Devlet Bahçeli 22 Ekim 2024’de teröristbaşı Abdullah Öcalan’a çağrıda bulunmuş, "Teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti Grup Toplantısı’nda konuşsun, terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın." demişti.
Bu çağrıyı duyduğumuzda şehit yakınları olarak hem kahrolduk, hem de hiç kimseye güvenilmemesi gerektiğini bir kez daha yaşayarak gördük. Daha düne kadar elinde yağlı urgan alıp şehir şehir dolaşıp teröristbaşı Öcalan asılsın diye sert mesajlar veren Devlet Bahçeli, teröristbaşına yaptığı bu çağrı ile şehit acımıza adeta benzin dökmüş, yüreğimizdeki şehit acısının şiddetini artırmıştı. Çok acı ama gerçekten kahrolmamıza neden olmuştu.
Bu çağrı şehitlerimizi mezarlarında rahat uyutmayan, biz şehit yakınlarını da son derece rencide eden ve üzen bir çağrı olarak kamuoyuna düşmüştü. Devlet Bahçeli’nin çağrısını duyan kimse kulaklarına inanamadı. Biz şehit yakını kimliğimizle galiba dünyanın sonu geldi dedik. Bu çağrı kesinlikle Devlet Bahçeli’den beklenen bir çağrı değildi.
Kendi adıma ve şehit annesi olan annem adına ifade ederim ki, biz şehit yakını kimliğimizle sırtımızdan vurulduğumuzu hissettik. O çağrının yapıldığı günden beri yaşananlara şehit yakını ve şehit yakınları olarak elbette tepki veriyoruz. Ancak çeşitli nedenlerle maalesef kendimizi yeterince ifade edemiyor, kamuoyu önünde gerçek tepkimizi yine çok çeşitli ağır nedenlerden dolayı ortaya koyamıyoruz. Bu vatana canımızdan can, kanımızdan kan verdik.
Karşılığında sırtımızı sıvazlayan ellerden bu kadar şiddetli bir tokat hiç beklemedik. Yakışmadı, yakıştıramadık. Zannedilmesin ki silahlar bırakılmasın terör bitmesin, PKK terör örgütü kendisini yok etmesin gibi bir isteğimiz yok.
Teröristbaşına ve teröristlerine kimse pişman olduğunu söyletemez. Çözüm sürecinde Habur'da kurulan çadır mahkemelerini hatırlayın. Unutursanız bundan sonraki yaşayacaklarımızı hayal bile edemezsiniz. Kesinlikle pişman olmadıklarını, sadece biz şehit yakınlar değil, onu ve terör örgütünü az çok tanıyan, takip eden herkes bilmektedir. PKK terör örgütü güvenlik kuvvetlerimiz tarafınsan minimum seviyeye indirilmiş, hatta yurt içinde yok edilmiş, hareket edemez hale getirilmiş bir terör örgütüdür. Bunu bile bile PKK terör örgütünden medet ummanın ülkeye zarardan, devletine güvenen insanların güvenini boşa çıkarmaktan başka bir anlamı yoktur.
Şehit ailelerinin ve gazilerin teröristbaşı ile ilgili düşünceleri alınmadan elindeki gücü kullanarak, birilerinin teröristbaşı ile el sıkışmasını kimsenin biz şehit yakınlarına anlatması mümkün değildir. Tüm bunları bile bile birilerinin yürütmeye gayret gösterdiği bir süreçte hiç bir ön koşul ortaya konmadığını düşünmüyorum. Sağlık sorunları nedeniyle bir türlü kamuoyu önünde hiç bir görüntüsünü görmediğimiz, göremediğimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı yazılı açıklamaların uslubu ise, biz şehit yakınlarını üzmeye ve düşündürmeye devam etmektedir.
Abdullah Öcalan hani teröristbaşıydı, bebek katiliydi, İmaralı canisiydi, kanlı katildi? Şimdi ne oldu da, teröristbaşı, bebek katili, İmralı canisi, kanlı katil tüm bu sıfatlarından kurtuldu? Teröristbaşı hangi deterjanla yıkandı yada hangi kir sökücüyle teröristbaşı olmaktan kurtuldu? Bu konuda mantıklı bir açıklaması olan var mı bilmiyoruz!
Sayın Devlet Bahçeli’nin öyle bir açıklaması var ki artık duyduklarımıza inanamıyoruz demiyoruz. Tüm bildiklerimizin, inandıklarımızın ve değerlerimizin altüst edildiği bir noktaya gelmiş veya getirilmiş bulunuyoruz.
Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli, "Terör eylemlerine son vererek lağvedilmesi" çağrısı yaptığı PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'a ilk kez "terörist elebaşı" yerine "PKK’nın kurucu önderi" diye hitap ederek, DEM Parti’ye seslendi.
Özet olarak Sayın Bahçeli ezber bozan açıklamalarına devam ediyor. Öyle ki ister istemez şu soruyu şehit yakını kimliğimle sormak istiyorum; Sayın Bahçeli teröristbaşına, bebek katiline, İmralı canisine; Sayın Öcalan der mi? Açık ve net olarak ifade etmek isterim ki, 'sayın' der demez bunu bilemem. Ama şehit yakını olarak kendisine bu konuda kefil değilim. Şehit yakınlarının bile sürekli uyarıldığı hatta birileri tarafından tehdit bile edildiği bir dönemde güveneceğimiz kim kalmış olabilir ki?
Yazdığım Yorum'a Yanıt Veren Asena'ya Uyarımdır. Terör Destekçisi Ve Öcalan Sevdalısı DEM Parti İle Tokalaşanlara Ve Pazarlık Yapanlara Mı Güveneceğiz. Yok Öyle Yağma. Ama İYİ Parti'nin Suçu Ne?
Ortada iyi parti mi kaldı.... eski genel başkanınız, parti sözünüz bile cumhur ittifakına katıldı. Geride kalanlara davet yapılsa hepsi koşa koşa cumhur ittifakına katılır....
Süreci sulandırmayın şu anda bile Askerimiz teröristlere bomba yağdırıyor. Yok şu parti bu felan filan gerçek vatansever devletinin ve hükümetinin yanında olur. Bu işten en çok rahatsız olanlar Türk ve İslâm düşmanları. Apoya özgürlük felan yok B.O.P = BÜYÜK OSMANLI PROJESİ devreye girmiştir. Bunu hiç kimse durduramaz...
İYİ Parti, Kapılarını DEM Parti'ye İkinci Kez Kapattı. Desteklemeye Devam.
Size değil oy vermek, günahımı bile vermem. Türkçülerin yeri belli. M.. H... P.... Bahçeli abimiz, ne derse o....
Ayhan abi, sen siyasete atıl da boyunun ölçüsünü al. Zafer partisinden aday ol. Bakalım bu millet sana ne kadar destek oluyor. Şehit yakiniyim, ana sana ben bile oy vermem. Niye mi terörün bitirilmesi için hiçbir plan program ortaya koyamiyorsun. Terörü bitirmek için çaba sarfedenleri de sadece eleştiriyorsun, kötülüyorsun. Aslında benden başka senin yazına yorum yazan da yok. Şehit yakını olmasan hiç mi hiç bolinmeyexeksin de.... umarım gerçekleri görürsün. Bahçelinin yaptığı yek kelimeyle vatanın selameti içindir. Adamın tek ifadesiyle terör, hem ülkede hem de suriyede bitme noktasına geldi. Umarım tümden yok olur. Bize düşen de sabırla olayın neticesini beklemektir.