Diyorlar ya Allah, “İki kulak vermiş, bir ağız; neden, çok dinleyip çok az konuşmak için. Ne kadar mantıklı, az konuşmak çok dinlemek. Öyle kafan başka yerde dinlemek değil tabi ki bu kastımız. Birebir etkin dileme demek istediğimiz…
Etkin dinleme, sadece karşı tarafın ağzından çıkan kelimeleri duymak değil, bilakis konuşanı anlama, onun kelimelerinin değerli olduğunu hissettirme demektir. Atalarımız “bir söyle on dinle” derken bunu kastetmişlerdir.
Çünkü dinleyen bilir,
Çünkü dinleyen görür,
Çünkü dinleyen anlar,
Anlayan empati yapar. İrade ister öyle dinlemek, iradeleri kuvvetli kişiler dinleyebilir. Dinlemek kolay görünebilir ama konuşmak dinlemekten daha kolaydır.
En iyi arkadaşın kimdir mesela? Seni en iyi dinleyen değil mi?
En iyi çalışanın kimdir? Seni anlayarak dinleyen olan değil mi?
En iyi anlaşan çiftler, nasıl anlaşırlar mesala? Birbirlerini anlayanlar değil mi?
Öyleyse iyi dinlemekten ziyade etkin dinlemek zorundayız. Bu iradeye sahip olmalıyız.
Sus dinle! Demeden önce, “Anlat dinliyorum” demeyi öğrenmeliyiz. Toplumda herşeyi başkası öğretiyor bizlere, yazmayı, okumayı, konuşmayı ama dinlemeyi kendimiz öğrenmek zorundayız. Dinliyorum demeyi, haklısın demeyi, sorgulamayı biz kendimiz öğrenmek zorundayız. Bunu öğrenmek için baş başayız yani…
Etkin dinlemek için bazı kurallar yok değil, bunlarda en azından kafamızın bir köşesinde belki dinlemeyi öğrenmek istediğimiz de işimize yarayabilir. Bunlardan bazılarını şöyle sıralarsak doğru olur sanırım;
-Size konuşma yapan kişinin sözünü kesmemek
-İletişim sırasında başka şeyler düşünmemek
-Konuşma sırasında başka şeylerle ilgilenmemek
-Cevaplar için kelime hazırlığı içinde olmamak
-Yargılayıcı olmamak
-Genelleme yapmamak
-Seçerek değil de tüm konuşmayı dinlemek
-Sabırlı olmak
-Ön yargılı dinlememek
-Susarak dinlemek
-Göz temasında bulunmak
-Dinlemeye hevesli olmak
-Odaklanmak ve empati kurmak
-Not tutmak ve soru sormak
-Duygularla hareket etmemek
-Tarafsız olmak ve saygı duymak