunu ile başlayan tartışmalar, toplumsal bir ayrıştırmanın konusu olmuş durumda. Din kaynaklı kışkırtma ve örgütlenmelerin destekçisi yabancı istihbarat örgütleri ile onların yerli işbirlikçileridir. Bu gerçeğin bilincinde olmayan Türklerin siyasi olarak bağımsız, ekonomik olarak varsıl olmaları olası olamayacağı bunca yaşanmış örneklerden sonra bilinmelidir.

Ergin olmayan bir kız çocuğunu, kirli amaçlar için karanlıklara sürükleyen bir anlayışın, Kıbrıs Türk çocuklarını kahpece öldüren EOKA ve EOKA-B’den ayrımı yoktur. Yurttaşlarına herhangi bir dinin kurallarını eğitimde, sosyal yaşamda ya da devlet işlerinde dayatan, zorlayan devletlerin yıkılmaktan kurtulamadıklarını tarihi gerçeklerden ne zaman görüp anlayabileceğiz?
     
Bu yazımı okuyan ve özümü, 'Sana ne K.K.T.C'den' eleştirisinde bulunabileceklere yanıtımı, Atatürk'ün bir sözü ile şimdiden vermiş olayım; 
"Büyük Türk Tarihi'ne, Türk dilinin kaynaklarına, kutlu lehçelerine, eski Türk eserlerine önem veriyoruz. Baykal ötesinde, Yakut Türklerinin dil ve kültürlerini bile savsamıyoruz."
    
Mehmet Emin Yurdakul diyor ki:
Ey Türk’ün otağı!
Ne vakte dek bu acıklı sefalet
Bu viranlık, bu inilti, bu kaygı
Ne vakte dek bu uğursuz cehalet
Bu taassup, bu görenek, bu uyku?
Ben de Yurdakul’dan esinlenerek diyorum ki:
Türk ulusu!
Nereye kadar bu duyarsızlık!
Bu kıygı, bu karanlık, bu üzgü!
Oysa uzak değil yüksek uygarlık
Akıl ile, bilim ile şu muştu!