Değerli Okurlarım,
Hayatı yaşarken şahit olduğum önemli ve insanı en çok yoran konulardan birisi de mükemmeliyetçiliktir. Bu yüzden hayatı kendisine zindan edip yaşanmaz hale getiren, tam anlamıyla yaptıklarından tatmin olmayan, ölmeden önce kendinden umudunu kesmiş sayısız insan vardır.
Bizler her ne kadar mükemmel bir donanım ve yazılımla dünyaya gelmiş olsak da yemek, içmek, çalışmak, dinlenmek zorunluluğu olan, sağlıklıyken hastalanabilen, birbirimize muhtaç, yaşlanan en nihayetinde ölecek olan fani ve eksik varlıklarız. Böyle yaratılmışız, aciziz. Böyle bir varlıktan her konuda mükemmellik beklemek başlı başına insanın kendisine yapmış olduğu en büyük zulümdür. Ne yazık ki her zaman mükemmel olma beklentisi içinde olan insanlar zihnen, ruhen ve bedenen çabuk yorulur. Mükemmel olma beklentisiyle daha da çok yıpranır daha çok hata yapar, hayattan keyif almasına da engel olur. Yaratılışımız gereği de hata yapmaya, günah işlemeye, yanlış yollara gidebilmeye meyilliyiz. Hiçbirimiz mükemmel değiliz. Bu narsist yaklaşımdan uzaklaşıp, gerçekçi bir yaklaşımla hayata bakabilmeliyiz. Bu gerçeği kabul etmeliyiz. Hatasız kullar değiliz. Olmayacağız da. Ancak hatasız olmanın gayretinde bir yaşam felsefemiz olacak elbette!
Sevgili Kardeşlerim,
Hatasız kullar olmamız istenseydi eğer Allah (cc) bizi hatasız kullar olarak yaratmaz mıydı sizce? Olaya aklı ve mantık penceresinden baktığımızda doğru olan bu değil midir? Elbette yaratırdı değil mi? Bu O’na (cc) çok zor değil; Ol der ve hepimiz hatasız kullar halinde melek olarak dünyaya gelirdik ya da dünyadayken istediği anda hatasız kullara dönüşebilirdik!
Buradan Allah (cc) bizim hata yapmamızdan mutluluk mu duyuyor ifadesi de çıkabilir. Hayır, hâşâ mutluluk duyar mı hiç, bu bizim bu dünyada imtihanda olduğumuzun en büyük göstergesidir.
Allah (cc) bizi dünya hayatında kendi irademize bırakmıştır. İmtihanın bir gereği olarak düşüncelerimizde, davranışlarımızda, işlediğimiz her fiilde serbest olmamızı istemiştir. Dünya hayatında bizlere rehber olması için kitap, onu açıklamak ve uygulamamıza yardımcı olması için seçilmiş kullar olan Peygamberleri göndermiştir. Doğru olan yolu göstermiş, onlara uymamızı istemiştir. Bu yoldan gidenleri müjdelemiş, gitmeyenleri cezalandıracağını bildirmiştir. Ancak bizleri de asla zorlamamış, her şeyi açık ve net olarak bildirmiştir.
Bizi doğru yola iletmekle görevli olan Peygamberler Allah’ın özel koruması altındadırlar. Onların dışındaki herkes günaha az veya çok bulaşabilir. Hata işleyebilir. Çünkü burada kendi irademiz, kendi kararlarımız ve kendi seçimlerimiz devreye girer.
Yaşam boyu birbirimizle iletişim kurmak, etkileşim içinde olmak, birbirimizle yaşamak zorundayız.
Bazı zamanlar olur çok iyi anlaştığımız birinden hiç ummadığımız bir anda ters bir hareket, hata veya yanlışlık görebiliriz. Bize karşı hata işlendiğini düşünebilir, kırılıp üzülebiliriz. Bu durumda en iyi ilaç sabırdır. Sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır. Allah (cc) sabreden kullarını müjdeler. Allah (cc) sabredenlerle birliktedir. Sabırla birlikte affetmeyi de seçmeliyiz.
Bazı zaman olur bizden ters bir hareket, bir hata veya bir yanlışlık görülebilir. Biz hata işler, kalp kırabilir, karşımızdakini üzebiliriz. Hata yaptığımızı anladığımız anda kendimize dürüst davranıp hata yaptığımız kişiden samimiyetle özür dileyebilme erdemini göstermeliyiz. Hemen savunmaya geçip peşinen, ben hata yapmam, yanlış yapmam, kibrine kapılmamalıyız. Maalesef günümüz dünyasının aldatmacalarından biridir peşinen hatasız olduğunu kabul etmek, kimse hata ya da yanlış yapabileceği ihtimalini düşünmez. Bir kusur olduğunda kusuru önce kendisinde aramak yerine hemen başkalarında arar. Daha anlayıp dinlemeden başkalarını potansiyel suçlu ilan edip kendilerini aklarlar.
Bu durumdan kurtulmanın yolu her an aciz olduğumuzun ve her konuda mükemmel olamayacağımızın bilinçli bir şekilde farkına vararak yaşamamızdır. Aciziz, hata işlemeye meyilliyiz. Zümer Suresi 53. Ayette Allah (cc) : “De ki: “Ey çok günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede ileri giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Allah dilerse bütün günahları mağfiret eder. Çünkü O, çok affedicidir, merhamet ve ihsanı fazladır.” buyurur.
Biz ne kadar hata yaparsak yapalım ne kadar günah işlersek işleyelim Allah (cc) bizi asla gözden çıkarmaz. Bizden ümidini asla kesmez. O’nun (cc) kapısı her zaman her an bizlere açıktır. Allah (cc) bizi hatalarımızla da sever. Yeter ki hatamızın farkına varalım, hatamızı anlayıp ondan vazgeçelim. Tövbe edelim, özür dileyelim, aynı hatayı bir daha yapmamak için mücadele edelim, gayret gösterelim.
Sevgili Kardeşim,
Asla ümitsiz olma ASLA! Ne zaman ümitsizlik girdabına düşecek gibi olsan şunu hep hatırla, zihninin kılcal damarlarına kazı, ruhunun en ince yanına yaz, “HATASIZ KUL OLMAZ”, senin gönlünde gözünde hataların dağlar kadar olsa da sana kucak açmış bekleyen bir Yaratan’ın var unutma! Allah bizi hatalarımızla da sever!
Rabbin seni bekliyor, Allah (cc) seni bekliyor.
Peki, sen neyi bekliyorsun O’na (cc) sımsıkı sarılmak için?
Sevgi ve Muhabbetle,