Nevruz'da bir kez daha sözde silah bırakanları gördük! 2025 Nevruz gösterilerinde gördüklerimize gözlerimizi kapatıp, duyduklarımıza kulaklarımızı tıkayamadık.
23 Mart 2025’de İstanbul–Yenikapı meydanında gerçekleştirilen Nevruz kutlamalarında açılan teröristbaşı Abdullah Öcalan posterlerine, sözde Kürdistan bayraklarına, güvenlik kuvvetleri müdahale etmese de, biz şehit yakınları elbette tüm bunları içimiz kan ağlayarak gördük.
Asker, polis ve Kürt bebeklerinin katili Abdullah Öcalan için atılan sloganları da duymazdan gelsek bile, duyduk. Hem de terör örgütü PKK’nın silah bırakması için yapılan yoğun çağrıların devam ettiği, adını dahi tam olarak bilmediğimiz ama Terörsüz Türkiye olarak seslendirilen bir süreçte, bunlar yapılırken şehitlerimizin kemiklerinin sızlamadığını, şehit yakınlarının üzülmediğini kimse düşünmesin.
Terörsüz Türkiye süreci hiç kimsenin karşı çıkmayacağı bir süreçtir. Bu süreç hiçbir şekilde teröristbaşı Abdullah Öcalan’ı, kurucusu olduğu PKK terör örgütünü ve mensuplarını aklama süreci olarak devam ettirilemez. Öcalan yandaşlarının yaptığı da tam bu değil mi? Özerklikten, federasyondan, devlet kurmaktan, vazgeçtiklerini söyleyenler, sözde Kürt bayraklarını dalgalandırarak neyin mesajını kime vermektedir.
Eğer izinli bir toplantıda teröristbaşı Abdullah Öcalan posterleri açılırken ve sözde Kürt Devleti bayrakları Misakı Milli sınırlarımız içerisinde dalgalandırılırken, tüm bunları güvenlik kuvvetlerimiz seyrediyorsa veya seyretmek zorunda kalıyorsa, bir şehit yakını olarak bu durumu içimize sindirdiğimizi söyleyemem. Bunlar hiç bir zaman şehit yakınlarımızın kabul edemeyeceği çılgınlıklardır.
Madem ki terörsüz Türkiye diyoruz, bu işi şirazesinden çıkarmadan bunu yapmak yükümlülüğü herkesin olmalıdır. PKK teröründe 50 binden fazla insanımızı kaybettik. Bu basit bir rakam değil! Olaya sadece rakam olarak bakamayız!
Rakam dediğimiz candır, insandır. Canımızda, insanımızda hiçbir şekilde rakam değildir. Biz bu ülkeye sığdık da, bu insanlarımız mı sığamadı. Onların yaşam hakları yok muydu? Herkes aklını başına toplamalı, bir daha aynı acılar yaşanmamalıdır. Abdullah Öcalan teröristbaşı değilmiş gibi hareket edilirse, bunu kimse kabul etmez. Teröristbaşı Öcalan posterleri ve sözde Kürt devleti bayrakları ile her fırsatta, her buluşmada ortaya çıkanlar süreci sulandıranlar ve süreçten ne koparırsak kar diyenlerdir. Öyle anlaşılıyor ki içimizdeki teröristbaşı kafası hiç değişmemiş! Yenikapı Nevruz buluşmasında tüm bunları rahatlıkla görebilirsiniz. Buna rağmen birileri hala teröristbaşı Öcalan’dan medet umuyorsa, hem ülkemize hem de insanımıza ihanet etmektedir.
Bir şehit yakını olarak hiç unutmuyorum, hiç de hafızamdan silinmiyor! Açılım sürecinde yaşanan bir yığın rezaleti yok sayabilir miyiz? Açılım sürecinde hendek kazıp, hendek sürecini başlatan PKK terör örgütünün şehit ettiği kahramanlarımızı hafızamızdan silebilir miyiz? Bu yüzden şehit yakını kimliğimle herkese tavsiyem ve önerimdir. Yoğurdu bile üfleyerek yemek zorundayız. Deneme yanılma yöntemiyle hareket etmek doğru olmaz. 2025 Nevruz gösterilerinde göreceklerimizi bir kez daha gördük. Teröristbaşından melek olmaz. Katil her zaman katildir. İş işten geçtikten sonra aldandık, aldatıldık biz çok iyi niyetliydik demenin, kimseye bir faydası olmayacaktır. Nevruz’da açılan paçavraları görmedik diyebilir miyiz? Biz şehit yakınları neden böyle bir sürece katkı verelim ki?
bir milyon oyum olsa, bir milyon oyumla RTEye destek olurum. inşallah terörün de kökünü kazıyacak....