31 Mart seçimleri sonrası Samsun'da iki ilçede seçimi kaybeden AK Parti'de, 1 Nisan tarihinden itibaren yani İlkadım ve Atakum'da ihanet söylentileri ortaya atıldı, bu söylentiler yayıldı, kulaktan kulağa ise fısıltı gazeteleri 'ihanet' ile ilgili birilerinin isimlerini ortaya attı, birilerini suçladı..
Atakum'da uzunca bir süredir de konuşulan ve konuşulmakta olan bu 'ihanet' suçlamaları son günlerde gazetelerin sütunlarında da, köşe yazılarında da gündeme gelerek yer aldı.
Öyle ki; ihanet suçlamalarının odağında olan isimler, doğrudan hedef alınmayarak, imalı mesajlar ve göndermelerle adeta tarif edildi.
'Kime yazdı, kimi hedef aldı' türünden yazıların yazılış amaçları, parmaklar klavyeye dokunduğu andan itibaren aslında bellidir. Hedefte bir isim yada isimler mutlaka vardır. Ama bunu açık bir dille yazmak, isim yada isimler vermek yazarın pek işine gelmeyebilir. O yüzden yazar, 'Ben seni kastetmedim. Sen üzerine alınıyorsan, o senin bileceğin iş' diyebileceği' daha doğrusu durumu kurtarma manevrası yapabileceği bir alan bırakmak için, bu tür yazılara başvurur.
'Acaba kime yazdı, kimi kastetti' sorularının sorulmasına neden olan bu tür yazıların amacı, bir yandan gündem yaratmak gibi görünse de aslında kamuoyuna da 'Evet bu kişiyi yazmış' dedirtmektir. Bu tür yazılarda asla kişi ve kişiler isimleri zikredilerek, doğrudan suçlanmaz. Bunun yapılış amacıda söylediğimiz gibi, 'Ben seni kastetmedim sen öyle anlamışsın' diyebilmek içindir.
Bu tür yazılara başvuran yazar yada yazarlar, öncelikle şunu gayet iyi bilir.. Parti içinde ve kulislerde bu konu konuşulmaktadır ve bu konuşmalarda ihanetle suçlanan kişi ve kişilerin isim ya da isimleri de, alenen bu sohbetlerde geçmektedir. Yani isim vermeden yazılan bu köşe yazılarında, tüm bu meseleleri konuşanlar, yazarın isim vermeden yazdığı yazıda kime yazdığını, kimi hedef aldığını mutlaka anlayacaktır. Yazar daha yazıya başlamadan önce, zaten kendi bilinç altına evvela bunu yerleştirir, ondan sonra oturup 'Kime dedi' sorusunu sorduracak, yazısını yazmaya başlar. Artı parantez bu tür yazıları yazmakta, elbetteki ustalık ister. Kelimelerle dans etmeyi bilen yazarlar, bu tür yazı stilinde mahirdirler..
Samsun'da 31 Mart seçimleri sonrası İlkadım ve Atakum'u kaybeden AK Parti'de 'ihanet' suçlamalarının odağında yer alan ve şuana dekde kimsenin isimlerini medya organlarında direkt olarak zikretmeye cesaret edemediği kişi ve kişilerde aslında bellidir. Zira bu söylenti ve ithamları sağır değiller ise onlarda mutlaka duyuyordur.
'Kime yazdı' sorusunun sorulmasını seven yazarın, bu soru ekini içinde barındıran ilk yazısı 'Herkesin Başkanı Olmak' başlığı ile İlkadım Belediyesi Başkanı seçilen Necattin Demirtaş'a yönelikti. Necattin Demirtaş, seçim gecesi ve devir teslim töreninde 'Herkesin Başkanı olacağım' demişti ve yazar yazısında bu söze gönderme yaparak, "Önce gönülleri hoş edecek sıcak mesajlar, sonrasında gelsin sürgünler, işten çıkartmalar, eziyetler, intikamlar... Arkasından gelen feryatlar, ahlar, vahlar... Oldu mu şimdi?" diye sormuş, ama yazıda kimi hedef aldığını açık etmemişti.
Oysa orta düzey zekaya ve mantığa sahip her kişi, bu satırları okuduğunda 'Necattin Demirtaş'a yazmış' demiştir mutlaka..
Yazarın bu satırları yazdığı ve 'Kime yazdı' dedirttiği söz konusu yazısı, seçim sonrası Necattin Demirtaş'ın başkan olduğu belediyede, Erdoğan Tok dönemi işçileri için, 'sürgün edildiler, işten çıkartıldılar, intikam alıyorlar' söylentilerinin konuşulduğu günlerdi.
Devam edelim, ihanet tartışmaları ve söylentilerin konuşulduğu Atakum ilçesi ile ilgili yazar, bu seferde 'Seçimler ve İhanet' konusunu ele aldı ve seçim sonrası Atakum'da konuşulan 'ihanet' meselesine üstü kapalı göndermeler yaptı, mesajlar verdi.
Yazarın "Atakum’da 5 dönemdir seçim yapılıyor. Bunlardan 3 tanesini CHP, 2 tanesini de AK Parti adayları kazanmış. Ama sonuçlara genelde; parti içi çekişmeler, aday olanlar, olamayanlar, söz verdikleri halde sözünde duramayanlar, ‘ben yoksam gerisi tufan diyenler’, ihtirasları uğruna bir sürü halt yiyenler damga vurmuş, ciddi ihanetler olmuş…" cümleleri dikkat çekicidir!
Zira yazar 'Ciddi ihanetler olmuş' demektedir. Yani bu ihanetleri biri yada birileri geçmiş zamanda yada şuan ki zaman için, ya kendisine aktarmış yada bu konu ile ilgili birileri ile konuştuktan ve bilgi aldıktan sonra şaşkınlığını yazısında 'Ciddi ihanetler olmuş' cümlesi ile dile getirmiştir.
'Ciddi ihanetler olmuş' cümlesi bir durum tespitinin yanı sıra ayrıca yazarın da bu ihanet olaylarını bildiği ve buna inandığını, ortaya koymaktadır.
Yazar, Atakum'da isimlerini zikrettiği Metin Burma ve Adem Bektaş'ın seçim kaybetmeleri ile ilgilide 'ihanetlere' dikkati çekmiş, İshak Taşçı'nın aday gösterilmediği ilçede AK Parti'nin aday gösterdiği Zihni Şahin'in seçim kaybetmesi ile ilgili de aynı yazıda "Son birkaç günde anormal şeyler oldu. Zihni Şahin kıl payı kaybetti, Cemil bey kazandı" demiş, devamında "Son seçimde kim kimi desteklemiş, kim kiminle çalışıyor gözüküp nasıl yan gelip yatmış, partisini nasıl satmış biraz araştırıldığında gün gibi ortaya çıkacaktır. Sonucun yöntemi yine aynı; ihanet…" cümlelerini kurmuştur.
Burada ihanet ile suçlanan ve yazıda doğrudan hedef alınmadan tarif edilen kişiyi (yada kişileri diyelim) yazarın "kim kiminle çalışıyor gözüküp nasıl yan gelip yatmış, partisini nasıl satmış biraz araştırıldığında gün gibi ortaya çıkacaktır." satırlarından anlamak mümkündür. Başta da söylediğimiz gibi yazar, yazsında bu cümleleri yazarken arife tarif gerekmez misali şunu iyi bilmektedir; 'Ben isim vermiyorum ama bu konuyu konuşanlar kimi yada kimleri yazdığı mı gayet iyi biliyor'
Seçim sürecine dönecek olursak,"kim kiminle çalışıyor gözüküp nasıl yan gelip yatmış" cümlesinden yola çıkarak, İshak Taşçı aday gösterilmemesine rağmen Zihni Şahin'in yanında yer almış bu görüntüyü her fırsatta vermiştir.
Yazarın "kim kiminle çalışıyor gözüküp nasıl yan gelip yatmış" göndermesi bu duruma bir nokta atışı ve ihanetle suçlanan kişinin tarifi değil ise, ya biz çok paranoyağız ya da yazar alayımızı aptal yerine koyuyor demektir.
Son cümlelere gelecek olursak, şair Attila İlhan'ın dediği gibi "İhanet bir bilmecedir"
Ve bu bilmecenin cevabını da Atakum da seçimi kaybeden ve seçim sonrası gündeme gelen ihanet söylentileri ve iddiaları ile ilgili "Ben seçim kaybetmedim, kaybettirildim" diyen Zihni Şahin vermelidir ya da verecektir..