Sevgili okurlar, etrafımda yıllardır “Futbolu takip etmeyi bıraktım” veya “Süper Ligi artık izlemiyorum” tarzındaki söylemlerde bulunanların sayısı az değil, bilakis her geçen gün artıyor. Başlarda bu durumun nedenini pek anlayamamıştım, zira futbol ülkemizin ve belki de dünyanın en sevdiği spor desem yanlış olmaz sanıyorum.
Başlarda anlam veremediğim bu durum; gerek görüp duyduğumuz çeşitli haberler, gerek de izleyip şahit olduğumuz birtakım olaylar sayesinde bu sözü anlamamı hatta söyleyenlere hak vermemi sağladı. Peki, bu olumsuz vaziyetin oluştuğu tek branş futbol mu? Gelin bu sorunun yanıtını yakın zamanda yaşanan ve hâlâ süregelen bir olay üzerinden vereyim: “Peng Shuai nerede?”
Peng Shuai; hem çiftler hem de tekler kategorilerinde önemli başarılar elde etmiş, Çin’in kort tenis tarihindeki en iyi on sporcusundan birisidir desem yanlış olmaz sanıyorum. Shuai, yaklaşık bir ay önce, Çin’in eski başbakan yardımcısı tarafından tacize uğradığını açıklamasının ardından adeta ortadan kayboldu. Başta tenis camiası olmak üzere bu olayı duyan herkes “Peng Shuai Nerede?” sorusunu sorarak bir akım oluşturdu. Tabii bu iş sadece sosyal medya düzeyinde kalmayacaktı.
WTA (Kadın Tenisçiler Birliği), ilk birkaç günü açıklama yapmadan gelişmeleri uzaktan izlemeyi tercih etti. Herkes birliğe olan inancını tam yitirecek gibi olurken birlik yönetimi Peng Shuai için endişelendiklerini bildiren ve bu konu hakkında soruşturma açılmasını istediklerini bildirdikleri bir belge yayınladı.
Uğruna herkesin endişelendiği ve tartışmaların yükseldiği Peng Shuai, sürpriz bir şekilde bir etkinlikte ortaya çıktı kaybolduktan yaklaşık 3 hafta sonra. Bu etkinlikle ortaya çıkmakla kalmayan Shuai, bir de IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) Başkanı Thomas Bach ile telekonferans yöntemi ile görüştü. Bach; görüşme sonrası Shuai’nin durumunun iyi olduğunu, yakınlarıyla daha fazla vakit geçirebilmek için medyadan uzaklaştığını söyledi.
Başkan, her ne kadar bir problem olmadığının altını çizse de hem Shuai’nin hiçbir medya kuruluşuna beyanat vermemesi hem de etkinlikte yalnızca fotoğraflarda görülebiliyor olması çoğu kişide olduğu gibi WTA yönetiminin de yüreğine su serpmemiş, bilakis endişeleri arttırmıştı.
WTA Başkanı Steve Simon deyim yerindeyse daha fazla dayanamadı ve ne Bach’ın açıklamasına, ne Çinli sponsorlardan gelen yüksek gelire ne de Çin’de organize edilecek turnuvalar için yapılan yüksek bütçeli anlaşmaları umursayarak Çin ve Hong Kong’daki turnuvaların askıya aldığını duyurdu. “2022’de Çin’de etkinlikler düzenlersek tüm oyuncularımızın ve personelimizin karşılaşabileceği risklerden büyük endişe duyuyorum" diyerek. WTA yönetiminin bu olayla ilgili somut adımları tereddütsüz atarken maddi durumu WTA’den katbekat iyi olan ATP ve IOC gibi kurumların tepkilerini yalnızca sonar cihazıyla duyulabilecek seviyede göstermeleriyle WTA’in Don Kişot misali yalnız mücadele ettiğini görüyoruz ama Don Kişot’un yapabileceği hamle sayısı da azalıyor git gide…
Sorumuza dönecek olursak, gönül isterdi ki bu soruya “başka sporlarda yok bu tip durumlar” diyerek cevap verebilsem ama maalesef ki görüyorsunuz… Spora spor dışında etki eden etkenler bozuyor sporun paklığını, berraklığını. Kim severek izler futbolu şayet FIFA’da yolsuzluklar olursa, kim takip etmeyi sürdürür basketbolu şayet dünyanın en büyük yerel ligi olan NBA’de bir hakem bahisten para kazanmak için yönettiği maçlarda herkesi organize ederse, kim keyifle izler atletizmi doping olayları devam ederse...
Spor; temeline baktığınız zaman toplumsal barışta önemi yok sayılamayacak derecede olan, insanların onunla uğraşırken veyahut takip ederken zevk aldıkları bir aktivitedir. Sporun toplumsal barışa katkısını göstermek adına günümüzden çok önce yaşanmış bir örnek vermek isterim. Milattan önce dokuzuncu yüzyılda Antik Olimpiyatları süresince Spartalılar Yunanlılara saldırmayı durdurur, Oyunlar barış çerçevesi içinde oynanır, sporcular zarar görmezmiş. Fakat günümüze geldiğimizde yaşanan olaylar; sporun barışçıl yapısından uzaklaşıp tartışmalara, hatta kutuplaşmalara neden oluyor. Acil önlemler alınmaz, spor amacından iyice saparsa ne sporu takip eden çıkar ne de zaten kutuplaşmaya yer arayan dünyamızda bunların sonu gelir, artık yeter…