Gereken tepkiyi vermediğinizde değersizleşmekle kalmayıp öz saygınızı da kaybedersiniz.
Tartışmalar olmalı, bazı sözler söylenmeli ve bazı insanları kaybetmeyi de tereddüt etmeden göze almalı insan...
İş, aş ve eşini de dahil etmekte hiç tereddüt bile etmeden, kaybetmekten korkmamalı insan...
'Veren el alan elden üstündür' sözünü lugatından çıkarmalı insan, kimse kimseye durduk yere bir şey vermiyor, emeğin karşılığıdır, alınan da ondandır, size ‘tepkisiz kalmayın’ deyişim...
Öğreten ve eğitmenler başımızın tacı elbet...
Türkiye’de son yıllarda özel sektörde beyaz ve mavi yakalı çalışanların pürmelali ortada; alaylı ve teknik okul mezunu mavi yakalılar yüksek öğretim mezunlarından, yani beyaz yakalılara oranla, maaş ve mesai gelirleriyle biraz daha iyi durumda olduklarını söyleyebilirim. Araştırmalar bunu gösteriyor.
Heyhat! Yüksekokul mezunlarının "Keşke okumasaydık" dediklerini sıkça duyar olduk!
Eğitimin pahalı, mezuniyet sonrası mesleki alanda iş bulamamanın üzüntüsünün yanı sıra kişinin mesleğiyle ilgi iş bulduğunda başka sorunlarla karşılaşılan bir ülkede yaşıyoruz, maalesef..!
İşçi ve işveren sendikalarının yönetim kadrolarında mı, patron ya da çalışanlardan mı kaynaklı, çözüm bulunmayan sorunlar bilinmez; devletin de bu soruna neşter vurmaması veya vuramaması özel sektör çalışanlarının ve ailelerinin enerjisini ve umudunu kaybetmesine neden olur ve maalesef olmaya da devam ettiğine dikkatinizi çekmek istiyorum.
Her yeni gelen gün bir önceki günü aratır oldu. Toplumsal çöküntü aile yapısını çürütür, ailenin çökmesi de devletlerin sonu olur!
Siz işverenler; enflasyonist ortamda rekabet edememe korkusuyla hammadde girdi artışını neden gösterip, ürününüze yaptığınız artıştan, sizi siz yapan, emek yoğun çalışan işçilerine aynı oranda maaş artışı yaparsanız. ortada bir sorun kalmayacak emin olun...
Siz işçi kardeşim; patron malına ekonomik koşullara göre sizin ve kendisi için fiyat artışlarını yapma özgürlüğü var. Sizin hakkınızı koruduğunu zannettiğiniz sendika tabelaları altında, sizden aldığıyla geçinen kişileri sokmayın patronunuzla aranıza...
Kimine göre çağın en tehlikelisi olarak nitelenen ‘üretken yapay zeka' diye bir düşmanın varlığı ortada! Kabul edelim ki, insanlığa faydasından çok zararı dokunacak ve bununla beraber bağımlı bir ekonomik iklim, dalgalı bir şekilde iş ortamına doğru evrilecek, bunu aklınızdan sakın çıkarmayın ve yeniden bir düşünün..!
Her yıl iki kez maaş artırımını olumlu yönde bekleyen işçi ve de maaş artışlarını takip eden aylarda endişeye kapılan işverenlere son sözümdür; ne hükmedenlerin ne de sizi temsil ettiklerini zannettiğiniz sendikal faaliyet içinde olanların gergin ve tartışmalı geçen buluşmaları, sizi kandırmasın! Güvenmeyin onlara, çünkü siz size yetersiniz.
İşçinin “sendikalı olursam işten atılırım” endişesiyle, işverenin ise işçinin sendikal haklarını karşılayamamaktan korktuğu bir ülkede, güven bereket ve huzur olmaz...
Bu böyle biline!
Kaleminize kuvvet Recep Bey