Değerli Okurlarım, Hayat, sadece kitaplardan öğrenilmez. Elbette bu durumda kitaplar önemsizdir, hiçbir işe yaramaz diyemeyiz. Böyle bir çıkarımda bulunmak büyük bir gaflet olur. Kitaplar, yaşamımıza hizmet eden yardımcı kaynaklarımızdır. Zira, İlahi vahye muhatap olan bizlere bilgi kitapla sunulmuştur.
Hayatsa, durağan değil dinamik bir yapıdır. Her gün her an her saniye değişim ve dönüşüm yaşanmaktadır. Şu hayatta uzun süre aynı istikrarla ilerlemez hiçbir şey ya da uzun süre sabit duramaz. Hayat değişkendir, akışkandır, yoldadır. Gürül gürül, şakır şakır su gibi akar gider. Bu yüzden kitaplarda anlatıldığı gibi de yaşanamaz. Kitaplar olması gerekeni, hayat olanı yaşatır.
Hayat, bizzat deneme yanılma yoluyla, düşe kalka, bata çıka, doya doya, öğrenile öğrenile yaşanılan, yaşanmak zorunda olan doğumdan ölüme kadar bu dünyada geçirilen süredir. Ve hepimizin de bu hayatta kalış süresi birbirinden farklı farklıdır. Yaratan ne kadar süre biçmişse, bu süre zarfında hayatımızı yaşamaya çalışırız. Zor ya da kolay bu bizim hayatımızdır.
Değerli okurlarım,
Elbette hayatımızın içinde olumlu durumlar yaşadığımız gibi olumsuz durumlarla da karşılaşırız. Hayat bir bütündür. Her karşılaşılan duruma verdiğimiz ya da vereceğimiz tepki, bizi geliştirir, büyütür, bedenimizi ruhumuzu zihnimizi yaşamaya hazırlar. Bizleri hayatın içinde daha güçlü daha kuvvetli daha olgunlaşmış hale getirir. Biz de buna topyekûn “tecrübe” adını veririz. Bu tecrübeyse yolculuğumuzu anlamlı ve yolumuzu da kıymetli hale getirir.
Kıymetli okurlarım,
Hatırlatmayı yerinde bulduğum, hepimiz için önemli olduğunu düşündüğüm, değerli tecrübelerimden birisini sizinle paylaşmak istedim bu yazımda. Buraya kadar ki tüm açıklamalarım, bundan sonraki kısacık tecrübemi sizlere aktarmak içindi. Zira konu daha iyi anlaşılsın, idrak edilsin, hepimizin zihinlerinde güçlü bir farkındalık, hayatlarında bağışıklık oluşsun.
Sevgili Okurlarım,
Şu hayatta size destek ve değer veren, sizi seven ve sayanlarınız olduğu kadar arkanızdan ileri geri, olur olmaz, eğri büğrü konuşanlar; kar sağlamak için sizi kullandığını, aldattığını, kandırdığını düşününler; sizinle işleri bitince vefasızlığın en kralını yapıp çekip gidecek olanlar, arkadaş ya da dost sandığınız ama ilk sendelemenizde size darbeyi indirmek için bekleyenler de olacaktır.
Kıskançlık yapanlar, haset edenler, size üst perdeden bakanlar, sizi aşağıya çekmeye çalışanlar, sizinleymiş gibi görünseler de hayatı size zindan etmek için, zaman kollayacaklardır. Belki de çoğunun, fırsatı eline geçirdiklerinde nasıl da gözlerinin döndüğüne şahit olmuş ya da olacaksınızdır. Biz her daim uyanık olalım ki bu imkânı onlara altın tepsiyle sunmayalım. Hayat boyunca, hiç suçunuz günahınız olmasa da size saldıranları, sizi karalayamaya çalışanları, yıkıcı eleştirecekleri, görmezden duymazdan gelmeye çalışacakları, her sözünüze her yaptığınıza her işinize laf etmeye, çamur atmaya çalışanları, hep arkanızdan konuşanları ve konuşacak olanları ne yazık ki göreceksiniz.
Şunu unutmayın ki;
Bunun en temel sebebi sizin ışığınızdan rahatsız olmaları, korkmalarıdır. Parlamanızı kıskanmaları, sizin gibi olmak isteyip de olamadıkları, bir türlü olamayışları, olamayacak olmalarıdır. Bırakın arkanızdan konuşsunlar ellerindeki tek koz bu çünkü, hatta sevinin siz onlardan öndesiniz ki arkanızdan konuşabiliyorlar. Aslında en önemlisi de buna çok sevinin bence, bu insanlar sizin gizli hayranlarınızdır. Yoksa bir insan bir insanı önemsemezse bırakın arkasından konuşmayı onunla ilgili kılını dahi kıpırdatmaz, öyle değil mi?
Siz bu insanlara, böyle insanların söylemlerine takılı kalmadan, yolunuza hayat yolculuğunuza durmadan devam edeceksiniz. Siz yürüdükçe yükselmeye devam edeceksiniz. Siz yükseldikçe de onların sesi de kısılacaktır hiç merak etmeyin.
Sevgili okurlarım,
Her zaman kişilerle, olgularla uğraşmayacak; kendimizle meşgul olup, algımızla ilgileneceğiz. Hayatımıza değer verip, başka hayatlara değer katacağız. Gelişip, çevremize ışık saçmaya devam edeceğiz. Her zaman kendinize iyi bakın, en iyi versiyonunuzu edinme gayretinde olun. Çünkü sizi sizden başka anlayacak, tanıyacak, yaşayacak olan yoktur, olamaz da.
Aklımızda, zihnimizde, yüreğimizde kalsın diye, yeniden hatırlatarak sözlerimi bitiriyorum.
Arkanızdan konuşanlar, sizi kıskandıkları kadar çok da büyük hayranlarınızdır. Her daim gizli hayranlarınız bol, dikkatiniz çok yüksek olsun.
Sevgi ve muhabbetle,