Yine bir maden kazası.
Yine çok sayıda madenci hayatını kaybetti.
Çocuklar babasız, analar evlatsız, eşler kocasız, gençler geleceksiz…
Hepimizi derinden sarstı. Herkes öfkeli, herkes tepkili. Eleştirilerin odağında haliyle iktidar var.
Gerekli tedbirlerin alınmadığı, haddinden fazla risk alındığı iddia ediliyor.
Günün sonunda tartışılan konu, yaşanan acı hadisenin ‘Kader mi? Tercih mi?’ olduğu.
Türkiye’nin bugün geldiği yönetim şekli sebebiyle belki de gerçeği öğrenemeyeceğiz. Hem de ‘sansür yasası’ mecliste yeni kabul edilmişken…
Maden kazası denilince hepimizin aklına Soma felaketi gelir. Tarihin en ağır maden faciasında 301 işçi hayatını kaybetti, 162 işçi yaralandı. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen davada bilirkişi heyeti 20 başlıkta asli veya tali kusur tespit etti. Ayrıca yangının çıkış biçimini, teknik analizini, tanık ve sanıkların olayla ilgili ifadelerini inceleyen heyet nihai olarak saydığı bir dizi tedbir yerine getirilseydi olayın bir faciaya dönüşmesinin engellenebileceği görüşünü dile getiriyor. Enerji Bakanlığı'na bağlı Maden İşleri Genel Müdürlüğü'ne (MİGEM) ilişkin yapılan değerlendirmede ise heyet, planlanandan 2-2,5 kat fazla üretim yapıldığına, üretim artmasına rağmen havalandırmayı sağlayan ana vantilatörün kapasitesinin değiştirilmediğini, bu ve bunun gibi eksiklikleri denetlemekle sorumlu MİGEM'in görevinin gereklerini yerine getirmediğini belirtiyor.
Ülkemizde insana ve insan hayatına verilen değer hepimizin malumu olduğu için şaşırmayabilirsiniz. Hangimiz bu ülkede kendimizi değerli hissediyoruz? Ama benim şaşırdığım bir husus var. Felaketi yaşayan Soma halkı 2018 genel seçimlerinde Cumhur İttifakı’na yüzde 59.7 oy vermiş. Yani tercihini felaketi yaşadıkları günde, iktidar olan partiden yana kullanmış. Bartın ise aynı seçimlerde Cumhur İttifakı’na yüzde 64.1 oy vermiş. Soma’da yaşananlar Bartın halkını tedirgin etmemiş olmalı!
Bu durumda Bartın’da yaşanan acı hadise;
Kader mi? Tercih mi?