Ne öğretti bize bu korona virüs denen illet? Hijyenin önemini öğretti. Yemek öncesi bile el yıkamadan bey haber olanlara bunun ne kadar önemli olduğunu anlattı.
Üstümüzü başımız temiz tutmanın, kişisel temizliğe, evimizin temizliğine önem vermenin ne kadar önemli olduğunu öğretti. Ama bir şeyi daha öğretmiş olması lazım bize… İnsan olmayı…. İyilik etmeyi…
Korona virüs dünyayı ve son olarak da ülkemizi kasıp kavurmadan önce hiç aklımıza gelir miydi böyle bir sınav vereceğimiz. Herkesin bir sınavı vardı… Kiminin canıyla, kiminin malıyla, kiminin evladıyla, kiminin sağlığı ile kiminin de hırslarıyla sınavı vardı. Hepsinden önemlisi de nedir biliyor musunuz? mal mülk hırsı. O hırs insana insanlığını, Allah korkusunu, vicdanını bile unutturur.
Oysa şimdi hayatımızla sınavımız baladı. Çünkü, ölümü herkes ensesinde hissediyor. Dünyanın en zenginleri bile kendilerini güvende hissedebilecekleri kaçacak ülke bulamıyor. Çünkü, şartlar eşitlendi. Öyleyse ne yapmalıyız? Kendimizi sorgulama vaktimiz gelmedi mi? Herkes şapkasını önüne alıp düşünmeli artık. Nasılsa iş yok, güç yok, dışarı çıkmak yok… Boş işlerle uğraşıncaya kadar oturup düşünelim o halde. Bu virüs sınavını, daha da doğrusu hayatla sınavımızı başarı ile atlatırsak, yani ölümden kurtulursak hiçbir şey eskisi gibi olmamalı.
Herkesin hataları vardır, hata yaptıkları insanlar vardır, yanlışları vardır ve yanlış yaptıkları insanlar vardır. Hırsları uğruna Allah’tan korkmadan harcadıkları insanlar vardır. Menfaatleri için taktıkları maskeler vardır… İnsin artık bu maskeler.. Önce iyi insan olunmalı. Peki iyi insan nasıl olunur? Diyeceksiniz. İyi insan dedikodu yapmaz. İyi insan ihtiraslı değildir, olan için şükreder. İyi insan halinden şikâyet etmez. İyi insan yaptığı iyilikleri başa kakmaz. İyi insan nereden nereye geldiğini bilir. insanların kusurlarını araştırmaz. İyi insan yaptığı iyilikleri Allah için yapar. İyi insan iftira atmaz, iyi insan günah almaz, vebale girmez, iyi insan hiç kimsenin iffeti ile oynamaz. İyi insanı iyilik yapmaktan hiç kimse alıkoyamaz. Hatta her iyiliğinden kötülük görse bile.. Çünkü, iyi insan iyiliği bilinsin diye değil Allah için yapar. Çünkü iyi insan şunu iyi bilir; İyiliğe iyilik herkesin işidir, kötülüğe iyilik ise er kişinin işidir.
Bir bilge varmış; Ne sorsan cevap verirmiş.
Onu çekemeyen biri demiş ki:
- Ona öyle bir soru soracağım ki kesinlikle bilemeyecek.
Ne soracaksın? diye sorduklarında ise:
- Elimde bir kelebek var. Ölü mü diri mi? diye soracağım.
Eğer diri derse elimi sıkıp öldüreceğim.
Ölü derse de elimi açıp bırakacağım uçup gidecek.
Bilgenin yanına gidiyor ve sorusunu soruyor.
- Elimdeki kelebek ölü mü diri mi? diyor.
Bilgenin cevabı ise müthiş;
O SENİN ELİNDE...
Evet…. İyi insan olmak da bizim elimizde.
Bir efsaneye göre; Zamanında padişahın birisi oğluna vasiyet bırakmış. Demiş ki; Oğlum sana iki mektup bırakıyorum. Bu mektuplardan ilkini ben öldüğümde açacaksın, ikincisini de beni toprağa gömdükten sonra…
Gün gelir padişah ölür. Oğlu mektubun ilkini açar. Baba der ki “Beni çoraplarımla gömün”… Oğul bu vasiyeti yerine getirmek ister ancak, din adamları karşı çıkar. Dinimizce caiz değildir. Veliaht padişah ne yaparsa yapsın din adamlarının önüne geçemez ve padişah çoropları ile gömülemez.
Oğul defin sonrası ikinci mektubu açar. Padişah der ki “Bak oğlum gördün mü bir çorop bile götüremedim”….
Bu hikayeden herkesin bir ders çıkarması gerekir diye düşünüyorum. Kefenin cebi yok.
Bu korona virüs sınavından sonra herkes iyi insan olmayı öğrenmeli. Hayatın kısa olduğunu, boş olduğunu, dünyanın yalan olduğunu anlamalı. Aldığı her nefesin Allah’ın bir lütfu olduğunu idrak etmeli. Öbür tarafa hiçbir şeyi götüremeyeceğini anlamalı. Sadece iyiliklerini, insanlıklarını, ibadetini götüreceğini bilmeli. Ama sadece ibadet etmekle de olmaz. İbadet edeceksin ama kul hakkı yemeyeceksin, yetim hakkı yemeyeceksin. Günahı işleyip işleyip af dilemeyeceksin. Yani önce insan olacaksın, sonra Allah’a kulluk görevlerini yerine getireceksin. Allah’tan korkacaksın, içinde Allah korkusu yoksa göstermelik ibadet ibadetten sayılmaz.
Çok dindar bilinen adamın birisi evini kiraya veriyormuş. Kiracısına evi gezdirirken, “Bak evlat bu banyodaki çeşme kaçak, şu tuvaletteki çeşmeden akan su da kaçak. Ama bu lavabodaki su kaçak değildir haaa”…. Kiracısı sormuş “Neden?” adamın cevabı “O musluktan abdest alıyoruz ”…..
Allahım bizi böyle düşünen Müslümanlardan uzak eylesin... Amin....