Boşanmada Özel Bir Sebep ZİNA! Aile toplumun en temel yapıtaşıdır. Eşler ve çocuklardan oluşan çekirdek aile, her evlilik çağına gelmiş bireyin hayalidir.
Evlilik aşkı öldürür derler de buna hemfikir mi herkes bilemiyoruz ama evlilik birliklerinin sıklıkla sonlanmasına sebep olan birçok olayı neredeyse her gün dinliyor, hukuki yollara başvurarak çözülmesi için müvekkillerimizle birlikte yol haritası çiziyoruz.
Heyecanla, aşkla girilen bu yolda yaşanılan zorluklar bir süreden sonra çekilmez hal alıyor demek ki sonucu boşanmaya kadar gidebiliyor. Evlenmek kadar boşanmak da bir haktır. Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır.
Boşanma, karı ve kocanın sağ oldukları durumda evliliklerini sona erdirmek istemeleridir. Hukuken evlilik birliğinin sona ermesi için hakim kararı gereklidir. Bireylerin aralarında bu müesseseyi bitirebilmeleri mümkün değildir. Açılmış boşanma davası kanunda yazan sebeplerden birine dayanmalıdır.
Boşanmanın genel sebepleri olduğu gibi özel sebepleri de vardır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması genel boşanma sebebi iken; zina, hayata kast, pek kötü muamele ya da onur kırıcı davranış, küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı ise özel boşanma sebepleridir.
Boşanmanın özel sebeplerinden olan “zina”: Medeni Kanunumuzda düzenlenmiş olan zina, kusura dayalı, mutlak ve özel bir boşanma sebebidir. Eşlerden birinin evlilik birliği devam ederken, karşı cinsten bir kişi ile isteyerek cinsi münasebette bulunmasıdır. Buna karşılık cinsi münasebet olmaksızın başkasıyla flört etme ya da başka türlü yakınlaşma zina değildir. Zinada suçüstü yakalamak pek mümkün değildir. Eşin başkasından gebe kalması ya da cinsel hastalığa yakalanması zinanın varlığı için oldukça güçlü olgular iken; karşı cinsle samimi şekildeyken çekilmiş fotoğraflar, telefon konuşma sıklığı, telefon mesajları, e-mail kayıtları, mektup, tanık anlatımları, ses kayıtları da aile mahkemesi hakiminde zinanın varlığına dair kanaat oluşturacak olgulardır. Unutulmamalıdır ki tüm kanıtların hukuka uygun şekilde elde edilmiş olması gerekir.
Bu sebeple ispat edilen çeşitli olay veya olgulardan zinanın bulunduğu hususunda hakim kanaat verdiği takdirde boşanmaya karar verebilir. Zinanın varlığı saptandığında hakim evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmaması ile ilgilenmez. Boşanma kararını verir. Çünkü zina mutlak bir boşanma sebebidir. Zinayla sadakatsizliğe uğrayan eş zinayı öğrendiği tarihten itibaren altı ay içinde boşanma davası açmalıdır. Bu süre içinde dava açılabileceği gibi dava açma hakkı olan eş açık veya zımni olarak zinayı yapan eşi affedebilir. Bu durumda dava hakkı sona erer. Dava açma hakkının azami süresi ise beş yıldır. Eş, zina yapan eşi affederse ne olacak peki? Kanunumuzun dediği gibi affeden tarafın dava hakkı yoktur. Yargıtay bu konuyla ilgili zinaya rıza göstermenin ahlaka aykırı olacağından hareketle, rızanın af kapsamına girmeyeceği ve eş, razı olsa bile, zina sebebiyle boşanma davası açabileceği görüşündedir.
“İyi bir karakteri oluşturan parçalar sadakat ve merhamettir. “Sadakatten ve merhametten ayrılmamamız dileğiyle… Hoş olun, Hoşçakalın…