Saklayacak bir şeyin yoksa, korkacak bir şeyin de yok! Demek oluyor ki; malûm sonuç! Muhtaç yaşıyor ve muhtaç ölüyorsun!
Toprak işiyle iştigal eden, profesyonel ya da amatör, hiç fark etmiyor, çiftçi borçlanarak ürününü ekip biçiyor.
Kalitesi ve tahmini tonajına bakmadan banka ve kooperatiflere olan kredi borçlarını kapatmanın derdine düşüyor.
Mahsulünü değerinde satamamanın tek sebebi depolama, yani soğuk hava depolarının maliyeti.. Kendisine ait varsa bile üretim maliyetini zor bela karşılarken, bir de soğuk hava-depolama maliyetiyle başa çıkması mümkün olmuyor.
Kaderleri, tüketiciye gelene kadar arada alın teri emicilerin iki dudağının arasında bir hayat yasayan çiftçinin borç korkusu, tüm maliyetlerden kurtulma alışkanlığı edinişi, hem kendisini hem de nihai tüketiciyi zor durumda bırakarak, minimum korkusuz yaşama tercihinden kurtulması, kurtarılması gerekmektedir.
iki ovanın aort damarları, Kızıl ve Yeşil Irmağın ortasındaki Samsun ve çiftçisi Allah’tan başkasına muhtaç olmamalı; aklı, başında taşımalı...
Kullanamıyoruz! (Bafra ve Çarşamba Ovaları) Peki! Cevhere (Maden) ve Ekonomiye Yön Verenlerimiz!
Üretecek bir şeyin yoksa, depolayacak bir şeyin de yoktur cümlesinden yola çıkalım ve flu’dan netliğe doğru uzun olacağa benzer not ve gördüklerimizi de yanımıza alarak yazı seyahatine başlayalım. Bacalı, bacasız ekonomiye yön veren iş insanlarımızın firma tulumunu giyelim dedik..
Çıkartabilene aşk olsun!
Profesyonel ve Amatör Sanayicimizin akmaz kokmaz ürünlerinin depo ve stok durumlarından ne haber?
Yaşanılan ve hala yaşanmakta olan eksiklikler nelerdir.
Ürettiğini depolayacak alan olduğu halde buralardan yararlanamamak! Hissi bile çok tehlikedir. Bu ve benzer sorunların yaşanmaması için sanayicinin kapasite artırımı, ürettiğini depolayacak alanlar için yer tahsis taleplerinin ikiletmeden ihtiyacının karşılanması gerekmektedir, demek ukalâlık olur mu? Aksi halde, bu yatırım ve yaptırımlar başka şehir ve ülkelere gider..
Gidenlerin Samsun’umuzda sayıları hayli fazladır..
Bir şehir düşünün tüm imkanları var. Bahsettigim O'şehir Samsunu’muzdur. Üretmeye üretmeye, mevcut potansiyelin kangrene dönüşmüş olabileceği endişesine kapılmak ne acı..Sahi! Samsun neden bu sorunları aşmakta zorlanıyor?
Ekonomilerin can damarıdır ağır sanayi (osb, serbest bölge vd.) üretim alanları, ihracatı ve çalışan insan sayısının yanı sıra bulunduğu bölgenin adeta havası, suyu ve güneşi olur bu fabrikalar, hele de sektöründe uluslararası ilk on’lara girmişse değme o'ülkenin yönetici ve insanının keyfine..
Kullanamıyoruz!
Dört gücün içindeki Lojistik Kent Samsun
(Demir,Deniz, Kara ve hava Yolları) insani ve coğrafi şımarıklık mı, şehir insanımızın arka bahçesinde ektiği sebzeye olan güveni mi (günlük karnını doyuracağı öğünü) bilinmez ama bi sıkıntı olduğu kesin... Sırası geldiğinde aklımız ve klavyemiz çalıştığı sürece onları da anlatırız.
Velhasıl-ı Kelam
Karadeniz Bölgesinde Büyük ve diğer şehirlerimizden dünyaya ihraç edilen katma değeri yüksek ürünlerin çalışma ve üretim alanlarının yeterliliği, OSB ve ihtisas OSB'ler (Organize Sanayi Bölgesi) SB (Serbest Bölge) Gümrükleme vb. gibi alanları sunmak istiyorum. Sağlıcakla..