Ne çabuk kirletiyoruz sözleri, hele ki zamana karşı durduramıyoruz kelimelerin erimesini! Sonra düşünüp duruyoruz neden hiçbir şey eskisi gibi güzel değil. Kelimelerin anlamlarını dahi düşünmeden bir çırpıda yok ediyoruz onları, hem de hiç acımadan…
“Eski günlerin hatrına” diye başlardık sözlerimize eskiden, hani yaşanmışlıkların, üzüntülerin, sevinçlerin, birlikteliklerin, geçmişin hatrına diye…
Kullanmıyoruz artık bu sözleri, onu da yok ektik, tıpkı başka vefa gibi, tıpkı dostluk gibi kelimeleri yok ettiğimiz gibi! Yerine çıkar ilişkilisi, menfaat kelimelerini getirdik. Öyle vefada ki mütavizilik yok, günümüz deyimiyle “bam, bam, bam”…
Eski günlerin hatrına diye başlamıyoruz artık sözlerimize, “Benim kârım ne olacak, bundan ne kadar menfaatim var” diye başlıyoruz artık muhabbetlerimize.
Bir düşünün bakalım en son bir arkadaşınızla ne zaman menfaatsiz bir alışveriş yaptınız? Hani bir çıkarınız olmadan sohbet ettiniz! Acaba makama geldiğinizde ne zaman bir vefa gösterip, eski günlerin hatrına bir fincan kahve içmek için arkadaşını çağırdın? Yoksa sende kaybettiklerimizden misin? Tıpkı kelimeler gibi…
Eski günleri unutanlardan mısın, seni de bozdu mu bu çağ yoksa?
Ne güzel bir sözdür kahvenin kırk yıl hatrı var sözü? Günümüzde sizce öyle mi? Kahvenin bırakın 40 yılı acaba hiç hatrı kaldı mı ki?
Öyle karamsar olduğuma bakmayın, vardır mutlaka bir yerlerde böyle insanlar. Vefayı bilen, mütevazi, makamlarda değişmeyen, eski günlerin hatrına arkadaşlarına bir kahveyi çok görmeyen, helali haramı bilen, az konuşan çok dinleyen, huzur veren, kahvenin 40 yıl değil yaşadığı müddetçe hatrını bilen, mutlaka vardır. Ama rast gelmesi sekiz milyarda bir!
Paranın konuştuğu yerde dil susar, göz görmez, kulak başka ses duymaz. Yani kahvenin bile kokusu duyulmaz, vefanın adı da anılmaz. Mütevazilik mi onun yakınından bile geçilmez. Menfaatin sesi yükselir para ile beraber, çıkarların çatışmaması için özenle seçilir her bir tuş. Piyano çalar gibi hepsi bir ritimde, para var ise ortamda çıt çıkmaz, ritim bozulmaz. İnsanlık rafa kalkar, vefa bir ilçe adı olarak kalır. Huzur kimseye gerekmez, sıcaklık huzurdan değil paradan gelir. Paran var ise her yerde sen olursun, sevdiklerin artar, sevenlerin artar. Artık arkadaşlık dostluk sadece sözlükte kalır artık menfaat önde olur. Her yaptığında eski ye değil geleceğe bakarsın. Çıkarlarını düşünür avuçlarını ovalarsın. Makamlara mevkilere sarılır, onlardan güç alırsın. Senin için önemli olan tek şey artık çıkarındır. Ya sonra?
Mevlana’nın “Hiçlik Felsefesi”ni bilir misin? Bilmelisin…