Ey okur!.. Parti kimliğini, parti gücünü kullanarak devlet kurumlarına yapışan, AK gezenlerden bahsetmiştik bir önceki yazımızda.
'Dünün mücahitleri, müteahhit oldu' demiştik..
İhalelerin etrafından dönenlerin, kamu kurumlarında cirit atanların, partiyi sadece ve sadece nerede ve hangi kurumda ihale var onun bilgisini almak için ayak yolu yapanların, ne FETÖ, ne de FETÖ ile mücadele umurlarında..
Daha dün giyecek çulu dahi olmayanların biran da ve birden bire zenginleşerek bugün küplerine doldurdukları pulları saymaları kimsenin gözünden kaçmamaktadır.
Bu milletin samimiyetini ve halis duygularını alabildiğince istismar eden, AK Gezenler davaya da en büyük ihaneti yapmaktadır. 15 Temmuz'da tankların, uçakların, namluların önüne bedenlerini siper eden asil ve alnı öpülesi necip milletimizin insanları, iş için, aş için bu AK gezenlerin kapılarını çaldığında, terslenmekte, bugün git yarın gel denilmektedir..
Geçmişte hatta, iş arayan çaresiz kızlara yürüyenleri de görmüş, okumuştuk..
Devletin kurumlarında hangi taşın altını bakarsanız bakın bu AK Gezenlerin eşleri, dostları, akrabaları, baldızları, kızları, oğulları iş başı yapmıştır oysa ki..
Gidin bakın Kavak'ta Kredi Yurtlar Kurumunda kimlerin akrabaları , eşleri, baldızları iş başı yapmış..
Gidin bakın, kamu kurumlarında, hangi ihaleler partinin verdiği kudret kullanılarak cebir ile baskı ile kimlerin firmalarına verilmiş..
Davayı, zengin olma, ihale alma, küp doldurmaktan ibaret sanan bu AK gezenler, sadece aziz millete değil, aynı şekilde parti içinde de adaletsiz ve adam kayırmacı tutum ve davranışlar sergilemektedir. Zenginler ve fakirler sınıfı oluşturulmakta, ardı olmayan davaya bağlı gençlerin ise yüzüne bakılmamaktadır..
"Devletle hiç bir akçeli işimiz yok" diyerek mangalda kül bırakmayanların, FETÖ'den satın aldıkları binaları, yurt olarak devlete kiralayıp servetine servet kattıklarını, yurtlara kimlerin kahvaltı sattığını, sözüm ona referandum çalışması için Samsun'a gelip, belediyelere distribütörlüğünü yaptığı kahveleri satmak için, partide ki nüfusunu kullanarak vaatler verdiğini, ve o kahveleri yüksek meblağlarla satanları, bizim kadar bu şehirde yaşayan insanlarda elbette biliyor.
Daha dün binek araba dahi bulamayıp bugün aldıkları ihalelerle, devlet kurumlarına sattıkları mallarla son model otomobillere binenleri, cebinde parası olmadığı için pahalı ve lüks mekanların kapısından dahi içeri girmeye tereddüt eden, ama bugün sınıf atlayarak o mekanlarda nargileler fokurdatanları da millet gayet iyi biliyor..
Davanın değil, rantın kavgasının olduğu bu ortamda ise işte o yüzdendir ki herkes birbirine operasyon çekiyor, kumpaslar kuruyor..
Davanın değil, rantın kavgasını yapan AK gezenlere karşı neyse ki bu milletin tek güvendiği tek inandiği bir lider var.. Onun yüzü suyu hürmetine 'sabır' diyor bu millet.. O lider zira, yolun başında "Millete efendilik yapmaya değil, hizmet yapmaya geldik. Millete efendilik yok, milletin efendiliği var" demişti...
Millete hizmet sevdasından uzaklaşıp, nefis ve akçeli işlerin peşinde koşan AK gezenler, başta da söylediğimiz gibi, bu kutsal davaya en büyük ihaneti yapmaktadır.
Ey okur!.. liderin FETÖ ile mücadelesinde elbette ki bu AK gezenlerle mücadelede gereklidir. Bugün FETÖ denilen terör örgütünün içerisinde ki alçak hainler ile mücadele adına kıllarını kıpırdatmayan bu AK gezenler, milletin aklı ile de zaman zaman alay etmektedir..
Rantın, akçeli işlerin peşinde koşmaktan yorulmayan, nerede hangi ihale var oraya çöreklenen AK gezenler, 17-24 Aralık sürecinin öncesi ve sonrasında olduğu gibi, Milletin Adamını bugün de FETÖ ile mücadelede yalnız bırakmıştır. Çünkü onların böyle bir dertleri gamları yoktur. Ve bu kutsal mücadelede, Uzun Adam'ı yine necip millet yalnız bırakmamıştır..
Ne demişti yıllar önce Uzun Adam, "Gün Ola Harman Ola"