Yedi yüz bin, zenginlik!
Bu rakam herhangi bir ülkeye ait para birimi değil; ülkemizde yeni dünyaya gelen insan sayısıdır.
Maşallah! Süphan Allah!
Yılda 70 bin doğum gerçekleşmiş; ikiz, üçüz ya da beşizleri fark etmiyor, araştırılması gereken doğuran ve tabi ülkemizde doğan mülteci ( Suriye kökenli) kendi ülkelerinde doğum sayısını bulup bulmadıkları aslında...
Ülkemiz resmî kaynaklarınca açıklanan Arap baharı mağduru ailelerin özellikle Türkiye’de dünyaya getirdikleri çocuk sayısı hayli fazla ve düşündürücü...
Düşündürücü..! Ev yok, iş yok, gelecek kaygısı vb. gibi sorun yaşarlarken çocuk yapmaları bir hayli düşündürücü...
*
CHP genel başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve mevcut hükümetin iç işleri bakanı sayın Süleyman Soylunun bu duruma yönelik her ikisinin stratejik bakış açılarına bakıldığında, münhasır medeniyetler seviyesini hedeflemiş bir Millete taşıyamayacağı yükü yüklemek gibi bir durum var ortada...
*
Dönüşleri davul zurna eşliğinde olacak...
Türkiye’de 700 bin Suriyeli bebeğin dünyaya geldiğini Kemal bey şöyle değerlendiriyor.
“Allah uzun ömürler versin hepsine. Biz meseleye ülkemizin geleceği gözüyle bakıyoruz. Evet, her milletin en büyük zenginliği bebekleridir. Bu bebekler de yıkık dökük Suriye'nin zenginliğidir.”
Devam ediyor.
“Suriye'nin yeniden ayağa kalkması için, evlatları vatanına dönmelidir. Hep söyledim yine söyleyeceğim, ucuz bir ırkçı tavırla değil, düzgün, devlet aklıyla yapılacak iştir bu. Sağlıklı şartlarda gidecekler, tüm adımlar hazır. İktidarımızda bu sürecimiz 2 senede tamamlanacak. Bu şartlar da AB fonlaması ile, bizim garantörlüğümüzde oluşturulacak. Davul zurna ile gidecekler.”
*
Hükümetin içişleri bakanı Süleyman Soylunun açıklaması ise...
Bu büyük bir zenginlik...
Bakan, Türkiye’de dünyaya gelen Suriyelilere ilişkin şunları söylemişti Bayram ziyaretlerinde....
“700 binin üzerinde Suriyeli kardeşimiz bu ülkede dünyaya geldi. Bana ister kızsınlar ister ne söylerlerse söylesinler. Bir tane insanın bir araya geldiği zaman annenin ve babanın attığı çığlığın ve sevincin karşılığında, bu topraklara savaştan, ölümden kaçan insanlar geldiler, bu topraklarda 700 binin üzerinde alem meydana getirdiler.
Bu büyük bir zenginliktir.”
Bu iki farklı görüşü (zıt) saygıyla karşılamak zorundayım...
Zorundayım veya insan olarak zorundayız. “Yaratılanı severiz yaratandan ötürü”
Zira ülke geneline yayılan göçmenler başta eğitim ve sağlık hizmetleri yönünden Sağlık giderlerimizin ve ithalat kalemlerinden olan, onkoloji ilaçlarını ithal edemez durum söz konusu iken, zenginlik ama hangi açıdan..?
Sonra ülkemiz kendi içinde demografik yapısını ha oturttu oturtacak derken, mevcudiyeti korumak en büyük zenginliğimiz olacaktır.
Öncelik bu aileleri uyarmamız gerekiyor. Çünkü onlar ne konuşulanı ne de yazılanı henüz anlamıyorlar;
Ev sahibi aileler olarak, mülteci ebeveynlere birebir akşam haberlerini ve dijital ve ya baskılı gazetelerin Türkçe çevirisini üşenmeden aktaralım onlara...
Mesela en basiti; Öğretim kapılarından içeri giren uyuşturucudan bahsedelim.
Davul zurna masrafına girmeden ülkelerine döneceklerine inancım tamdır.
İnan’ın bu işi masrafsız hallederiz.