Öncelikle 20 Ocak 1989 tarihin de yaşanan elim bir kaza sonucu Samsunspor'umuzun teknik Direktörü Nuri Asan, futbolcularımız Muzaffer Badalıoğlu, Mete Adanır, Zoran Tomic ve otobüs şoförümüz Asım Özkan'ı kaybettik.
Tam 36 yıl geçtiği halde o elim kazanın hüznü ve hala bu şehrin ilk günkü gibi kanayan yarasıdır. O gün arkadaşlarımla kaza haberini alır almaz, kan vermeye gidenlerdenim.. Unutmadık, unutmayacağız Mekanları cennet olsun.
Gelelim Samsunspor'umuzun Cumartesi akşamı İstanbul'da Beşiktaş ile oynadığı maça...
90 dakika sonunda maç bitti ama sanki maç devam ediyormuş gibi, yatıp uyuyana kadar kendimi sakinleştiremedim. Düşünüyorum da, Ercan Kara o topun altına birazcık girse ve o golü atsa, koskoca Samsun şehri nasıl bir sevinç yaşardı. İstanbul'da, hem de 10 kişiyle alınan bir puan, müthiş bir başarı.
Beşiktaş için bu maç, lig de kendi kaderini belirlemek adına önemliydi. İkinci devrenin ilk maçı, transfer dönemi ve yeni teknik heyet tribünde, camia ise makus talihini kırma havasındaydı. Bu sezon dar kadro ve transfer yasağı sebebiyle, düşmesine kesin gözüyle bakılan ama disiplin karakter ve inançla sürpriz yapıp 3. sıraya demir atan Samsunspor'umuzun performansı ise, dikkat çekiciydi.
Geçen hafta Zeki Yavru'nun cezalı duruma düşmesi, Samsunspor'un kadro sıkıntısını artırdı. Ancak sahada ilk yarıda Beşiktaş'a nefes aldırmayan bir Samsunspor izledik. İkinci yarıda, son kozlarını oynayan Beşiktaş'a karşı taktik gereği geride bekleyen ve 70. dakikadan sonra her maçta olduğu gibi tempoyu artırmaya hazırlanan Samsunspor, 64. dakikada uzakdan yakından faulle alakası olmayan bir poziþsyonda, kirli ellerin takdiriyle beklenmedik ikinci sarıdan kırmızı kartla 10 kişi kaldı.
Savunmanın kilit ismi Drongelen'in, tartışmalı bir pozisyonda oyundan atılmasıyla, mücadele daha da zora girdi. Fakat hiçbir şey Samsunspor'un azmini kıramadı. Sahada kalan 10 aslan, yüreklerini ortaya koyarak savaştı ve şanlı tarihine bir puan daha ekledi.
Bu maç her türlü Ali Cengiz oyununun oynandığı bir maç oldu. O yüzden bu maç öyle sıradan bir maç değildi. Onurlu bir mücadelenin ve takım inancının zaferiydi. Bu maç, sadece skor tabelasına yansıyan bir sonuç değil, aynı zamanda futbolun ruhunu yansıtan bir mücadelenin öyküsüydü. Zorluklar karşısında yılmayan, eksik kalmasına rağmen inancını yitirmeyen bir takımın yani Kuzeyin kralı SAMSUNSPOR'un hikayesiydi.
Teşekkürler Samsunspor, bize bu gururu yaşattığınız için. Mücadeleniz ve azminizle hepimize ilham verdiniz. Yolunuz açık olsun!