İnsan hayatı, sadece kendi tecrübe ve hikayeleri ötesinde asıl vicdani ve hakiki bir görev olarak,evrenle bağ kurmasıyla değer kazanır. Bu bağlamda iletişim hayatın asıl özünü ve değerini oluşturur.
İnsanın hakikati bir dağa, mağaraya çekilmesiyle değil,insan içine karışması ve iletişimi gelişirerek,halkın içinde kendi istidadınca yaradılış gereği ona verilmiş olan görevini Marifet bilinci doğrultusunda şuurlu olarak Halkda Hakkı görerek hizmet vermesiyle gerçekleşir.
İletişimin özünü oluşturan manevi değer ise; kendimizi,insanın hakikatini idrak doğrultusunda bilinçli olarak rahmete ve sevgiye açmak,bu yönde çabalamak için maddi yanında manevi salatı geliştirmektir.
Bize düşen Yüce Yaradanın bizlere sunmuş olduğu nimetleri en güzel şekilde değerlendirmek,şükür bilincine ermek ve bu bilinçle salatı ikame edebilmektir.Bizlere emanet olan evreni, dünyamızı, vatanımızı, ailemizin birbirine görünmeyen iplerle bağlı olduğunu görmek bütünlüğü ve sistemi korumak,Sulh içinde, kesintisiz iletişimde olmak, bu da her an salatda olmaktan geçer.işte Bayram, bu bilinci yerleştirmek için çok güzel bir fırsattır.
Bakın Yüce Allah Azimüşşan, güzel kitabımız Kur’an da diyor ki ;
“İman edenler ve doğruları yapanlar, işte onlar için de kesintisiz bir mükafat vardır. İman edip güzel işler yapanlar için ise, ardı arkası kesilmeyecek bir ödül vardır. İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onlar için minnet altına sokmayan bir ödül vardır”
( Fussilet 7-8).
Sevgili Peygamberimiz, Hz. Muhammed, Allah’ın Selamı Onun Üstüne Olsun, der ki ;
“Bir kişinin kardeşini üç günden fazla terk edip, küs durması helal değildir. İki Müslüman karşılaşırlar, biri bir tarafa, diğeri öbür tarafa döner. Halbuki bu iki müminin hayırlısı önce selam vermeye başlayandır” (Buhari, Edeb, 62).
Ne olursa olsun İslamiyeti ( islam=barıştır) benimseyen, Muhammed'i takip eden, ben müslümanım diyen hatta insanım diyen herkes affedici olmalı değil mi ? İnsan olmanın bir yönüde hoşgörü, sevgi ve merhamet değil mi ? İslamiyet barışın birliğin en güzel hali değil mi?
Barışmak zor gelecek durumlarda bile barışmaya, affetmeye çalışmak insaniyet namına en güzel tavırlardan biridir insan olma yolculuğunda nefs tezkiyesi yapan her kişi kendi özünü açığa çıkarmak için arınmak ister.
Bayram,bu bilincin en güzel sergilendiği eylemlerin bütünüdür. Bayram, ayrılıkların, küskünlüklerin bitişi, birliğin, barış ve sevginin ortaya çıkışıdır.
Bayram Hakk’a kavuşmanın diğer adıdır.
Özümüzdeki güçle; bu farkındalıkla yaşadığımızda, aynı zamanda Yaratıcımızla da iletişim içinde oluruz.
Yaratıcısıyla içiçe olan,olduğunu idrak eden, şah damarından da yakın olduğuna şahit olan kişi müşehade eder. Nefsine köle olmaz, Allah'ın işi der kuralları uygular, tevekkül eder. Rabbi hasına muhattap olan bu kişi Allaha’da yakin olur. İşte asıl bayram da budur.
Hiçbirimiz yalnız değiliz. Hepimizin bir sahibi yani Alemlerin Rabbi var. Herkesin de kendine has Rabbi var.
Yunus Emre bunu şöyle ifade ediyor : "Ballar balını buldum kovanım yağma olsun"
Yunus,bayramı her an yaşayan bir aşıktı. Kendisiyle barışmış, ayrışmadan uzak, Özüne kavuşmuş Yaradana şuurlu kulluk eden Sevginin en güzel timsallerini yansıtan söz ve şiirleriyle gerçek bir Hakk Aşığı’ydı.
Yunus bilincinin gönüllere yer ettiği, küskünlüklerin son bulup sevginin egemen olduğu, gerçek birliğin ve kavuşmanın yaşandığı hayırlı bir bayram olması dileğiyle,
Sevgiler.
hoca minberden fetva veriyor gibi yazılan yazılardan sıkıldık
Çok güzel , Hakikat ve Marifet dolu bir anlatım olmuş . Tebrik eder , devamını bekleriz .
Çok teşekkürler ????????????