Konuşmayayım yazmayayım diyorum. Ama Allah bizlere sorumluluk vermiş, konuş diye emrediyor.
Araştırmayayım, karıştırmayayım boş ver diyorum! Ama yine inancım gereği, düşünen bir varlık olduğumu, aklın ise bizlere Hak tarafından emanet edildiği ve emanet edilmiş olan aklımızdan da hesaba çekileceğimiz gerçeği ile karşı karşıya kalıyorum!
Ve diyorum ki; Düşünmek iyidir! O yüzden Hayr söyleyelim, hayr bulalım inşaallah...
"Müjde" sevindirici mutlu edici bir haber demektir. Peki son yıllarda geleceğe dair verilen müjdeler karşısında sevindik mi? Evet sevindik. Çünkü müjde bir umuttur, bir imkandır, bir heyecandır ve yorulmaya yüz tutumuş ruhu kamçılayıp diri tutar. Bir nevi hayat ağacının zirvesine ulaşmak için tutunacak daldır müjde...
Lakin, hedeflere müjdelerle değil; icraatlarla ulaşılır.
Gelecek endişesi, fiziksel ve ruhsal olarak her geçen gün bizleri daha fazla yoruyor, daha fazla geriyor. Sosyal ve ekonomik olarak ağır tahribatlar içindeyiz.
Gerçekten idarecilerimizin iyi niyetle bir şeyler yapabilmenin derdinde olduklarını düşünüyorum. Ama sadece iyi niyet, yanlış istikamette, doğru adrese ulaştırmıyor insanı...
"Akıl bir işin sonunu düşünmektir" derdi rahmetli Erbakan Hocamız. Arkadaşlarımızın yıllardır yaptıkları yanlışı, yanlışla düzeltme alıskanlıkları, maalesef bizleri her geçen gün bir çıkmaza bir felakete sürüklüyor. Bu ülkenin kurtuluşu milli ekonomi, milli üretim, milli tarım ve milli teknolojidir. Faize ve israfa dayalı tüketim politikalarının sonu her daim hüsrandır.
Elbette çıkana, bulunana, yapılana eyvallah der başımız üstüne koyar, teşekkür de ederiz. Lakin araştırmak, bulmak, devlete bağlı Ar-Ge'nin zaten asli görevidir. Bununla ilgili yetkili mühendislerimiz yıllardır en güzel şekilde görevlerini yerine getiriyorlar. Hükümetlerimizin yapması gereken; Araştırılıp bulunanı takip edip, devlet ve millet menfaatine üretime dönüştürmek olmalıdır.
Üretime dönüştürülmeyen müjdeler, buluşlar yanlızca günü kurtarır, yarına ise ancak umut olarak adı kalır.
Gerçekten bu vefakar toplum, idarecilerimizden çok şey (yatlar, katlar, hanlar, hamamlar) istemiyor.
Namerte muhtaç olmayacak kadar aş, çocuklarının geleceği için milli bir eğitim, Ülke sınırları içinde güvenle yaşayabileceği adil bir düzen.
Topu topu hepsi bu..!