Bir şehit askerimizin acılı annesini düşünün. O anne sadece şehidimizin ya da bizim değil, hepimizin annesidir. Kendi adıma bir şehit yakını olarak böyle düşünüyorum ve böyle öngörüyorum. Bunu kabul eden eder, etmeyen etmez. Herkesin kendi vicdanı ve değer yargısı ne yapması gerektiğini bilir. Buna bir şey diyemem. Bu iş her şeyden önce gerçek manada gerçekten vefa işidir. O annemizin adının Bedriye, Ayşe, ya da başka bir ad olması çok önemli değil. Şehit evlat doğurmuş olması nedeniyle adının şehit annesi olarak anılması hepimiz için çok kıymetlidir.
O annemiz günlerini, haftalarını, aylarını hatta yıllarını şehit acısıyla geçirmiş olan cefakar ve fedakar bir anne olsun. Şehit Astsubay İlhan Hamlı'nın annesi Bedriye anne, işte o şehit annelerimizden sadece bir tanesidir.
Annemin hayata tutunmasının en önemli nedenlerinden birisi şehit evladının silah arkadaşları olan değerli askerlerimizin ve değerli komutanlarımızın o anneye her daima sığınabileceği güven ve huzur veren bir sığınak olmasıdır. Bu nedenle tüm asker ve komutanlarımızın, şehitlerimizin acılı annelerine gösterdiği vefa hiç şüphesiz her türlü takdire ve kıymete şayandır.
Sadece özel günlerde değil, sıradan günlerde bile şehidimizin annesini unutmayan çok vefalı Gazi bir komutanımızın Samsun'da Garnizon komutanı olarak görev yaptığını, şehit yakını kimliğimle paylaşmak istiyorum. Değerli Komutanımız Samsun Garnizon Komutanı Gazi Tümgeneral Davut Ala'dır.
Öyle ki, şehidimiz mavi gözlü paşamızın annesi, acılı annemiz Bedriye anneye gördüğü her yerde, kendi annesine sarılır gibi sarılıp şehit annesine sıcak bir sığınak olmaktadır. Bazen şehitlikte, bazen kışlada, bazen bir iftar sofrasında, bazen özel bir günde, bazen Bedriye annenin kendi evinde şehit evladının asker kokusuyla ve sıcaklığıyla özdeşleşen Gazi Tümgeneral Davut Ala Paşamız büyük bir sevgiyle adeta koşarak gelmektedir. İşte o değerli Gazi Komutan Davut Ala paşamız vefalı ve içtenlikli davranışıyla, hain bir pusuda ciğerini kaybetmiş şehit annesinin duasını almaktadır. Evladının sıcaklığını buz gibi bir mezar taşına sarılarak arayan bir şehit annesi için, her daim yaslanılacak vefalı ve sıcak bir asker omuzu az şey değildir. Hiç şüphesiz şehit annesinin en sıcak, en güvenli sığınağı asker omuzudur.
O asker bir de gaziyse bu çok anlamlı çok da vefalıdır. Bu iyi günde de, kötü günde de hep böyledir.
Kahraman ve vefalı bir askerin rütbesi ne olursa olsun, eğer şehit bir askerin annesinin elini kendi annesinin eli gibi öpüyorsa, o asker şehit annesinin başının tacıdır. Yine bir asker şehit annesine kendi annesine sarıldığı gibi sarılıyorsa, o asker şehit annesi için kendi evladı gibi çok ama çok kıymetlidir. Şehit annesi Bedriye anne için de şehit acısı ile yaşamaya başladığı günden beri, bu hep böyle olmuştur. Ben yanındaki tek evladı ve sırdaşı olarak, bu duruma hep tanığım. Ne mutlu ki şehit annesi olan Bedriye anneme; annemizi yalnız bırakmayan vefalı askerlerimiz ve komutanlarımız hep yanındalar. Gazi Tümgeneral Davut Paşamızın şahsında hem şehit annesi olan annem adına, hem de kendi adıma Türk Silahlı Kuvvetlerimize ilgi ve alakaları nedeniyle çok minnettarız. Gazi Tümgeneral Davut Paşamızı kendi evladı gibi görmektedir, kendi evladına sarılır gibi sarılmaktadır. Şehit yakını kimliğimle bu durumu ifade etmekten ailemiz adına gurur duyuyoruz. İyi ki varlar, iyi ki her daim annemizin ve ailemizin yanındalar.