Günlerdir sönmeyen neredeyse her gün farklı yerlerdeki yeni bir yangın haberiyle karşılaştığımız şu zor günlerde içimiz de yanmaya devam ediyor.
Adana, Osmaniye, Antalya, Muğla, Mersin, Kayseri, Manisa, Kütahya, Balıkesir, Kilis, Kahramanmaraş, Kocaeli, Kastamonu, Sakarya, İstanbul, Hatay, Bursa, İzmir, Diyarbakır, Karaman…
Yeşili ve mavisiyle cennet olan vatanımız kül oluyor. Nefes kaynaklarımız yok oluyor. Ciğerlerimiz yanıyor. Karadeniz Bölgemiz Samsun’umuzda da Vezirköprü ilçesinde çıkan yangın kısa sürede kontrol altına alınsa da sabotaj olabilme ihtimali bilindiğinden soruşturması devam ediyor.
Affedilemez ormanlara zarar vermek! Yok etmeye çalışmak!
Anayasamızın 169. maddesi der ki, "Sadece orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz."
Yasalar, kanunlar, cezalar
İnsanlığımız nereye gidiyor bizim? Her gün başka acı habere uyanır olduk. Ne kadın cinayetleri bitiyor, ne tacizler ne de tecavüzler. Her gün başka yerden kanıyoruz. Yanıyoruz. Kül oluyoruz. Biz ne kadınlarımızı koruyabiliyoruz artık ne de nefes kaynağımızı, yeşilimizi, doğamızı…
Nereye gidiyor bu insanlık? Daha kaç kadın ölecek? İnsanlarımız insanlığını ne zaman hatırlayacak?
Bugün Azra öldürüldü, dün Şule, Münevver, Yasemin… Yarın sıra kimde diye mi bekliyoruz? Yarın hangimiz ne yaşayacağız bilemiyoruz.
Yanıyoruz, yakılıyoruz, öldürülüyoruz!..
Can almak bu kadar kolay hale nasıl geldi?
Yangın yerindeki sosyal medyaya düşen fotoğraflara, gazetelere baktıkça içimiz de yanıyor, kelimeler boğazımızda düğüm oluyor. Evet o bölgede yaşamıyoruz belki ama demiş ya şair "Nerede bir can ölse, oralı olur yüreğim. Olmalı zaten. Olmazsa insan olmaz yüreğim."
Yanarak ölen hayvanlarımız, evini barkını yangında kaybeden vatandaşlarımız. İtfaiye ekiplerine yardım eden cansiperane kadınlarımız.
Vatanımız için her şeyi yapmaya hazır kalpler ile yeniden yeşereceğiz.
Dayanışma gücümüzü daha net ortaya koyduğumuz, daha duyarlı olduğumuz, her canın kıymetini daha iyi anladığımız, her nefes aldığımızda hayata geliş gayemizi sorguladığımız, huzurlu, yeşil ve maviyi doyasıya içimize çekebildiğimiz, öldürülmediğmiz, yanmadığımız bir Dünya’ya uyanalım artık.
İnsanca yaşayabildiğimiz, insanlığımızı hatırlayabildiğimiz ve insanlığı hatırlatabilmek için her şeyi yapabileceğimiz bir Dünya’ya…
Esen kalın…