Kur'an terminolojisinde akıl bilgi edinmeye yarayan bir güç ve bu güç ile elde edilen bilgi şeklinde ifade edilir.
Peki, aklın yeri neresidir? Kadim anlayışta aklın dereceleri vardır.
En üst düzeye çıkmış aklın adına Kalp derler. Akleden kalptir. Yani kalp akıldır.
Kalbimizin de duyu organları vardır. Tıpkı beynimizdeki gibi kalbimizde de yaklaşık 40 bin nöron olduğu bilim insanlarınca keşfedildi.
Neden olmasın ki? Birisini sevdiğimizde ya da sevindirici bir haber aldığımızda kalbimiz kıpır kıpır olmaz mı..?
Korktuğumuzda kalbimiz çarpar; bu hem iyi, hem de tehlikelidir! Kalp bedenin sultanıdır ve onun orduları vardır.
Sultan düzgün çalışır, iyi olursa askerleri de düzgün ve iyi olur.
Sultan bozuk veya kötü olursa, orduları da kötü olur.
Kulaklar bu sultanın habercileridir. Gözler bekçileri,
Dil sultanın tercümanı, Eller (tebaasını kuşatan) kanatlarıdır.
Ayaklar postacılarıdır. Ciğer şefkat ve merhamet kaynağı,
dalak ve böbrekler (kendisine yönelen tehlikeleri bertaraf eden) tuzaklarıdır. Akciğer (hayatın kaynağı) nefestir.
Kalp gözünü biliriz de kalbin terini bilmeyiz mesela; kalp gözümüzden akan yaşların adıdır kalp terimiz.
Kalbin gıdası sevgidir, vefadır ve dahası şükürdür.
*
Şükrederiz, bizi yaratandan gelen her şeye...
Benden şükür etmemi isteyen yaratanım, siz kimsiniz ki şükür et diyorsunuz?
Girmeyin yaratanımla arama..!
Alın terinin karşılığında yine halinize şükredin dendi...
Ama bilmiyorlar ki, avm’den bütün ihtiyaç kalemlerini satın alamıyorsunuz; hükümet edenlerin kastdeddikleri şükürle(..!)
Bir yiğit çıktı meydana; 'Ben olsam asgari ücreti 15 bin TL yapar 10 bin TL’sini devlet olarak öderdim.'
Bilenler iyi bilir!
Bunun mümkün olduğunu...
Mevzu, hem milli ekonomi modeli hem de yerli Lider modeli olmalı...
Bu Lideri hemen herkes bilir ama bir medya patronları bilmez, hatta medya çalışanları sorarlar ve düşünürler biz bu kişinin salon konuşmalarına neden katılmıyor ve de neden konuştuklarını halka servis etmiyoruz diyerek devinir dururlar.
Bilirler de kondurmazlar, gazeteci olmayan patronlarının gelecek ve ekonomik kaygılarından dolayı, hem de işsiz kalacaklarından korkarlar, şimdinin medya yüzleri...
Korkunun ne kadere, ne de kaleminize bir faydası yok!
Milli olun yeter!
Milli Ekonomi Modelini okuyun , anlayın ve anlatın...
Patronlarınızın ekonomik işleri yolunda ama sizin ve bizim gibilerin (emekçi) Milli olan modele ihtiyacımız olduğunu bilin ve ona göre tüketin nefesinizi ve mürekkebinizi...
Büyük koalisyona (6’lı masa) bir çağrım olacak; kalp terinizi görebilmemiz için medyaya milli konuların başında gelen, daha açık söylemek gerekirse ihracında sıkıntı olmayan ama içerde uygulamaya konulmaktan nedense çekinilen “ Milli Ekonomi Modeli” gerçeğini hatırlatmanız gerekliliğidir.
Mevzuyu iyi okuyun lütfen!