23 Nisan 1920... Bu gün, Gazi Meclisi'nin açıldığı ve Türk milletinin kendi kaderini çizme iradesini ortaya koyduğu bir gün olarak yad edilmeye devam ediliyor. Ancak Mustafa Kemal Atatürk tarafından bu anlamlı günün çocuklara armağan edilişinin altında yatan derin bir mesaj var: Çocuklar, geleceğimizin teminatıdır.
Neden tarihin en şerefli meclisinin açılışı çocuklara armağan edilmiş ki? Çünkü çocuklar, bir yar, bir yaren olmanın ötesinde tüm ulusun ortak değerleri, tarihin geleceğe uzanan köprüsü, gelecek nesillerin umudu ve toplumların en büyük imtihanıdır.
İşte bu yüzden bizlerde olduğu gibi, dünya üzerindeki tüm uluslar çocuklarını koruma ve geliştirme çabası ve yarışı içindedirler. Tüm devletler eğitim, sağlık, güvenlik ve sosyal açıdan her alanda çocuklarına en iyi olanakları sağlarken, neden biz ülke olarak, çocuklarımızı erken yaşlardan itibaren bitmek bilmeyen sınavlara tabi tutmanın ötesine geçemiyor, onları yalnızca başarılı meslek sahipleri değil, değerli bireyler olarak yetiştirmeye gayret etmiyoruz. İlköğretimden itibaren sürekli bir yarış içinde yetişen çocuklarımız, malesef ki sonunda hayal ettikleri kariyerlere ulaşamadan farklı mesleklerle hayata atılıyor ya da vasıfsız elemanlar olarak pazar tezgahlarında, kafeteryalarada yardımcı eleman olarak hayatlarını idame ettirmek zorunda bırakılıyorlar.
Bu eşsiz milletin çocukları, ülkemizin geleceği olmanın ötesinde, insanlığın da kurtuluş reçetesi olduğunu asla unutmayalım. Çünkü bu çocukların genlerinde önce ahlak ve maneviyat ve tüm insanlığın kurtuluş reçetesi var.
O yüzden haddimi de aşmadan buradan bir hatırlatma yapmanın bir zaruriyet olduğunu düşünüyorum. Kurtuluş mücadelesinin sembolü olan Gazi Meclis ve onun ardındaki eşsiz irade, 23 Nisan günü çocukları mecliste, sarayda, kamu kurum ve kuruluşlarında beşer dakikalık sembolik lider gibi göstermek yerine, o çocuklarımızın eğitiminde ve geleceğinde yön gösterici olmalıdır. Onlara ahlak ve maneviyatı öğreten, hayatta karşılaşacakları zorluklarla başa çıkabilme yetisi kazandıran, yeteneğe göre bir eğitim sistemine olanak sağlamalıdır.
Çocuklarımızı seviyor ve onlara güveniyoruz çünkü onlar, dünyanın en şerefli milletinin evlatları olarak tüm insanlığa ilham verecek potansiyele sahipler.
O halde gelin, milli bayramımız 23 Nisan’ı çocuklarımıza sadece bir koltuk ve söz vermekten öteye taşıyalım. Onlara geleceğin kapılarını açalım; yurt dışında değil, Ülkemizde öğrendiklerini Ülkemizde yaşayarak dünyaya yayacakları bir imkan, bir altyapı sunalım.