Sayın Bahçeli’nin, hep söylediği "Önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben" sözü, bütün zamanlarda geçerli tarihi bir söylemdir!
Bu söylem siyasetin olması gereken en temel hareket noktası ve eylem alanı olmalıdır. Bu söz tüm siyaset kurumlarının bir yemini olmalıdır!
Geçen haftaki yazımızda da belirttiğimiz gibi, "Türkiye'de siyaset Türkiye için yapılır" düsturu ile aynı mantık üzerinedir. Dünyada içinden geçtiğimiz bu savaşlar ikliminde, ileride neler olabileceğini kestirebilmek hiç zor değildir.
Ülkemize bir zarar gelmeyeceği ihtimaline göre, vaziyet almak tam bir cehalet örneğidir. Ülkemiz en ağır silahlarla kuşatılmışken tedbirsiz ve öngörüsüz beklemek eğer cahillik değilse, ihanet değil midir! Bu minvalde İsrail ve ABD'nin bize saldırmayacağı ihtimaline göre siyaset yapmak, ancak ülkemizi içeriden de yabancı işgaline hazır hale getirmek çabası olarak değerlendirilebilir.
Bunun adı ihanet siyasetidir! Kafamızı kuma gömemeyiz! Ancak şunu net olarak belirtmek gerekir ki, eleştirdiğimiz siyasetin tabanı, vatan bayrak sevdalısı temiz insanlardır. Ortası bulanık bir su gibidir! Tavanı ise eleştirilerimizin muhatabıdır!
Sayın Bahçeli'nin, yaptığı çıkış ile ne söylediğini, açıklamaya gerek duymayacak netlikte herkes anladı. Ülkemizi ailemiz, evimiz gibi düşünmek zorundayız. En küçük bir zararın gelebilme ihtimalini dahi tölare edemeyiz.
Vatanımızı bölmeye, vatandaşlarımızı katletmeye and içmiş ihanet odakları ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisi, aynı kapta aş olur mu? Elbette olamaz, Atatürk'ün adı bu sofraya tuz olamaz!
Rahmetli Atatürk sağ olsaydı DEM ile iş tutar mıydı? Bu soruma CHP'li dostlarımın tamamı "asla" diye yanıt veriyor. Ben de onlara şunu söylüyorum: "O vakit ya CHP sizden değil, ya da siz CHP'den değilsiniz". Cevapları şu: "Abi biz Erdoğan'a kızıyoruz" diyorlar. Haydi hayırlısı!!!
Sözün özü, biz hepimiz kardeşiz ve aslında birbirimizi anlıyor ve seviyoruz. Ortak paydamız aynı: Vatan, kederde, tasada kıvançta biriz. Bir milli futbol maçında gol attığımız zaman hepimiz, sevinçle kucaklaşırken maçtan sonra neden birbirimize hor bakalım. Bu maçı ülkemizde izlerken bizimle aynı anda sevinmeyen kim var kim yok bir bakalım. Birbirimizi hep sevelim. El ele sımsıkı tutalım.
Bir kardeşimiz var, adı Galip İlhaner. Van ilimizden bir Kürt kardeşimiz ve yaklaşık 40 yaşında. Bir siyasi parti kurma fikrini geçen yıl benimle paylaştı. Stratejist ve yazar. Yaklaşık 25 yıldır tanırım. 2 gün önce bana bir programını yolladı. Program şu: 18 - 30 Mart 2025 tarihleri arasında 13 günlük bir yürüyüş. Çanakkale'den Van'a kadar yürüyeceklermiş. Tema şu:
BENİM ADIMA KAN DÖKME, SİLAH BIRAK TESLİM OL
Birlik ve beraberlik yürüyüşü. PKK terör ve ihanetine dur demek için, Kürt kardeşlerimizin hep var olan vatanseverlik duygularının hayata geçişi diyebiliriz. Selam Anadolu Hareketi lideri..
Kim bu vatan için güzel bir şey yaparsa Allah razı olsun. Bizim kardeşliğimizin önünde kimse duramaz. Vatanımızı kimse bölemez. İçeriden destek alamayan hiç bir güç, başarılı olamaz. Yeter ki varlığımız vatanımıza armağan olsun.
Kalın sağlıcakla.
Başkan, öcalan meclise gelip konuşma yaparsa senin kanına dokunur mu dokunmaz mı?
Anayasa değişikliği için vatan haini teröristin sevenlerinin oyunu alma hareketi bunlar.