Samsun Kent Haber köşe yazarı Temel Armutçu, akaryakıt istasyonunda 3 kişinin öldüğü heyelan faciasını yazdığı köşe yazısında, "Samsun Kent Haber uyarmış. Ancak ne yazık ki kulaklar tıkandı. Bu vurdumduymazlık ne kadar sürecek? Sesimizi duyan yok mu? İmdat" dedi.
Samsun'un Canik ilçesinde meydana gelen ve yürekleri dağlayan heyelan felaketi, aslında göz göre göre gelen bir trajediydi. Bir baba ve iki çocuğu, ihmaller zincirinin kurbanı ettik. Peki, bu felaketin sorumluları kim? Rant uğruna doğayı talan edenler mi, uyarılara kulak asmayan yetkililer mi? Peki ya bu yaşanan faciadan dolayı sorumlular vicdanen rahatlar mı?
Yıllardır duyarlı gazeteciler ve konunun uzmanları, ticaret alanları açmak için bu bölgelerde yapılan kazı ve hafriyat çalışmaları hakkında uyarılar yapmış, tehlikenin boyutları gözler önüne serilmişti. Başta Samsun Kent Haber olmak üzere, yerel basın ve duyarlı vatandaşlar, defalarca yetkilileri yer göstererek göreve çağırmıştı. Ancak ne yazık ki, her defasında kulaklar tıkandı, gözler kapatıldı.
Sonuç mu?
Üç can, vurdumduymazlık ve ihmalkarlıkların sonucu toprağın altında kaldı. Peki üç kuruş ve bir mevki için değermiydi?
Samsun'da sanki başka arazi yokmuş gibi, felaketin yaşandığı bu yerin 200 m yakınında aylardır dağlar dinamitlerle patlatılıyor, kayalar parçalanıyor.
"Ticari alan açma" bahanesiyle yapılan bu çalışmalar, doğanın dengesini altüst ederken, insan hayatı hiçe sayılıyor. Tonlarca dinamit, yüzlerce kamyon hafriyat hergün tehlike devam ediyor...
Belediyeler, kamu kurumları, müteahhitler... Herkes sorumluluğu birbirinin üzerine atıyor. Herkes hiç birşey yokmuş gibi başka şeylerle ilgileniyor. Ancak gerçek değişmiyor: İhmalkarlık ve rant hırsı, masum insanların canlarına mal olmaya devam ediyor. Bu vurdumduymazlık ne kadar sürecek? Daha kaç can kaybetmeliyiz ki birilerinin aklı başına gelsin ve harekete geçsin?
Bu yaşananları "doğal afet" diyerek geçiştiremeyiz. Ortada insan eliyle yaratılmış bir felaket var. Uyarıları dikkate almayan, kendi çıkarlarını halkın güvenliğinin önünde tutan ve maddi manevi hangi çıkar sebebiyle olursa olsun sessiz kalan herkes bu facialardan sorumludur. Tedbirsizlik, denetimsizlik ve yanlış yapılaşma sebebiyle geçmişte aynı bölgede olan lavolet alışveriş merkezi, canik toki ve sanayi sitesinde yaşanan sel felaketlerinde kaybettiğimiz canların sorumlularını da affetmeyeceğiz ve asla unutturmayacağız da.
Artık yeter! Bu ihmallerin, bu sorumsuzluğun hesabı sorulmalı ve derhal Yetkililer istifa etmeli, yargı harekete geçmelidir.
Toplum olarak bize düşen sesimizi yükseltmek ve giden canların haklarını aramaktır. Çünkü bugün susarsak, yarın benzer acıları tekrar yaşamaya devam ederiz.
Son Söz:
Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelerine sabırlar diliyorum.
Bu acı hepimizin acısı diyor ve buradan haykırıyorum: Sesimizi duyan yok mu? İMDAAAT!