Samsunspor taraftarı takımı için her çileye katlanır amma lakin, eziyete hiç katlanamaz! Çeker isyan bayrağını..
Samsunspor geçtiğimiz hafta Altay'ı deplasmanda yenerek, lige iyi bir başlangıç yaptı. Taraftar heyecanlandı, şehirde sinerji tavan yaptı.
Eyüpspor maçından günler öncesi şehirde Samsunspor taraftarları, tribünleri doldurmak için elinden geleni yaptı. Siyasetçisi, gazetecisi, iş adamı, iş kadını, belediyeler, belediye başkanları hepsi ama hepsi Samsunspor'un evinde oynayacağı ligin ikinci maçı Eyüpspor karşılaşmasına kadar, şehirde heyecanı diri tutmak, tribünleri ise doldurmak için ne gerekiyorsa yaptı.
Bu şehrin insanlarının en zayıf, en duygusal ve en hassas karnıdır Samsunspor.. Maç varsa heyecan vardır. Samsunspor için her çileye katlanılır. Yağmur, çamur, kar, kıyamet aşılır, yine de o maça gidilir. Evinde ise bu şehrin taraftarı bir başkadır. 19 Mayıs Stadını evi bilir. Evine girerken de gururla, göğsünü kabarta kabarta girer. Merdivenlerde marşlar okunur, coşkuyla evin balkonuna (tribün) çıkmaya hevesli binlerce insan, yeşil sahanın büyüsüne kapılır.. Tek bir ağızdan çıkar ses; Şampiyon Samsun...
Peki siz hiç evinize girerken eziyet çeker misiniz? Çekmezsiniz elbette! Amma lakin, Eyüpspor maçına giden evin sahipleri bin bir eziyet ile karşı karşıya kaldı. Günler öncesinden oluşan-oluşturulan heyecan, sinerji, enerji eve gelince bir anda söndü gitti. Ne oldu peki!
Ne olduğunu anlatalım. Takımının armasına aşık binlerce taraftar, evine (19 Mayıs Stadı) geldiğinde şok üstüne şok, eziyet üstüne eziyet yaşadı. Turnikelerden geçilemedi, kartlar-barkodlar okunamadı, çoluk çocuk yaşanan izdihamın ortasında kaldı. Hele o turnikeler.. O kadar ilkel ki! O kadar çirkinler ki!
Geçemedi taraftar turnikelerden... Kimi o turnikenin içinde kaldı, kimi turnike içinde kalanı sakinleştirmeye çalıştı. Eziyet ki ne eziyet!
O rezil turnikeleri aşıp eve girenler, bu seferde Kerbela'ya düşmüş gibi, su sınavı verdi. Koca evde su yok.. Koca evde hizmetçiler devre arası ya da maç devam ederken eve gelenler susar diye düşünüp, büfelerde su var mı diye kontrol etmedi. Hizmetçiler geçtiler localara, fiyakalı balkonlara, yayıla yayıla oturdular. Kendi evinde susuz kalmak, su diye inim inim inlemek. Yazıktır yahu..
Eziyet bununla da bitmedi tabi... Evden çıkılacak, merdivenler daracık, millet üst üste çıkıyor. Turnikeler yine kilit, aşılamıyor. Kapılara vuruluyor, isyan bayrağı çekiliyor. Bir yangın çıksa evde, o merdivenler, o turnikeler sayesinde ne facialar yaşanır, kimsenin umurunda değil.
Taraftarı tribüne çekmek, getirmek için kampanyalar yapılıyor amma lakin bir Allah'ın kulu, maçın oynanacağı statta bir eksik var mı, yok mu günler öncesinden kontrol etmiyor, bununla ilgili koordinasyonu sağlamıyor ya da sağlayamıyor. Bu taraftar çileye katlanır ama eziyete asla.
O yüzden 19 Mayıs stadı ile kulüpten kim ilgileniyorsa, hangi kurumun sorumluluğundaysa işlerini adam gibi yapsınlar. Büfelerde su ve gıda maç bitene kadar eksik edilmemeli. Turnikelerde kart-barkod okuma sistemleri bozuk ise maç öncesi gereken yapılmalı. Giriş ve çıkışlar daha kolay ve insani hale getirilmeli. WC'lere sabun, mescitlere halı konulmalı. Bunlar yapılmaz ise bu taraftarın sabrı bir gün taşar, o stadı başınıza yıkar haberiniz olsun. Hiç kimse ama hiç kimse onurlu, gururlu ve fedakar Samsunspor taraftarını eziyet ile sınayamaz.