Samsunspor'un son iki maçlık performansına baktığımızda, teknik direktörümüzün göreve geldiğinden beri 42 puan hedefini sürekli dile getirmesi bir gerçeği ortaya koymuştur.
İlk iki de yer aldık, ilk üçteyiz dedik, tüm spor kamuoyu Samsunspor'un futbolundan övgüyle bahsederken yine de '42 puan almalıyız söylemi devam etti. Bu durum bazılarımızı kızdırdı, daralttı ve eleştirilere neden oldu. Ancak unutmamalıyız ki, lig zor ve kadromuzun derinliği ortada.
İlk 11'imiz iyi adapte oldu, lakin onları destekleyecek itici bir güç yedek kulübesinde yok. Aynı on birle zirvede kalabilmek gerçekten çok zor; Real Madrid olsanız bile zor!
İyi bir yedek kulübeniz yoksa, bir oyuncunun konsantrasyonu bozulduğunda otomatikman tüm kadro etkileniyor. Sadece motivasyonla bugün geldiğimiz nokta bence mükemmel.
Yenilmeden ya da yenilmeye alışmadan, önümüzdeki 4 maçta galip gelip 12 puan daha toplamalı ve en azından küme düşme korkusunu üzerimizden atmalıyız. Belki çoğu arkadaş bu yoruma kızacaktır; Lakin yoğurdu üfleyerek yemeliyiz!
Haddimizi bilerek, önümüzdeki 2 dönem transfer yasağını düşünerek bu ligde kalmanın tüm yollarını denemeliyiz!
Bu takımın en büyük motivasyonu ve sermayesi taraftarıdır. Bugün gol ayaklarımız Süper lig topçusu olduğunu hatırlayabilseydi inanın Sivas'ı gerçekten çok rahat ve farklı bir skorla geçebilirdik.
Lakin üzerimize iki maçtır sanki ölü toprağı dökülmüş gibi top oynuyoruz. Topla oynamak yerine, topu oynatmayı deneseydik keşke. İşin özü sanki beraberlik kafada vardı gibi. Sivas 10 kişi kaldığında coşku ile baskı kurmak yerine defans bloğunda top çevirmeye devam ettik. Kötü olan Trabzonspor maçı öncesi Van Drongelen'in cezalı duruma düşmesi oldu!
Son söz olarak, bu ligde kalıcı olmak istiyorsak çakallarla dans edebilecek bir kurguya sahip olmak zorundayız!
Bunun yolu da öncelikle tüm şehir ve tüm takım birlik içinde olmalıyız. Çünkü biz birlikte güçlüyüz. Sizi seviyorum Samsunsporlular.