Samsun’da sadece son bir yılda;
-47 yaşındaki güvenlik görevlisi İ.Ş, kendini köprüye asarak intihar etti.
-Mustafa Kaygısız (47), evinde kendini tüfekle kafasından vurarak intihar etti.
-H. Koçbıyık, 5. kattaki evinin balkonundan aşağı atlayarak intihar etti.
-2 çocuk annesi A.A. (30), kendini tabancayla karnından vurarak intihar etti.
-32 yaşında Ferhat Keskin, cami bahçesinde kendini ağaca asarak intihar etti.
-Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi 4. sınıf öğrencisi 23 yaşındaki Yasin Bingöl, iskeleden denize atlayarak intihar etti.
-26 yaşındaki Ersin K., evinde anten kablosu ile kendini asarak intihar etti.
-39 yaşındaki Ayşegül H., evinin yatak odasında, gardrobun kapısının koluna kendini kravatla asarak intihar etti.
-Şenol Gül (34), silahla başına ateş ederek intihar etti.
-22 yaşındaki üniversiteli Gülçin Ersin, Samsun'da kaldığı öğrenci yurdunun çatısından atlayarak intihar etti.
-Hastane çalışanı M.P (36), evinde kendini iple asarak intihar etti.
-21 yaşındaki Emre Emirhan, Vezirköprü’de çalıştığı inşaatta intihar etti.
-54 yaşındaki Ş.A., evinin bahçesinde av tüfeğiyle başına ateş ederek intihar etti.
-50 yaşındaki Aydın Kaya, banyo kapısına kablo ile asarak intihar etti.
-Levent Tolga Çiçek (39), denize atlayarak intihar etti.
-46 yaşındaki 2 çocuk annesi Fatma Ganık, evinde kendini iple asarak intihar etti.
-Gökhan A.(36), kendisini kalorifer peteğine iple asarak intihar etti.
-25 yaşındaki İsmail Ayla, kendini kapı koluna iple asarak intihar etti.
-24 yaşındaki Murat Can E., evindeki doğalgaz borusuna elektrik kablosu ile kendini asarak intihar etti.
-36 yaşındaki Baki Aygün tüfekle kendini vurarak intihar etti.
-Bafra’da üniversiteye hazırlanan 19 yaşındaki Zeynep Akyıldız pompalı tüfekle başına ateş ederek intihar etti.
-Hasan K. (61), ikamet ettiği apartmanın çatı katında kendini iple asarak intihar etti.
-34 yaşındaki Zehra K., evinde doğalgaz tesisat borusuna kendini başörtüsü ile asarak intihar etti.
-30 yaşındaki Oğuzhan Us, havlu parçası ile kendini doğalgaz borusuna asarak intihar etti.
Soruşturmaları devam eden;
-denizde cesedi bulunan 52 yaşındaki Ferat Kılınç,
-evinin önündeki kaldırımda kanlar içinde bulunan 23 yaşındaki Kader Keskin,
-aracının içinde ölü bulunan, pazarlarda meyve sebze satan, üniversite mezunu, 25 yaşındaki Mustafa Melih Yavuz,
-karne günü 4. kattaki evinin balkonundan düşen 11. sınıf öğrencisi Kartal Emir Uludağ (16),
-7. kattaki evlerinin penceresinden düşen lise 9. sınıf öğrencisi Çınar Güldoğan (14),
-5. kattan düşen 31 yaşındaki astsubay Erhan Baş,
-kardeşine misafirliğe gittiğinde silahla kendini vurduğu iddia edilen Şeyda Turan (30)…
Herkes öfkeli. Herkes burnundan soluyor. Herkes dokunsan patlayacak gibi.
Bakın, 23 yaşındaki Mustafa Coşkun intihar etmeden yazdığı veda yazısında ne diyor;
"Dünyanın kötülüklerle dolu pis bir yer olduğunu düşünüyorum. İnsanoğlu neden bu kadar kötü. Dünyada iyi niyetinizi kullanacak pis insanlarla dolu. İnsanların bu merhametsizliğine, kötülüğüne anlam veremiyorum artık düşünmekte istemiyorum. Menfaatleri için insanlara sahte bir hoşgörü sahte bir dostluk kuracak insanlarla dolu dünya. Onca sahtekarın, onca vicdansızın onca ihanetin içinde duramıyorum. Çocukların vurulduğu, kadınların öldürüldüğü, ağaçların yakıldığı sevgilerin harcandığı, umudun tükendiği renksiz yapay bir dünya var dışarıda. Uyuşmadan uyum sağlayamadığım gürültüsünden uyuyamadığım kirli kibirli kaba bir dünya var."
Bu yazıyı moralinizi bozmak için değil, durumun vahametini ortaya koymak için yazdım.
Yerel idareciler ‘şöyle hizmet ediyoruz, böyle uçuyoruz’ diyorlar. Samsun Milletvekilleri ihale kovalıyor. Memlekete katkı sağlaması gereken STK’lar uzun yıllardır ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ diyen şakşakçı kişiler tarafından yönetiliyor.
Samsun’da toplumsal tahribat, tamir edilemez boyutlara ulaştı. Samsun, kişi başına düşen gelire göre 81 il içerisinde 49. sıraya geriledi.
Memleketin şu halini görüp burnunun direği sızlayan bu kentin duyarlı sakinlerine, aydınlarına, entellektüellerine, akademisyenlerine, yazar çizer takımına büyük iş düşüyor. Zaman birlikte hareket etme zamanı. Bu gidişata dur demek için, güzel kentimizi bu bataklıktan çıkarmak için, insanımıza sahip çıkmak için, gençlerimize umut vadedebilmek için hepimizin taşın altına elini koyması gereken bir dönemdeyiz.
Aksi takdirde herkes “sosyal enkaz”ın altında kalmaya hazır olsun.